Mina: Savaşta tecavüze maruz kalan kadınlar yanlızlaştırıldı
18:22
JINHA
ISTANBUL - Japonya WAM Temsilcisi Mina Watanabe, Japonya savaşında kadınların askerler tarafından cinsel saldırıya sıklıkla uğradığını belirterek, bu kadınların çoğunlukla toplumdan dışlandığını ve yalnız bırakıldığını anlattı. Mina, Lahey'de 2001 yılında kurulan Kadın Mahkemesi'nin Japon kadınlarla ilgili açtığı ve 11 kişinin yargılandığı davanın Kadın Müzesi oluşmasında öncülük ettiğini kaydetti.
İstanbul Kadın Müzesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İletişim Fakültesi'nin ortak çalışmasıyla Salt Galata’da düzenlenen 'Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'nın ikinci oturumunda, "Kapsayıcı Barış Konseptleri" adlı panel düzenlendi. Bu oturumda katılımcılar bağlı oldukları kuruluşların müze analizlerini tartıştı. Oturumda "Sorumluluğu Sergilemek-Savaş ve Cinsel Şiddet" adlı sunumu yapan Japonya WAM kurumundan Mina Watanabe, savaş sırasında kadınların karşılaştıkları sorunları ve bağlı olduğu WAM kurumu hakkında bilgi verdi. Mina, WAM'ın kadına yönelik şiddete odaklandığını ve bu yönde sergi ile arşivler düzenlediğini aktardı. Mina, kadına yönelik şiddetin orduda nasıl uygulandığı hakkında, "Mağdur olanlar korkunç deneyimleri anlatıyorlar. Acılara ve ikincil mağduriyete neden oluyor. Askerler, savaş sırasında, işledikleri seks suçlarında sessiz kaldılar. Bugün ulusal müzelerde Japon askerlerinin işledikleri suçlara atıfta bulunulmuyor. Japonya Asya'daki gerginlik çatışmayı ilerleme olarak nitelendirdi. 90’larda pek çok Asya ülkesi öne çıkıp neler olduğunu anlatmaya başladı. Konfor kadınları olarak adlandırılanlar dışlanmaya maruz kaldılar. İşbirlikçi olarak adlandırıldılar" dedi
‘Lahey Mahkemesi müzenin oluşmasında öncülük ediyor’
Uzun uğraşlardan sonra Japonya'da kadınların uğradıkları tecavüzlerden dolayı Japonya'nın özür ve tazminat ödemesi için taleplerde bulunulduğu kaydeden Mina, "Japonya savaşına dair bulunan dokümanlar, kadınların seks kölesi haline getirildiği ve seks istasyonlarının Japon askerlerinin denetiminde olduğunu kanıtladı. Hükümet ise bu durumu kabul ediyor ancak bu istasyonların hükümetin denetiminde olmadığını ve kendilerinden bağımsız olduğunu söylüyor. İstasyonlarda kaç kadının mağdur olduğunun sayısı tam olarak bilinmiyor. Çünkü hükümet bununla ilgili net bir çalışma düzenlemiyor. Cinsel şiddet olduğunda ilk olarak mağdura odaklanılıyor. Suçluları sorumlu tutmak kimsenin aklına gelmiyor. Hayatta kalanlar da soru sormak hesap sormak istiyor. Japon askerinin seks köleliğiyle ilgili dava açılıyor. Lahey'de 2001 yılında karar veriliyor ve 11 kişi suçlu bulunuyor. Lahey'de kurulan kadın mahkemesi de kadın müzesinin oluşmasında öncülük ediyor" şeklinde anlattı.
‘Hikayelerin hepsi birinci ağızdan yazıldı’
Mina, WAM hakkında verdiği bilgilerde de şunları aktardı: "Müzenin oluşması zordu. Seks kölelerinden alınan objeler sağ kalanların fotoğraflarına ulaşmak mümkün değildi. Aynı zamanda kişinin gizliliği ve mahremiyeti sorunu da var. Müzenin izin alması gerekti. 3 yıl hazırlandıktan sonra insanlar bir araya geldi. Tokyo'da bir binada sergi kurduk. Tek bir ülkede kalıcı sergi açmaktansa ülkelere gidip açtık. 14 özel sergi 7’si ülkelere diğer 7’si de tematik oldu. Tematik sergilerin planlanması toplumun beklentilerine bağlı. Seks köleliğini reddetmesi sonrası ortaokul çocukları için seks köleliği sergisi açıldı. Aslında bu bizim başbakanımız gibi yeni başlayanlar için sergiydi. Tanıkların sağ kalanların hikayeleri en önemli unsur bizim için. Japon askerlerinin mağduru olmadan önce hepsinin hayalleri vardı. Ama zorla alınma, kandırılmalarla, kaçırmalarla sürekli askerler tarafından tecavüze uğradılar. Japonya yenilince onlar da oldukları yerde kaldılar. Hepsi toplumdan soyutlanma, yoksulluk, hastalıklara maruz kaldı. Hikayelerin hepsi birinci ağızdan yazıldı. Cinsel şiddet değil sonrasında kadınların neden bunu anlatmak istediğini de içeriyor. Kadınlar, buna neden sessiz kalındığına karşı soru soruyorlar.”
‘Esas iyileşme sivil toplumun desteğiyle oluyor’
Mina, 'Asker, ordu kadını korumaz' sergileri hakkında da, "Orduların hala kadınları nasıl sömürdüğünü gösteriyor. Günümüzde seks köleliği ile ilgili müzeler yayılmaya başladı. Kayıt almak ve hatırlamak en önemli aktivitemiz. Japon hükümeti inkar etmeye devam ediyor. 93’te askerlerin yaptıkları kabul edilse de sorumluluk kabul edilmiyor. Esas iyileşme sivil toplumun desteğiyle oluyor. Suçun inkar edilmesi durumu var. Müzeyi 11 yıl önce açtığımızda sağ görüşlüler ve dincilerle nasıl baş edeceğiz diye düşündük. Müzelerimizi yıkarlarsa ne yaparız diye düşündük ve sonra bir daha yaparız dedik" şeklinde bilgi vererek, konuşmasını sonlandırdı.
Almanya'dan katılan müze küratörü Gaby Franger de bağlı bulunduğu Museum Franuenkultur Regional hakkında şunları söyledi: "Müzemiz araştırmacılar, sanatçılar ve eğitmenler tarafından kuruldu. Uluslararası dayanışmalar ve farklı dillerle kurulu müzemiz. Başörtülerin kültürlerini toplayarak 10 yıllık bir geçmişle başlamış oldu. Kadınlara ve özellikle Müslüman kadınların örtünme biçimlerini de yansıtıyor. Dünya çapındaki kadınların eşitsizlik, adaletsizlik ve ataerkil düşüncede karşı duruşlarını ele aldık. Kültürler arası diyaloglar kurmaya çalıştık. Kendi yapılarımızın da katkıları oldu. Geleneksellik ve modernlik durumlarının yansıttıkları üzerine çalıştık. Bu noktada kadınların uğraşları elbette gündeme geldi. Kadınların günlük hayatlarını biz çok önemsiyoruz. Farklı koşullarda yaşayan kadınların artık kanıksanmadığını da fark ettik. Farklı bölgelerden ve farklı kültürlerle kadınları ele aldık. Taşrada yaşayan ve kentte yaşayan kadını birbirine ne bağlayabilir. Yerel ürünler şehirdeki kadınların çok dikkatini çektiğini gördük. Kadınların bir özelliği de acı çekmiş olmalarıydı. Müze buna bir platform sağladı. Kadınların kendilerini daha iyi anlatabilmesi için bu müze bize çok faydalı oldu."
Müze Analizleri oturumunun ardından katılımcılar panelin forum kısmında tek tek söz alarak kendi ülke ve bölgelerindeki izlenimlerini ve düşünceleri anlattı. Ardından panel 'Teoriler ve Kavramlar' atölyesiyle devam etti.
Konferans yarın farklı konu başlıkları altında devam edecek.
(ekip/mg/fk)