Gül Köksal: Alternatif bir yaşam kurmak zorundayız
10:09
JINHA
İSTANBUL - Antikapitalistler Platformu’nun düzenlediği “barış ve adalet için iş yerinde dayanışma” panelinde konuşan Kocaeli Dayanışma Akademisi'nden Gül Köksal, "Başka bir dünya mümkün diyorsak alternatif yaşam kurmak zorundayız” dedi.
Antikapitalistler Platformu’nun düzenlediği “barış ve adalet için iş yerinde dayanışma” paneli farklı iş yerlerinden çalışanların bir araya gelmesi ile Cezayir Toplantı Salonunda gerçekleşti. Moderatörlüğünü Bilgi Üniversitesi’nden Deniz Güngören’in yaptığı panelde Ankara’dan Eğitim-Sen Üyesi Can Irmak Özinanır, Kocaeli Dayanışma Akademisi Üyesi Gül Köksal ve BTS/KESK yöneticisi İshak Kocabıyık konuşmacı olarak yer aldı. KHK’lar ile yapılan saldırıların aynı zamanda iş güvenliğine de yapılmakta olduğunu ifade eden Deniz Güngören, “Bu saldırıların üstesinden beraber mücadele edilerek ve dayanışmalarla gelinebilir. Yine siyasetin tek yerde biriktiği durumda da iş yerinde dayanışma önemli” dedi.
Konuşmasına içinde yer aldığı dayanışmaları anlatarak başlayan Gül Köksal, “Kamu görevinden men edilmiş bir insan olsam da şanslı bir insanım. Çünkü çok fazla dayanışmanın içerisinde yer aldım. Bunlardan en aktifi Kocaeli Dayanışma Akademisi’nde yer aldım. Yaşadıklarımız, ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisini imzaladığımız için bugüne kadar geldi. Üniversite’nin ana sayfasından bizim 'terörist' olduğumuza dair açıklama yer aldı” şeklinde konuştu.
'Başka bir dünya mümkün diyorsak...'
Soruşturmalar, meslekten men edildiği sürece ve geliştirilen dayanışmaya dair yaşadıklarını paylaşan Gül, “Arkadaşlarımızdan attığı imzadan ve yaptıklarından geri dönen olmadı. Demokrasi ve emek örgütleri ile ayrım yapmadan iç içeyiz, biraradayız. Yan yana olmaya ve bunu derinleştirmeye, kent yararına işler yapmaya dair çalışmalarımız sürüyor. Üniversite içinde bu koşullarda olmaktansa şuan içinde bulunduğum koşullarda direngen ve karşı kurucu bir öğe olan sürecin içinde olmaktan dolayı çok mutluyum. Tek sorun ekonomik. Zaten alternatif yaşam kurmak amaç. Başka bir dünya mümkün diyorsak alternatif yaşam kurmak zorundayız” şeklinde konuştu.
‘Sendikal mücadele barış talebinin ayrılmaz parçasıdır’
“15 Temmuz Türkiye’nin toplumsal, askeri, ekonomik yaşamında bir kırılmadır” diyen İshak Kocabıyık, 7 Haziran ve 1 Kasım örneklerini vererek, birkaç kırılma noktası daha olduğunu aktardı. 7 Haziran’ın önemli bir kırılma noktası olduğunu ifade eden İshak, “10 Ekim katliamında yaşamını yitiren 14 arkadaşımız var. Yaşadığımız acı üzerinden 1 Kasımın böyle sonuçlanacağını düşünmüyorduk” şeklinde belirtti. Dayanışma ilişkisini 10 Ekim’den sonra hissettiklerini ve gerçekleştirmeye çalıştıklarına değinen İshak, “Darbe olunca başımıza gelecekler ne ise şimdi onu yavaş yavaş tamamlıyorlar. Sendikal mücadelenin barış talebinin ayrılmaz bir parçası olduğunu 10 Ekim’den sonra anladık. Dayanışma göstermemiz gereken buna bağlı olarak tepkiyi, ilişkiyi ortaklaştıracaklarımızdan biri de iş güvenliği olduğunu kötü bir şekilde öğrendik” diye belirtti.
‘Korkunun ecele faydası yok’
İş güvenliği konusundaki en ciddi tehdidi Ocak ayında sezdiklerini ifade eden Can Irmak Özinanır, “Bundan sonra planlamalar yaptık. Ardından soruşturmalar açıldı. Saldırılar oldu. Cebeci’de, ODTÜ’de stantlar açtık. Kobanê eylemlerinde protesto eden arkadaşlarımız işten çıkarıldı. Attığı mail den ve twitter paylaşımlarından işten çıkarılanlar oldu. Terör örgütünü destelemekten açığa alındım. Bir korku atmosferi var ama bir atasözümüz var: ‘Korkunun ecele faydası yok.’ Aslında barış ve iş güvencemiz talebimiz iç içe. Bugün bu sendikaların hedefe oturtulması tesadüf değil. Aileleriyle birlikte bir milyon kişinin bu süreçten etkilendiği söyleniyor. Savaşa karşı çıkanlar terör yanlısı olarak lanse ediliyor. Kürdistan’da çok ağır şeyler yaşanıyor ama artık batıda pek çok insanı kaybettiğimiz ve dışarı çıkamadığımız saldırılar yaşandı” ifadelerinde bulundu. Can Irmak konuşmasını, sendikaları yeniden inşa etmek gerekliliği ve dayanışmanın nasıl gerçekleşmesi gerektiği yönünde önerileri ile sonlandırdı.
Panel soru ve cevaplar ile son buldu.