JINHA

WAN- Erciş ilçesinde asker ve polislerin Hediye Atman’ı kendi evinde diri diri yakması olayının ardından olay yerinde inceleme yapan ve aileyi ziyaret eden HDP ve DBP heyeti arasında yer alan HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe, Hediye'nin katledilmesine ilişkin hukuki sürecin başlatılacağını belirterek, "Bu durum ciddi anlamda güvenlik endişesi yaratan bir olay. Çok vahim, barbar ve vahşice bir olaydır" dedi.

Van’ın Erciş ilçesinde 18 Kasım 2016 tarihinde Çelebibağı Mahallesi Agamast yolu üzerinde Ahmet ve Hediye Ataman çiftinin evine baskın düzenlenmiş ve Hediye Ataman evinde diri diri yakıldıktan sonra evi yıkılmıştı. Olay sonrası İnsan Hakları Derneği (İHD)’nin olay yerinde inceleme yapmasının ardından DBP ve HDP Van yönetiminden oluşan bir heyet ile HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe olay yerinde bir takım incelemelerde bulunup aileye taziyelerini bildirdi. Olay yerine dair izlenimlerini anlatan HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe, “Devlet burada asli görevini unutmuş görünüyor. Bizim en büyük tepkimiz bunadır. Can ve mal güvenliğini esas olarak koruması gerekirken devlet şu an bu yükümlülüğünü bir tarafa bırakmış. Bu hıncın sebebi nedir diye sormak istiyoruz” diye konuştu.

‘Polisler benzim bidonları ile ev yakmış’

Olay yerinde gördükleri ile görgü tanıklarının da söylemlerinden yola çıkarak, yaşananların vahşet olduğunu dile getiren Bedia, ana akım medya ve Van Valiliğinin doğruları yansıtmadığının altını çizdi. Bedia, ”Ana akım medya da verilen haberler ile burada gördüklerimiz gerçeği yansıtmıyor.37 yaşında Hediye Ataman adlı genç bir kadın evinde öldürülmüş görünüyor. Sivil ve savunmasız bir kadın evde yanarak can vermiş. Ortadaki gerçek bu. Basına yansıyan ve Valilik tarafından yapılan açıklama da bir örgüt üyesinin ele geçirildiği şeklinde olmuş. Ancak buradaki manzara o değil. Sivil savunmasız silahsız bir kadın yakılarak öldürülmesi ve evinin başına yıkılmadı söz konusudur. Ev tamamen yakılıp yıkılmış. Görgü tanıklarının beyanlarına göre benzin bidonları ile ev yakılıp ateşe verilmiş. Evin etrafından 300 den fazla polis ve asker. 30’dan fazla zırhlı araç olduğunu söylüyorlar. Böylesi bir güvenlik adı altında nasıl evde kimin olduğunu bilmeden açık infaz işlenir kimsenin aklı almıyor” ifadelerinde bulundu.

‘Bu süreci AİHM'e kadar götüreceğiz’

Hediye’nin olay olduğu sırada akrabalarını arayıp ‘beni kurtarın’ dediğini de dile getiren Bedia, kamuoyu ve ailenin katliamla ilgili aydınlatılması gerektiğinin söyledi. Bedia, ”Hediye Ataman evi taradıklarında hemen kaynını telefon ile aramış ve beni kurtarın demiş. Hediye, 'ben evde yalnızım ve beni kurtarın diyor' kaynı da onu kurtarmaya gelmiş. Polisler izin vermemiş ve gelenleri de gözaltına almış. Ciddi anlamda darp edilip işkenceye maruz kaldıklarını gördük. Evde bir kişinin olduğunu bilgi olarak ta biliyorlar. Hukuki süreçler devam edecek. Hem suç duyuruları yapılacak hem de işkenceye dair işlenen suçlar tarafımızca takip edilecek. Ailede ısrarcı AİHM ye kadar ilerletilecek bir süreç var. Uzun zamanda sürse illaki bu suçun cezası verilecektir. Gerçeğin ortaya çıkması için elimizde geleni yapacağız” dedi.

‘Aile ve kamuoyunun vicdanı rahatlatılmalı’

Yaşanan katliamda devletin halkın mal ve can güvenliği sağlamadığını ifade eden Bedia, katledilen Hediye’nin yıllardır bu evde yaşadığını ve çevrede tanındığını kaydetti. Bedia, “Orada her kim olursa olsun esas olan hayatı kurtarmak yani yaşamdır. Eğer ki birileri olsaydı sağ yakalama şansları vardı. Ki bir tane cenaze var. Oda Hediye Ataman. Bu durum izaha ve aydınlanmaya muhtaçtır” şeklinde konuştu.

‘Olay, vahşi ve barbarca yapılmıştır”

Bedia, devletin asli görevini unuttuğunu yineleyerek, son olarak şu sözlere yer verdi: “Bu durum ciddi anlamda güvenlik endişesi yaratan bir olay. Çok vahim, barbar ve vahşice bir olaydır. Bizim en büyük tepkimiz bunadır. Her kim olursa olsun örgüt üyesi ya da değil yargılama yakalama ve teknik takip süreci ile dünya kadar imkan varken fizikende o gün 300’den fazla güvenlik görevlisi, 30’dan fazla zırhlı araç yüzlerce kullanılan silah görüntüsü altında gerçekten yapılması gereken bu değildi.”