DOSYA HABER

Sur'da yeniden yazılan tarihin ardından bir yıl (5)

30/11/2016

Sur direnişinde hayatını kaybeden ve adını bu direnişe yazdıranlardan ikisi daha 17'sinde yaşamını yitiren Rozerin Çukur ve Çekvar Çubuk oldu. Rozerin'in kardeşi Güllüşah, "O amacına ulaştı, onla gurur duyuyorum", Çekvar'ın arkadaşı Mizgin "Çekvarlar bitmeyecek, onlar destansı direnişin parçası oldu" diyor.

Sur'da yeniden yazılan tarihin ardından bir yıl (4)

29/11/2016

Sur'da 103 gün süren direnişin ardından Mart ayında "operasyonlar bitti" açıklaması yapıldı. Mahallelerde yıkım sürerken, her sokağa kalekollar kuruldu. Uyuşturucu çeteleri, ajanlaştırma politikalarını anlatan halk ise "Bunlar iskan politikasının parçası, " diyor.

Sur'da yeniden yazılan tarihin ardından bir yıl (3)

28/11/2016

2015 Ekim ayı ile Sur ilçesinde halk öz savunma temelinde hendek kazıyordu. Kasım ayının ilk aylarına kadar devlet fiili yasak ilan ederek ilçeye saldırsa da halk ses çıkarma eylemleri yaparak direnişe ses veriyordu. 6 Kasım tarihinin ardından çatışmalar aralıklı olarak 28 Kasım tarihine kadar devam etti. 28 Kasım'da Baro Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesinin ardından başlayan direnişin 1'inci yılı geride bırakıldı.

Sur'da yeniden yazılan tarihin ardından bir yıl (2)

27/11/2016

Kürdistan'da özyönetimlerin ilan etmesi ile beraber saldırıların da ilk hedefi olan Sur, 1 yıl boyunca tarihi bir direniş sergiledi. Bu direniş herkesin hafızasında destansı bir yer edinirken, halk Sur ile ilgili birçok efsanevi şeyler söylemeye başladı.

Sur'da yeniden yazılan tarihin ardından bir yıl (1)

26/11/2016

Tarihi Surların direnişlere tanıklığı Milattan öncelere dayansa da en korkunç savaşını 2015-2016 tarihleri içerisinde yaşadı. Öyle ki Sur içerisinde direnenler geçmişte hendek kazarken 2016 tarihi direnişinde de halk hendekler kazarak Sur'lara sırtını dayadı.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (7)

23/11/2016

HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun tüm kadınlara 25 Kasım mesajı: "Bugüne kadar olduğumuz gibi sokaklarda olmaktan vazgeçemeyelim ve her türlü şiddete karşı mücadelemizi birbirimize kenetlenerek, çok ciddi bir dayanışmayı yükselterek verelim. Kurtuluşumuz kadınların yükselen mücadelesi ile olacak."

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (6)

22/11/2016

Kadına yönelik katliam ve şiddet sarmalının artarak büyüdüğü bir yıl daha geride kalıyor. 2017'ye girerken yüzlerce kadın erkek-devlet şiddeti sonucu katledildi, yüzlercesi ise erkek şiddetine maruz bırakılmaya devam etti. Katledilmiş kadınların bedenlerini teşhir eden erkek-devlet zihniyeti, kadın katillerine ceza indirimleri uygulayarak, cinsel saldırıda rıza arayarak kadın düşmanlığını pekiştirdi.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (5)

22/11/2016

Kadına yönelik katliam ve şiddet sarmalının artarak büyüdüğü bir yıl daha geride kalıyor. 2017'ye girerken yüzlerce kadın erkek-devlet şiddeti sonucu katledildi, yüzlercesi ise erkek şiddetine maruz bırakılmaya devam etti. Katledilmiş kadınların bedenlerini teşhir eden erkek-devlet zihniyeti, kadın katillerine ceza indirimleri uygulayarak, cinsel saldırıda rıza arayarak kadın düşmanlığını pekiştirdi.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (4)

21/11/2016

Federal Kürdistan Bölgesi'nde yaşayan kadınlar erkek şiddeti ve yasalarıyla mücadele etmeye devam ederken, tüm dünya kadınlarına ortak mücadele hattının oluşması için de çağrıda bulunuyor.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (3)

21/11/2016

Tarihi direnişin devam ettiği Rojava'da kadınlar, 2016 yılında da yeni yaşamı örmeye devam ederken, Minbic ve Rakka hamlelerinde ise ön cephelerde yerlerini alarak, son bir DAIŞ'li kalana kadar mücadeleye devam sözü verdi.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (2)

20/11/2016

Türkiye devletinin bir sene boyunca Kürdistan’da açtığı savaşta çok sayıda kadın katledilirken, bu saldırılar batıda da infazlar olarak yüzünü gösterdi. Katledilmiş kadınların bedenlerini teşhir eden erkek-devlet zihniyeti, kadın düşmanı politikalarını da artırarak kadınların yaşamlarını hedef aldı. ‘Yarım kadın’dan ‘madam gibi ölmeyi’ reddeden erkek devlet zihniyetine karşı kadınlar direnişi giyinerek mücadeleyi büyüttü.

Erkek-devlet şiddete soyundu, kadınlar direnişi giyindi (1)

20/11/2016

25 Kasım 2015’ten 26 Kasım 2016’ya kadar geçen süre zarfında tüm dünyada yükselen en büyük şiddet hiç kuşkusuz erkek-devlet şiddetiydi. Kürdistan ve Türkiye olmak üzere dünyanın hemen her yerinde devlet şiddeti kadın bedenine ve yaşamına doğru saldırıya geçmişse de, bu yükselen şiddeti kıran en büyük güç kadınların direnişi olmuştu. Son bir yıl tarihin en büyük devlet şiddetlerinden birini görürken, sokaklarda bedenleri teşhir edilen kadınların onurunu üzerine direniş olarak geçiren kadınlar ise adını tarihe kazımış oldu.

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil faciası (4)

15/10/2016

Meme kanserine karşı mücadele eden Aysun Paksoy, aynı zamanda bir yaşam savunucusu. Karadeniz'de yapılmak istenen nükleer santral ve hidroelektrik santral projelerine karşı düzenlenen eylemlerde de yer alan Aysun, "Hastalığımla, Karadeniz doğasının yıkım projelerine karşı direndiği gibi direneceğim. Karadeniz de kazanacak, ben de" diyor.

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil faciası (3)

14/10/2016

Çernobil katliamı yaşandığında Doğu Karadeniz'de olan kadınlar, “Ne vakit ki kanser Karadeniz'in kaderi oldu o zaman gerçeği anlatanların sesleri duyulmaya başladı” diyor. Çernobil'in yasaklı bir konu gibi tabuya dönüştürüldüğünü söyleyen kadınlar, gerçeğin üstünün örtülmemesi için çağrı yapıyor.

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil katliamı (2)

13/10/2016

Çernobil 26 Nisan 1986'da gerçekleştiğinde, katliamdan günler sonra Rusya'nın patlamayı dünya kamuoyundan sakladığı oraya çıktı. Türkiye medyasında yer alan haberler ise, bilimsel gerçekliklerden uzak devlet söylemlerine göre servis edildi.

Karadeniz'in dinmeyen çığlığı: Çernobil katliamı (1)

12/10/2016

Şair Nazım Hikmet, 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya'ya atılan atom bombasının sonuçlarından etkilenerek yazdığı "Japon Balıkçısı" isimli şiirinde anlattıklarının neredeyse bir benzerinin, Doğu Karadeniz başta olmak üzere kendisinin de bir süre kaldığı Hopa'da da yaşanacağını elbette bilmiyordu. O günlerde “Korkmadan çay içebilirsiniz” denilerek Çernobil katliamının içine sürüklenen Doğu Karadeniz halkları, yıllardır bir felaketin dinmeyen çığlığını yükseltmeye devam ediyor.

10 Ekim: Gökyüzüne kansız bakmak isteyenler (4)

08/10/2016

10 Ekim katliamının ardından kabul edilen iddianame ve 7 Kasım'da görülecek davaya ilişkin bilgilendirmelerde bulunan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği avukatı İlke Işık, dosyanın 36 kişilik bir grup IŞID'liden ibaret hazırlandığını belirterek, hiçbir kamu görevlisinin dosyaya 'sanık' olarak girmediğini kaydetti. Dosyada sanıkların arasındaki ilişkilerin dahi incelenmediğini, dökümanların deşifre edilmediğini vurgulayan İlke, 10 Ekim'in iki en önemli sanığı Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun'unun ölümünün de şaibeli olduğuna dikkat çekiyor.

10 Ekim: Gökyüzüne kansız bakmak isteyenler (3)

07/10/2016

10 Ekim katliamının üzerinden geçen bir yılda katliama tanıklık edenler art arda gerçekleşen katliamlardan sonra Ankara Tren Garı’nın önündeki 'barış' çığlığının daha da somutlaştığını söylüyor. 10 Ekim'de patlamanın ardından polisin saldırısına maruz kaldıklarını hatırlatan katliam tanıkları, polis saldırısı ile ambulansların geç gelişinin, can kayıplarını artırdığını kaydediyor. O gün mitingde bulunan avukat İlke Işık, "Katliamın hemen arkasından hiçbirimizin anlamadığı, anlamak istemediği, izah edemediği; polis saldırısı, tazyikli su, gaz, gibi bir dolu şey yaşadık. Kendi adıma zaten büyük bir dehşetin içindeydik, polislerin gelişini gördüğümde bu olanlar gerçek olamaz diye düşündüm” diyerek o gün yaşanılanları özetliyor.

10 Ekim: Gökyüzüne kansız bakmak isteyenler (2)

06/10/2016

Erkeklerin açtığı savaşlarda, erkeklerin yıktığı kentlerde, erkeklerin yaptığı katliamlarda… her devirde ve her yerde barış sesini yükselten, kimi zaman beyaz tülbentlerini kimi zaman bedenlerini yaşama adayan kadınlar, 10 Ekim'de de barışı getirmek için yola çıkmıştı. O gün, ardından barışı emanet bırakan 30 kadının cenazesi, "Size sözümüz barış olacak" diyen kadınların omuzlarında taşınmıştı.

10 Ekim: Gökyüzüne kansız bakmak isteyenler (1)

05/10/2016

10 Ekim Ankara katliamının üzerinden bir yıl geçti. Geçen bir yılda savaş süreci derinleşirken, Kürdistan'da da benzeri görülmemiş imha ve katliam politikaları devreye konuldu. 10 Ekim'de Ankara Tren Garı alanına "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi" için gelen yurttaşlar ekmek ve su gibi gördükleri yaşamsal barış talebini, yaşatılan tüm katliamlara rağmen haykırmaya devam ediyor. O gün açılan pankart ise hâlâ yerini koruyor: "Ne de çok özlemişiz gökyüzüne kansız bakmayı."