Figen Yüksekdağ: Söke söke aldığımız mevzileri bırakmayacağız
13:15
JINHA
İSTANBUL- HDP Kadın Meclisi’nin ‘Kadınlar Yerel Yönetimleri Tartışıyor’ sloganıyla düzenlediği Kadın Buluşması’nda konuşan HDP Genel Eş Başkan Figen Yüksekdağ, “Artık Türkiye’de yepyeni özgür, sınır tanımayan kadın özgürlük hareketi var. Her gün yeni mevziler kazanıyor bu kadınlar. Bugün de belediye binalarımızı karakola çevirip gasp edenler bilsinler ki biz bu mevzileri söke söke aldık ve size de bırakmayız” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve kayyım atanan DBP belediyelerinden Batman Belediyesi Eşbaşkanı Gülistan Akel, Iğdır Belediyesi Eşbaşkanı Nurhayat Çelik’in katılımıyla HDP Kadın Meclisi, "Kadınlar Yerel Yönetimleri Tartışıyor" sloganıyla İstanbul Elite World Prestige Otel’de ‘Kadın Buluşması’ gerçekleştirdi. Programa HDP vekillerinden Pervin Buldan, KESK Genel Başkanı Şaziye Köse, HDP ilçe yöneticileri, BDP ilçe yöneticileri, HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, KJA, SKM, FilmMor, sanatçı Pınar Aydınlar, Stockholm Belediye Başkan Yardımcısı Ann Margarethe, Yeryüzü Kadınları ve diğer birçok sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar buluşmadaki yerini aldı.
‘Kayyım kadın kazanımlarına yönelik bir saldırıdır’
Konferansta ilk olarak konuşan Figen Yüksekdağ, “Bugün verimli bir tartışma yürüteceğimize ve kadınların bugüne kadar elde ettikleri hakları geniş tartışacağımıza inanıyorum. Bu inançla toplantıya başlamış olacağız. Yerel yönetimlerde kadının temsiliyeti ve eş yaşamın kurulması olacak” diye konuştu. Figen, belediyelere atanan kayyımların kadınların kazanımlara yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, “Yerel yönetimlerde kadınların kazanımları tarihsel kritik kazanımlardır. Kadın özgürlük mücadelesinin birikimi ve mücadelesi olarak olmuştur” sözlerini kullandı.
‘Belediyelerimizde eş başkanlık sistemi uygulanıyor’
Figen, Kürdistan’daki belediyelerin eşbaşkanlık sistemiyle yönetildiklerini hatırlatarak, “Kağıt üzerinde kabul edilmiyor ama yaşamın bütün alanlarında 103 belediyede eş başkanlık sistemi uygulanıyor. Bu deneyim bugünü ve geleceğini değil Türkiye halklarının bugününü ve geleceğini ele alan deneyimi olarak uygulanıyor. Yeni bir toplum ve yeni yaşamın temelleri atıldı. Kadın özgürlük mücadelesinin bu uygulamalara katılması belirleyici bir rol oynadı. Yönetilen değil yöneten pozisyona geldi. Kadınların yönetimde olması daha adil ve daha hakaniyetli bir yol aldı. Bu başarı sadece kadınların değil aynı zamanda demokrasi mücadelesi veren bütün halkların başarıdır. Uzun yıllardır kadın kurtuluş hareketi olmasaydı parlamentoda ve yaşamda bu kadar başarı elde edemeyecektik. Bu uzun yıllardır verilen mücadelenin ürünü” diye belirtti.
‘Kayyımlar kadınların kazanımlarına darbedir’
Belediyelere atanan kayyımlar hakkında da konuşan Figen, belediyelere atanan kayyımların kadınların kazanımlarına yönelik yapılan darbe olduğunu söyledi. Kayyımların atanması ‘meyve veren ağaç taşlanır’ deyimiyle yorumlayan Figen, “Uzun yıllardır verdiğimiz mücadelenin meyvelerini erkek egemen sistem taşlamaya başladı. Kazandığımız bütün haklar ellerimizden alınmaya çalışıyor. 103 belediyeye kayyım atadılar. Halkın demokratik hakkına darbe yapılmış oluyor ama darbe sadece bununla sınırlı değil kadınların siyasetteki varlığına bir darbe yapılıyor. AKP bu zamana kadar kadınların yerel yönetimlere katılmasını tanımadı. Ama buna rağmen yerel yönetimlerde kadınlar engelleri aşa aşa çok güzel şeyler çıkardı ortaya. Kadın temsiliyetine dönük darbe girişimiyle karşı karşıyayız” dedi.
‘İzin vermeyeceğiz’
Belediyelere atanan kayyımları özgür eş yaşamın ayağı olan eşbaşkanlığa dönük bir saldırı olduğunu kaydeden Figen, ilk darbenin eşbaşkanlığa dönük olduğunu ikincisinin de kadın kurumlarına dönük olduğunu kaydetti. Figen sözlerine, “Kadına dönük darbeye karşı çok büyük direnç ve örgütlülükle karşı çıkmamız lazım. Dün sofrada yeri olmayanlardı kadınlar. Dünün kadını tarih tarafından tanınmayan hatta tarih tarafından adı hiç yazılmayan kadındı. Dün tarihte adı yazılmayan kadın, kalemi eline almış tarih yazıyor. Kendi tarihini yazan kadına karşı darbe yürütülen bir anlayışla karşı karşıyayız. Biz buna izin vermeyeceğiz. Bütün alanlarla bizim gibi mücadele eden kadınlar var. Artık kadının adını yazmayan bir tarih olmayacak” sözlerini ekledi.
‘Söke söke aldığımız mevzileri bırakmayız’
Figen, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Artık Türkiye’de yepyeni özgür, sınır tanımayan kadın özgürlük hareketi var. Her gün yeni mevziler kazanıyor bu kadınlar. Bugün de belediye binalarımızı karakola çevirip gasp edenler kadınlara ölümü sadece ‘madam gibi ölümü’ reva görenler bilsinler ki biz bu mevzileri söke söke aldık ve size de bırakmayız. Sizler sadece o karakola çevirdiğiniz binalarda varsınız. Bizler her sokakta varız ve olmaya da devam edeceğiz. Kadınlar olarak hayatın merkezinde ve kalbinde yaşamı ve direnişi yürütmeye devam edeceğiz.
‘Faşizan anlayışı aşmanın kanallarını açacağız’
Türkiye siyaseti özgürlüklerden yana olanlara sadece ölümü gösteriyor. Bunlar ölümde bile ayrımcı. Bir cümleye birden çok nefret ve hakaret sığdırmak… Bunların en gelişkin yanları bu. Ve başarıyorlar da. Kadına, halklara, uluslara ve toplumlara karşı hakaret eden bir zihniyet var karşımızda. Erkek egemen zihniyetin tavan yapmış halidir bu. Biz bunlara karşı mücadele ediyoruz. Bizler kolay vazgeçen bir cins değiliz. Hiç bir mücadeleyi kolay vermedik. Ne kadar zor olursa olsun bu faşizan anlayışı aşmanın kanallarını açacağız. Biz ölümlerden ölüm beğenmek istemiyoruz. Sevdiğimiz tek şey yaşamak ve yaşatmaktadır. Ölüm siyaseti yapanlar başka siyaset yapamadıkları için böyle konuşuyor. Bunun için ölümü kutsuyorlar.
‘Toplumu teslim almalarına izin vermeyeceğiz’
Türkiye’de kadın katliamları her geçen gün artıyor. Erdoğan’ın kadınlar hakkındaki tutumu erkek egemen zihniyetin bir parçasıdır. Kadınların cesaretine böyle bir zamanda ihtiyaç vardır. Bu cesareti kuşanmak hayati önem taşıyor. Toplumun bütün canlı dinamiklerini bitirmeye yol açmaya çalışıyor. Toplumu teslim almalarına izin vermeyeceğiz. Özgürlükçü kadınlar oldukça başaramayacaklar. Bugün de ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı bütün alanlarda bize dayattıkları baskılara karşı eşit temsiliyet hakkını bizler kuşanacağız. Kadınlara ‘kadın gibi ölüm’ aşağılaması ve ayrımcılığıyla yaklaşan bir siyasi iktidar kadın ölümlerinin de sahibidir. Kadınların ölümünü bile ayırarak, kadınların ölümünü hiçleştirerek Türkiye’yi yöneten siyasi iktidar, Türkiye’yi kadın mezarlığına dönüştürmüş durumda. Son 2 yıldır yüzlerce kadın yaşamını yitirdi.
‘Önemli olan bir ‘zalim’ gibi ölmemektir’
Bu ülkede her ay en az 30 kadın bu siyasi iktidar yüzünden ölüyor öldürülüyor. Kadınlar eşit özgür adil yaşamı seçti. Bunun için direneceğiz. Bizim için en kötüsü bir iktidar gibi ölmemektir. Önemli olan onurunla ölmektir, bir zalim gibi ölmemektir.
Birinci oturumun sonunda Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Berktay, Kadın Meclisi’nin hazırladığı raporu sundu. Ayşe sunduğu raporda, kayyım atanan beledileri ve bu belediyelerde kadınların karşılaştığı hak ihlallerine dikkat çekti.
Toplantı devam ediyor.
(ro-bk/mg)