'Mehmet Ağar cevap ver Hüseyin Toraman nerede?'
13:29
JINHA
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin kayıplarının faillerini bulmak ve yargılanması talebiyle başlattıkları adalet arayışı 605'inci haftasında devam etti. Anneler bu hafta 27 Ekim 1991 yılında ev baskını sonrası gözaltına alınarak kaybedilen Hüseyin Toraman'ın akıbetini faili meçhullerin ve Hüseyin'in sorumlularından Mehmet Ağar'a seslenerek, "Mehmet Ağar cevap ver Hüseyin Toraman nerede?" diye sordu.
Cumartesi Anneleri'nin yakınlarının akıbetini sormak, faillerin bulunması ve yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı'nda başlattıkları oturma eylemi 605'inci haftasında da devam etti. "Kayıplar belli failler nerede" yazılı pankartın açılarak üzerine karanfillerin bırakıldığı eylemde anneler ve Cumartesi İnsanları kayıpların fotoğraflarının basılı olduğu dövizler taşıdı. Bu haftaki eylemde 27 Ekim 1991 yılında evinin önünde gözaltına alınarak kaybedilen Hüseyin Toraman'ın akıbeti soruldu. Eylemde ilk olarak Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç söz alarak, "21 yıldır buradayız. Halkın bağrına çöreklenmiş eli kanlı katillerden şikayetçiyizdir. Her gün yeni haberler geliyor. DAİŞ çetelerinin patlattığı Sülfür fabrikasının asit yağmurlarına da tanık olduk. Binlerce insanı yerlerinden yurtlarından ettiklerini ve kaldıkları çadırlara da izin vermediklerine tanık olduk. Bunları unutmayacağız. Her gün yeni bir vahşet. Bin yıl da olsa bu mücadeleyi bırakmayacağız dedi.
Ardından HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya söz alarak, "20 yıldır buraya her geldiğimde kaldırımın sesi olsa da şahitlik etse burada yaşananlara diyoruz. Sistemin varoluşundan bugüne kadar infaz faili meçhullerin olduğu dönemlerle karşı karşıyayız. Mehmet Ağar'ın sözlerine tanıklık ettik. İktidarın da sözlerinde hep kandırıldık var. Muhaliflere, Kürtlere potansiyel düşman olarak yapılanları görüyoruz" şeklinde konuştu.
'Hakikatin sözcüsü olmaya devam edeceğiz'
Hüda, Mehmet Ağar'ın darbe komisyonunda yaptığı konuşmasına atıfta bulunarak, "Ağır bedeller ödedikten sonra diyorlar ki 'yanlış tanımışız.' Ama biz saltanatlarının zihniyetlerindeki var oluşun farkındayız. Başta annelerimiz olmak üzere hakikatin sözcüsü olmaya devam edeceğiz" diye kaydetti.
'Annelerle görüşülene kadar cumhuriyet olmayacak'
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da bugün gerçekleşen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına değinerek, "Bu bayram OHAL'le insan haklarının yerle bir edildiği koşullarda kutlanıyor. Laik ve demokratik cumhuriyeti kurana kadar mücadele edeceğiz. İktidar annelerle görüşene kadar cumhuriyet olmayacak" ifadelerinde bulundu.
'Kime şikayet edelim'
Hüseyin Toraman'ın annesi Hatice Toraman, sağlık sorunları nedeniyle eyleme katılamadığı için mektup gönderdi. Mektupta şunlar yer aldı: "Yıllardır acılarımızı, acıları bilen bizi yalnız bırakmayan güzel canlar 25 yıl önce İstanbul'da evinin önünde devletin cinayet şebekesi tarafından kaçırılıp kaybedilen Hüseyin Toraman'ın annesiyim. 25 yıldır kurban olduğum oğlumu arıyorum. Yezit kendi ağzıyla bizim çocuklarımızın eline bile bir bıçak bile almadığını itiraf ediyor. Bu devletin savcısı hakimi yok mu? Çeyrek asır olmuş yavrumu benden alalı. Beni yarı can bırakalı. Git yavrum git buralardan dedim. Yok annem dedi gitmem gidemem ben bütün insanların insanca barış içinde yaşatacağı bir memleket için mücadele ediyorum. Zalimler gitsinler korkma sen bana bir şey olmaz dedi. Ah oğul, yüzüne bakmaya kıyamadığım oğul, bir bilsen memlekette insanlık için barış için uçacak güvercin bırakmadılar. Kime şikayet edek.
Bütün hükümetler, Ağar celladının arkasındaydı. Polis onların mahkemeler onların polisin şefi Ağar'dı. Bu zaman olmuş bize yaptıkları zulüm onların yanlarına kar kalıyor. Yine de buradan söylüyorum sizden korkmuyoruz. Son nefesime kadar ellerim yakalarında olacak. Oğlumu çocuklarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz."
'Cumhuriyet tarihini bu meydandan okuyun'
Mektubun okunmasının ardından Hüseyin Toraman'ın ablası Sakine Toraman konuşarak, "24 yaşında gözaltına alındı yaşından daha fazla senedir kayıp. Mehmet Ağar, tanımadığını söyledi Hasan Ocak'ı. Hasan gözaltında kayıpların simgesidir. O kimsesizler mezarlığında bulunduğunda parmaklarında damga izi vardı ayakkabılarında bağcık yoktu. Diyorlar ki kaydı var mıydı? bunlar gözaltına alındığının göstergesiydi" diye belirtti.
Sakine'de Cumhuriyet bayramına değinerek, "Size anlatayım cumhuriyet nedir. 1921'de Mustafa Suphilerin gözaltına alınarak kaybedilmesidir. 1936'da Salih Başışık'ın gözaltına alınıp kaybedilmesidir. 1937'de Dersim'de Seyit Rızaların katledilmesidir. Cenazesi hala nerede bilinmiyor. 1948'de Sebahattin Ali'dir. Hayrettin Eren'dir, Hüseyin Toraman'dır, Düzgün Tekin'dir. Tarihi buradan okuyun diye kaydetti.
'Hüseyin'in eşi kaybedilmesine şahit oldu'
Bu haftaki basın açıklamasını okuyan Ayşe Panuş da şunları söyledi: "605. haftamızda çeyrek asırlık bir hukuksuzluk, çeyrek asırlık bir adaletsizlik unutulmasın diye buluştuk. Mehmet Ağar’a İstanbul Emniyet Müdürü olduğu dönemde gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman’ı hatırlatmak için buluştuk. Marmara Üniversitesi’nden yeni mezun olan 24 yaşındaki Hüseyin Toraman sosyalist kimliği nedeniyle polisin hedefindeydi Hüseyin Toraman, 27 Ekim 1991 sabahı evinin önünden mahallelinin gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı Beyaz Toros’a zorla bindirilerek kaçırıldı. Hüseyin’in eşi evin penceresinden olaya şahit oldu."
'Mehmet Ağar: Oğlunuz emniyette merak etmeyin'
Ayşe, ailenin başvurularını anlatarak, "İstanbul Emniyet Müdürü Mehmet Ağar’la görüşen aileye Ağar: 'Oğlunuz emniyettedir, merak etmeyin, evinize gidin' dedi. Olaya müdahale etmeyen karakol amirinin, Hüseyin’i kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamasını içeren ses kaydını, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e veren baba Ali Rıza Toraman’a Sezgin, 'Gözaltında olduğuna ve sorgulandığına ilişkin bir husus yoktur' dedi. Oğlunun bulunması için dönemin Başbakan’ı Süleyman Demirel’le görüşen Hatice Toraman’a Demirel: 'Oğlun cebimde mi ki çıkarıp vereyim' dedi." şeklinde konuştu.
Mehmet Ağar cevap ver Hüseyin Toraman nerede?
Her 27 Ekim’de ısrarla söylediklerini ve söylemeye devam edeceklerini kaydeden Ayşe, "25 yıldır Hüseyin’in akıbetini açığa çıkarmayan, faillerini yargılamayan tüm hükümetler bu insanlığa karşı suçtan sorumludur. Hatice Toraman’ın, 25 yıl önce bize ‘oğlunuz emniyettedir, merak etmeyin, evinize gidin’ diyen Mehmet Ağar cevap ver; oğlum nerede? diyen sesi bugün bizim de sesimizdir. Cevap ver Mehmet Ağar Hüseyin Toraman nerede" diye konuştu.
(dk-bk/mg)