Başka bir dünya düşünüyorum

08:17

Mukaddes Erdoğdu Çelik

Karşımda bir duvar panosu. Zemini yeşil, çevresi kahverengi. Üstünde fotoğraflar, allı yeşilli sarı çerçeveli ya da zeminli. Birbirinden güzel kadın fotoğrafları; gülerken en çok. Dolu dolu gülüşüyle Fidan; mezar taşına da aynı resmi işlenmiş, tıpkı tanrıçalar çağının kadınlarını hatırlatır gibi. Solunda Sara, sağında Ronahi. Kartlar, el yazmalı halleriyle hapsedildikleri yerlerden uçup gelmiş, panoya konmuşlar. Yazanlarının zafere inanç ve coşku yüklü selamlarını iletiyorlar dışarıdaki bizlere. Hemen altında iki kadın, dağların yücelerinde, kollarını açmış doğuma hazırlanan güneşi saracak birazdan. Diğeri havaya fırlatmış silahını kollarıyla tutmaya hazır. Bir çocuğun topuyla oynarcasına rahat. Yine bir dağ silsilesinin sahan gibi en tepesinde kadınlar; dağları fetheden kadınlar. Ben onlara “Dağlarına Bahar Getiren Kadınlar” derdim, şairden esinlenerek. Doğruydu dediğim ama üstünden epey zaman geçmişti. Şimdi onlar dağlardan kente yürüyüş kollarına geçtiler. Onlar zorlu yolları aşıp çoktan Rojava’da eş yaşamı kurmaya durdular.  Ve dünya artık Kürdistan’a Rojava’dan, orada yükselen kadın devriminden bakıyor. Bakıp da görmeyen gözlere gerçeği sokacak yollar mutlaka buluyorlar. Varsın zalim yeniden yeniden dağları, kentleri yıkmakla iştigal etsin, halkların sesi, soluğu yayın organlarını kapatsın, vekilleri tutuklasın, operasyonlarını eksik etmesin üzerimizden.
Başlığımda o panodan; bir gazete kupüründe nakşettiği yazısıyla şehit Evrim Demir. Gelene gidene seslenecek güçte; örgütlü kavgayı, davayı, Kürdün kolektif haklarını dillendiriyor. Ve pencere köşesinde Sema; Mazlum’da ve Dörtler’den sonra bedenine kibrit alevini salan genç kadın. Tabloyu tamamlıyor. Saray cuntasının kapattığı ilk kadın haber ajansı bu topraklarda açıldıysa, oralardaki kadın gücünün eseridir. JINHA, haber nöbetini bu odada tutuyor ben de oradayım işte.
Aslında kafamda dünden kalma konum, Kılıçdaroğlu’nun Kandil’e kanlı sefer sevdasıydı. Panodaki kadınları seyrettikten sonra bir daha düşündüm de hepsi bir arada seyrettirmeli mi ona? Belki Kandil dediği yerin sefer olunamayacak yer olduğunu anlar. Sefer olunsa bile ala zafer olunamayacağını anlatacak bir yol olsa. O kadınlar ki iradeleri ve akılları Kandil’in yarısı çoktandır. Onlar oralarda sömürgeci zalimleri defalarca yendi, defalarca çöplüğe attı. Soyu kurumuş bir Dersimli olarak anlamıyor mu hala? Öyle ya ne paşalar denedi Kılıçyarın evvel akıllarını, kaçı terfilerini söktü o yollarda, kaçı dünyayı en azgın katliam dileklerine kavuşamadan terk etti dünyayı. Sana mı kaldı akıl vermek Kılıçdarın dalkavuğu? Onlar 30 küsür yıldır sefer eyleyenlerden akılsız mı sanıyorsun?
Aslında mesele sen değilsin de hala o koltuklarda, Kürdü, Aleviyi kandırma hakkını kullanıyor olmasında. Bir gün önce Parti Meclisi toplanmış, tabanını, AKP diktatörlüğüne karşı sokağa çağırıyor, o ise Erdoğan’ı Kandile sefere çağırıyor! Peki CHP örgütleri ve tabanı, antifaşit kitleler hangi çağrıya uyacak? AKP’ye karşı kimlerle yürüyecek? HDP değilse MHP faşistleriyle mi? Hedefi ve amacını PM bildirisi yerine Kandil seferi gibi kirli bir sömürgecilik mi belirleyecek? Heyhat, Erdoğan’a Kandil’e sefere gidebilse seni de tepetaklak Fizan çöllerine atar, en iyi ihtimalle. Hele de Trump gibi bir ABD başkanı geldi ki, seyreyle sen ikili dansları. Artık Ortadoğu’da kanlı dövüşlerden beğen beğendiğinden, bakalım ne göreceksin. Hiç bu kadar kötü bir CHP başı olamamıştı diyenler haklı belki. Kılıçdaroğlu böyle konuştuğunda aklıma hep Dersimli arkadaşlar ve onları karikatürize eden fıkram gelir. Anlatmayayım yenideni en iyisi tarihteki yerinde kalsın o sözler.
Saray cuntasının kapattığı JINHA, 21. Yüzyılın kadın devrimleri yüzyılı olacağının müjdesi gibidir. Ona çok özenle sahip çıkmalı bütün kadınlar. Savaşa kesmiş Ortadoğu ve Türkiye’de eşitlik, özgürlük adaleti toplayıp getirecek zaferlerimizin kadın damgasıyla geleceğini görüyoruz. JINHA bu geleceğimizin sesidir de. Evrim’in düşlediği “başka dünya” kadın devrimlerinin açtığı yoldan kurulacaktır.