‘YÖK’e karşı mücadelemiz sürüyor asla teslim olmayacağız’
09:22
JINHA
İSTANBUL- 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından 6 Kasım 1981 yılında çıkarılan YÖK, her yıl Türkiye’nin birçok üniversitesinde protesto ediliyor. YÖK ile birlikte üniversitelerde devlet şiddetinin arttığını belirten İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Deniz Tuncel, yıllardır mücadele verdiklerini söyleyerek, asla teslim olmayacaklarının altını çizdi.
12 Eylül 1980 Darbesi, yüz binlerce işçi, köylü, öğrenciye karşı bir saldırının doruk noktasına ulaşması demekti. 12 Eylül darbe yönetiminin emriyle sendikalar, işçi, köylü, kadın, gençlik örgütleri kapatıldı, tüm devlet kurumlarında ilerici, devrimci, demokrat insanlar işten atıldı, bir kısmı da istifaya zorlandı. 'Refah ve mutluluğu sağlamak' adı altında devlet güçleri tarafından binlerce insana sistemli bir şekilde işkence edildi. Darbeci zihniyet iktidarlarını sağlamlaştırmak için hızla yeni yasalar çıkarmaya başladı. İktidarlarını sağlamlaştırmada temel öğenin eğitimi ele geçirmek olduğunu bilen darbeciler, bu amaçla 6 Kasım 1981’de 2547 sayılı Yükseköğrenim Kanunu (YÖK)’nu çıkardı. YÖK kuruluşunun 35. senesinde İstanbul Üniversitesi Öğrenci İnisiyatifi’nden Deniz Tuncel ile konuştuk.
‘YÖK’ü sadece bir kurum olarak ele alamayız’
Üniversite öğrencileri olarak derste, yönetiminde söz sahibi olmak istediklerini söyleyen Deniz, “Üniversite bizim yaşam alanımız ve hayatımızın en az 4 yılı üniversitede geçiyor. Bizler bu yıllarımızı akademisyenlerle birlikte paylaşmak istiyoruz, atanmışları istemiyoruz. YÖK ile birlikte üniversitelere özel güvenlik, polis yerleştirildi. Sivil polisler, öğrenci görünümlü faşistler üniversitelerde artıyor. Öğrenciye sosyal bir alan bırakmıyor ve bu yüzden YÖK’ü sadece bir kurum olarak ele alamayız” diye belirtti.
‘Yıllardır mücadele veriyoruz’
Üniversitelerde yapılan tüm eylemlerde devlet şiddetinin yaşandığını ifade eden Deniz, "YÖK kurulduğundan bu yana doğrudan muhatap olarak ne akademisyenleri alabiliyoruz ne de dekanları alabiliyoruz. Üniversitedeki hiçbir sorunun karşısında muhatap alınmıyoruz. Bizi özneleştirmemek için çaba sarf ediyorlar biz de bunun karşısında genç öğrenci örgütleri olarak yıllardır mücadele veriyoruz. Bizim 46 yıldır verdiğimiz mücadeleyi bugün konuşur hale geldiler. YÖK'ün kapatılması artık konuşuluyor hükümet tarafından ama başka bir yerden! Anadilde eğitim hakkı başta olmak üzere birçok talebimiz var. Bunlar konuşulmuyor” ifadelerinde bulundu.
‘Akademisyenler ve öğretmenler ihraç edildi’
Deniz, YÖK'ü kaldırmalarının tek sebebinin tek kurumda görevleri toplamayı amaçladıklarını, kimseyi muhatap almadan doğrudan atadığı akademisyenler ve aynı fikirde olan eğitimcileri, dekanları bireysel olarak insanları oraya yerleştirip mekanizmayı ele geçirmek istediklerini ifade etti. Deniz, "Artık bu faşizan kuruluş parçalanmış olacak ve bizim bir tane değil birden çok düşmanımız olacak. Yurt politikalarında onların amacı bu o yüzden aynı yerden tartışmıyoruz. 35 yılın sonunda evrildiği yer bugün görüyoruz ki barış akademisyenleri başta olmak üzere birçok akademisyen işinden ihraç edildi. Sadece akademisyenler değil birçok eğitim emekçisi öğretmen de işinden ihraç edildi. Bunun ötesinde birçok öğrenci de okuldan uzaklaştırıldı” dedi.
‘Teslim olmayacağız’
İstanbul Üniversitesi’nde Kanun Hükmünde Kararnameler ile birlikte ihraç edilen akademisyenlerin tekrar döneceğini umut ettiğini söyleyen Deniz, “Hocalarımızın tekrar geri döneceğini bilerek veda ettik onlara ve onların teslim olmadıklarını biliyoruz. Bizde teslim olmayacağımızın altını sürekli çiziyoruz. Bizler hiçbir zaman biat etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.