'Kadınlar eşbaşkanlığı birlikte kazandı birlikte mücadele etmeli'
09:05
Ruken Tuncel/JINHA
ADANA - Kadın Koalisyonu Genel Koordinatörü İlknur Üstün, eşbaşkanlığın kadın örgütlerinin yıllardır süre gelen mücadelesinin sonucu olduğunu vurgulayarak, "Bu nedenle bütün kadın örgütlerinin kayyımlar karşısında ortaklaşması ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor" dedi.
DBP'li il ve ilçe belediyelerine atanan kayyımlar ve hemen ardından kadın kurumlarının kapatılması, işlevsizleştirilmeye çalışılmasını, yerel siyasetle kadınların ilişkisini 17 yıldır yerel siyasette saha çalışmaları yürüten Kadın Koalisyonu Genel Koordinatörü İlknur Üstün değerlendirdi.
Gündelik hayatın bireylerin yaşadığı yerde kurulduğunu belirten İlknur, "Yaşadığımız yerlere biraz daha yakından bakınca da doğallaşmış, normalleşmiş, gündelik yaşama sızmış birçok dışlama mekanizması görüyoruz. Çeşitli ve farklı yüzleri olan bu şiddet ve ayrımcılık biçimleri mevcudiyetini korurken, adalet, eşitlik ve özgürlükten söz edemeyiz. Şiddet ve ayrımcılık yerelde mekânların düzenlenmesinden şehir planlamasına, belediye meclislerinin oluşturulmasına kadar sirayet ediyor" dedi.
'Yerelde müdahale edilmesi gerekiyor'
Nasıl yaşanmak istediğinin belirleyicisi olan ilk mercinin yerel yönetimler olduğunu ifade eden İlknur, şunları söyledi: "Bu nedenle yerel siyasette kadınların ve kadın örgütlerin ilişkilenmesi çok önem arz ediyor çünkü nasıl yaşayacağına karar veriyor. Ayrıca mevcut sorunlara kalıcı çözümler üretmek için yerelde tespit edilip yerelde müdahale edilmesi gerekiyor" dedi.
'15-20 yıl öncesine göre çok yol alındı'
Bundan 15-20 yıl önce ciddi bir yerel yönetimler ve kadın örgütleri ilişkisinden söz etmenin zor olduğunu belirten İlknur, "90'lı yılların sonuna doğru benim de içinde olduğum kadın örgütlerinin yerel siyaset çalışmalarına baktığımda çok yol aldığımızı görüyorum" dedi.
'Yaşadığımız yerde karar veren olmak istiyorduk'
Şehir şehir gezerek çalışmalar yaptıklarını ancak eksiklikleri olduğunu da aktaran İlknur, "Mesela bir kanalizasyonun kadın sorunu olabileceğini düşünemiyorduk. Çünkü dilimizde, zihnimizde biraz büyük siyasetin meseleleriydi. Zaman içerisinde bulunduğumuz illerin yerel gündemine ve bunların kadınlara yansıma biçimleriyle ilişkilendik. Doğallığında bu politikaların uygulayıcıları ile ilişkiye geçmek gerekiyordu ve yaşadığımız alanda nasıl, ne şekilde, yaşamak istediğimize karar veren olmak istiyorduk. Kadın örgütlerinin, feminist kadınların ve Kürt kadın hareketinin birlikte yaptığı çalışmaların sonucu yerel yönetimlere yansımaya başladı. Öncesine zorlayan bu ilişki sonrasında yerine oturdu ve kimi yerlerde tam da bizim istediğimiz gibi gelişti" diye aktardı.
'Çalışmalar şiddetin önünü kesmede yeterli değil'
Kadın örgütleri ve yerel yönetim ilişkilerinin demokratik aynı zamanda katılımcı olduğu yerlerde olumlu yansımalar olduğunun altını çizen İlknur, kadın müdürlükler, kadınlara ehliyet kursu, kadın istihdamı gibi birçok önemli çalışma yapıldığını ancak bunların sınırlı örnekler olduğunu söyledi. Çünkü şiddetin çok fazla olduğunu vurgulayan İlknur, "Buna karşı politika üreten yerel yönetimler sınırlı. Doğal olarak şiddetin önünü kesmede yeterli olmuyor" diye vurguladı.
'Yasa sokakta yazılır'
Eşbaşkanlık sisteminin kadına yansımalarını da değerlendiren İlknur, cinsiyet eşitliğini sağlamada çok önemli bir adım olduğunun altını çizdi. 2000'li yıllarda yerel yönetimlerde kadın belediye başkanı oranının binde 6 iken 2004'te yüzde 1'e yükseldiğini, 2014 yüzde 2, eşbaşkanlık sistemiyle yüzde 7 olduğunu ifade eden İlknur, "Bu kadın mücadelesi açısından çok önemli ve tarihsel bir süreçtir. Biz eşbaşkanlık sistemini diğer partilere de önerdiğimizde yasada yeri olmadığını ifade ediyorlar. Fakat yasa dediğiniz şey sokakta yazılır. Dolayısıyla yasanın çerçevesi doğrultusunda değil, hayatın dayattığı ve ideal olanı yasaya geçirirsiniz. Ayrıca kadınları belediye başkanı statüsüne getirdiğiniz zaman kız çocuklarının hayallerini dahi etkiliyorsunuz. Daha önce hemşire, öğretmen olmak isteyen kız çocukları şimdi belediye başkanı olmak istiyor. Bu çok önemli ve belirleyici bir örnek" dedi.
İlknur ayrıca, eşbaşkanlık sistemiyle kadınların da rahatlıkla bir kamu dairesine gidip sorunlarını, şiddeti anlattığını vurgulayarak bu yönüne de dikkat çekti.
Kazanılan tüm haklar için kadınların büyük bedeller verdiğini hatırlatan İlknur, kayyımlarla kadın çalışmalarına vesayet atandığını söyledi. İlknur, "Burada verilmek istenen bir mesaj var. O da tüm kadınlara veriliyor. Sadece Kürt kadınlarına değil, çünkü orada yapılan her şey bütün ülkenin kadın mücadelesinin sonucudur. Bu nedenle bütün kadın örgütlerinin kayyımlar karşısında ortaklaşması ve birlikte mücadele etmesi gerekiyor" dedi.
(gc)