Üç kızkardeşi çeteler tarafından alıkonulan Hanifa'dan çağrı
09:01
Hewlêr Şahîn/ JINHA
ŞENGAL - DAİŞ saldırısında 4 kız kardeşi çeteler tarafından alıkonulan Şengalli Hanifa Abal Xelef, bir kızkardeşinin daha sonra kurtulduğunu ancak henüz 3 kızkardeşinin çetelerin elinde olduğunu kaydetti. Üç kızkardeşinin de kurtulacağı umuduyla her gün yolu gözleyen Hanifa, tüm halklara da çağrıda bulunarak, "Gelin DAİŞ'in elindeki kadınları kurtaralım" dedi.
DAİŞ çeteleri 3 Ağustos 2014 yılında Şengal'de Êzidî halkına karşı büyük bir katliam gerçekleştirdi. Bu sırada çetelerin eline geçmemek için ise birçok Êzidi kadın kendini uçurumlardan atarak, yaşamına son verdi. Çetelerin esir aldığı binlerce Êzidî kadın da götürüldükleri farklı şehirlerde köle pazarlarında satıldı. DAİŞ zulmünü kabul etmeyen ve buna karşı direnen birçok kadında ya çetelerin insanlık dışı işkencesine maruz kaldı yada katledildi. DAİŞ saldırısında çeteler tarafından 4 kızkardeşi alıkonulan Hanifa Abal Xelef (27), 3 Ağustos saldırısını ve özsavunmanın önemini anlattı.
'Özsavunmanın ne kadar önemli olduğunu gördük'
Êzidî halkı olarak ağır bir kırımdan geçirildiklerini ve çok acılar çektiklerini kaydeden Hanifa, "Yaşadıklarımızı bizlerde derin izler bıraktı. Êzidî toplumu olarak bizim en büyük eksikliğimiz kendimizi örgütleyemedik ve özsavunmamızı oluşturamadık. Özsavunma konusunda çok eksik kaldık. Biz kendimizi savunabilseydik bugün yaşadıklarımız başımıza gelmezdi. Çete saldırısıyla birlikte özsavunmanın ne kadar önemli olduğunun farkına vardık. Şimdi kadınlar bunun farkında ve özsavunma eğitim alıyorlar" şeklinde konuştu.
'PKK olmasaydı daha büyük bir katliamdan geçerdik'
DAİŞ saldırdığında sadece PKK'li savaşçıların kendilerini savunduğunu kaydeden Hanifa, "PKK bizi korudu ve canları pahasına bizim savunmamızı aldılar. Katliamın önüne geçmek için PKK'li savaşçılar zor şartlara rağmen tüm cephelerde direnerek bizi korudu. Bizler Êzidî halkı olarak savaşçılara teşekkür ediyoruz. Eğer onlar olmasaydı daha büyük bir katliamdan geçmiş olacaktık ve esir alınan kadınlar belki hiç kurtulmayacaktı" ifadelerinde bulundu.
'Üç kızkardeşim çetelerin elinde'
3 Ağustos DAİŞ saldırısını anlatmaya başlayan Hanifa, "4 kız kardeşim ve 13 yaşında bir erkek kardeşim var. Katliamda annem, babam ve erkek kardeşimle birlikte kurtulduk. 4 kız kardeşim DAİŞ'in eline geçti. Yaşananlar karşısında babam kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Ardından annem hastalandı ve onu Avrupa'ya yolladık. Bir süre sonra kız kardeşim DAİŞ'in elinden kurtuldu onu da Avrupa'ya gönderdik ancak bir süre sonra Avrupa'dan geri döndü. Halen üç kızkardeşim çetelerin elinde. İkisinin Rakka'da birinin de Musul'da olduğunu öğrendik. Psikolojik olarak çok etkileniyorum" dedi.
'Bir umutla bekliyorum'
Güney Kürdistan'ın Sêmalka kentinde yaşadığını söyleyen Hanifa, "Kız kardeşlerim için belki bir şey yaparım umuduyla oraya yerleştim. Aslında bütün kadınların özgürleşmesini istiyorum. Ama sürekli gözüm yollarda belki bir gün gelirler diye bekliyorum" diye belirtti.
'Gelin çetelerin elindeki kadınları kurtaralım'
KDP'nin baskılarına da dikkat çeken Hanifa, "Biz Êzidîler sürekli Laleş'e ziyarete gideriz. Ben ve DAİŞ'ten kurtulan kızkardeşimle birlikte Laleş'i ziyaret etmek için yola koyulduk. Yanımıza su almıştık. KDP askerleri bizi asayiş noktasında durdurarak, 'suyu geçiremezsiniz' dediler. Bizde kabul etmedik ve suyumuzu da yanımıza almak istedik ardından bize şiddet uyguladılar" dedi. Eskisi gibi ardık baskılara boyun eğmeyeceklerini söyleyen Hanifa, Êzidîler olarak artık örgütlendiklerini kaydetti. "Başımıza ne geldiyse örgütsüzlükten geldi" diyen Hanifa, tüm halklara çağrıda bulunarak, "Özellikle sivil toplum örgütlerine sesleniyorum; gelin hep birlikte DAİŞ'in elindeki kadınları özgürleştirelim" sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
(pk/mg)