Kayıp yakınları: Bugün de vazgeçmeyeceğiz
15:02
JINHA
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları Diyarbakır, Batman ve İzmir'de adalet arayışlarını sürdürerek, siyasetçilere, kadınlara, halkın iradesine yönelik baskıları protesto etti.
DİYARBAKIR
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirdiği eylem, 403'üncü haftasında da devam etti. Eylemde, 10 Şubat 1994'te Kulp ilçesi Hamzalı köyü (Şêx Hemze) kırsalında işkence edilerek katledilen Abdulkadir Kurt ve aynı köyden alınıp kaybedilen Mehmet Meşe'nin akıbetini sordu.
Her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran kayıp yakınları, OHAL yasağından dolayı bu hafta da eylemlerini İHD Şube binasında yaptı. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" talebi ile gerçekleşen eyleme, kayıp yakınları, İHD yöneticileri üyeleri Türk Tabipler Birliği (TTB) yöneticileri katıldı.
Kayıp fotoğraflarının yer aldığı büyük bir pankartın arkasında açıklama yapan aileler, ellerinde kayıp portrelerini tuttu. Eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Raci Bilici, belediye eşbaşkanlarının gözaltına alınmalarına değinerek, kadınlara ve siyasetçilere el uzatan darbeci zihniyeti kınayarak, son nefeslerine kadar demokrasi mücadelesini devam ettireceklerini ifade etti.
Raci Bilici'nin ardından konuşan İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, Mehmet Meşe ve Abdulkadir Kurt'un hikayesini aktardı: "Köyü basan Bolu Dağ Komando Tugayı'na bağlı askerler köyden 5 kişiyi gözaltına alarak götürdüler. Olaydan bir gün sonra 3 kişiyi serbest bırakırlar. Meşe ve Kurt'u köyün dışına çıkarırlar. Ertesi sabah köyün yakınlarında kayalıkların üzerinde Aldulkadir Kurt'a ait cenaze vücudunda naylon yakılarak ve işkence edilmiş halde infaz edildi. Mehmet Meşe'nin ailesi ise onu bulmak için tüm hukuki yolları dener. Ailenin tüm girişimlerine rağmen Diyarbakır Adliyesi'nde aileye "Gidin evinizde oturun bir şey olursa biz size haber veririz" yanıtı verilir. Meşe'nin kaybedilmesinin üzerinden geçen 22 yıla rağmen akıbeti hala açıklanmadı."
Eyleme katılan Hanım Tosun ise "Bu halkın iradesini gözaltına alıp tutuklamaya çalışıyorlar. 90'larda bizleri asit kuyularına attılar ama biz yine pes etmedik davamızdan vazgeçmedik bugün de bu mücadeleyi bırakmayacağız asla pes etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
BATMAN
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları, adalet arayışlarının 403. haftasında Gülistan Caddesi Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlenen eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. İHD Şube Başkanı Mehmet Bağatır, Kürt meselesinin çatışmalarla, şiddetle, tutuklamalarla, kaçırmalarla, kaybetmelerle, baskılarla çözülemeyeceğini belirterek, "Sorun, geçen bunca süre ve kayba rağmen büyüyerek günümüze gelmiş ise şimdiye kadar uygulanan yöntemin doğru olmadığı ortaya çıkacaktır. Yakın bir tarihte tüm bunlara rağmen özellikle Suruç saldırısı ile gelişen yeni süreç, geçmişte yakılan, yıkılan köylerin yaşattığı mağduriyeti aşacak bir savaş sürecine evirilmiştir. Son bir yıldır yaşanan bu savaş süreci adeta bir çıkmaza dönmüş ve daha da acısı her gün yaşanan can kayıpları herkes tarafından kanıksanmaya başlanmıştır" dedi.
Mehmet daha sonra 21 Ekim 19932'te çalıştığı (Foto Çağ) dükkandan ayrıldıktan sonra bir daha haber alınmayan Yılmaz Gümüş'ün hikayesine paylaştı. Mehmet Yılmaz'ın kaybolmadan bir ay önce Batman Emniyet Müdürlüğünce gözaltına alındığını vurguladı.
Açıklamanın ardından kayıplar anısına 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları da Konak Eski Sümerbank önünde eylem düzenledi. "Kayıplar belli failler nerede", "Kayıplar vicdanındır sahip çık" pankartlarının açıldığı eylemde, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı'nın gözaltına alınması kınandı. Eylemde bu hafta 29 Ekim 1995'te kaybedilen Dargeçit kayıplarını ve 1996 yılında Hakkari'de kaybedilen 2 ve Dersim'de kaybedilen 6 kişinin akıbetini soruldu.
Kaybedilen kişilerin gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamadığını söyleyen İHD İzmir Şubesi Yönetici Ahmet Çiçek, Dargeçit kayıplarının öyküsünü anlattı. 2009 yılında başlatılan soruşturma kapsamında 2012 yılında kayıpların bulunması için kazı çalışması yapıldığını hatırlatan Ahmet, "İlki 17 Şubat 2012'de olmak üzere savcılık gözetiminde 4 gün süreyle yapılan kazılarda 11 kafatası ve çok sayıda insan kemiğine ulaşıldı. Bulunan kemiklerden bazılarının Mehmet Emin Aslan'a ait olduğu belirlendi ve ailesine teslim edildi. 2013 yılının Temmuz ayında ise kemiklerin bir kısmı da Seyhan Doğan'a ait olduğu belirlendi ve ailesine teslim edildi. Bazı kemiklerin ise Abdurahman Çoşkun'a ve Abdulrahman Olcay'a ait olduğu kesinleşti ve teslim edildi" dedi.
Daha sonra kazılarda bulunan kemiklerinde, Nedim Akyön ve Davut Altınkaynak'a ait olduğu 2 Mayıs 2016 yılında kesinleştiğini dile getiren Ahmet, "Bu kaybetmelerden sorumlu tutulan dönemin komutanların ve koruculardan bazılarının yargıları devam etse de bazıları gerek görülmeyerek davadan düşürüldüler burada da cezasızlık kendini göstermiştir" diye belirtti. Ahmet son olarak, kayıplar bulanana kadar ve sorumlular cezalandırılana kadar takipçisi olacaklarını belirtti.
Açıklamanın ardından kayıplar için 5 dakika oturma eylemi yapıldı.
(ödk/gc)