'Hayalim sıradan kadınların damgalarını vuracak mekanlar yaratmasıdır'
16:53
JINHA
İSTANBUL - Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'nın son oturumunda konuşan İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Fatmagül Berktay, hep öne çıkmış kadınlarla uğraşıldığını belirterek, "Benim hayalim; sıradan hepimiz gibi kadınların gerçekten kente damgalarını vurabilecekleri mekanlar yaratabilmeleri. Öne çıkan kadınlarla uğraştığımız sürece biz diğerini yapamayız diye düşünüyorum" dedi.
İstanbul Kadın Müzesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İletişim Fakültesi'nin ortak çalışmasıyla Salt Galata'da düzenlenen Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı, "Yerel Düzeyde Kapsayıcı Uygulamalar" forumuyla devam etti. Forum konuşmacılara sorulan sorularla yürütüldü. Bu bağlamda, "Oda Projesi" hakkında konuşan Özge Açıkkol, projenin 2000 yılında oluşturulduğunu söyledi. Proje ile kurumsuzlukla mahallenin gündelik yaşamının birleştiğini kaydeden Özge, "Kendi deneyimlerimizden hareketle konuşursak açık bir mekandı ve daha çok komşuluk ilişkilerimiz üzerine yürüttüğümüz bir çalışmaydı. Komşularla beraber kadınlık deneyimleri üzerine konuşmalar oldu. Projemiz bu şekilde gelişti" dedi.
'Türkiye'de kadın olmak başlı başına bir mesele'
Forumda ajansımız editörlerinden Dilan Karamanoğlu da yer alırken, JINHA çalışmalarına ve kadın müzesinin bu noktada kapsayıcılığına değindi. Dilan, kadınların yaşamlarına dokunduklarını belirterek, "Çalışmalarımızın temelinde kadın portreleri ve kadına dair her şey var" dedi. Kadın Haber Ajansı olarak JINHA'nın farklığına vurgu yapan Dilan, "Müzenin kapsayıcı olma rolü de buradan doğru daha yakın olabilir. Diyarbakır'da kurulacak olan kadın müzesinin kapsayıcılığı üzerinden belki konuşmak gerekiyor. Onların yaşamlarını anlatabilecek herhangi bir şey bizim açımızdan doyurucu olabilir. Türkiye'de kadın olmak başlı başına bir mesele, mesleki olarak ilk olmak da daha zorlu oluyor tabi ki" diye konuştu.
'Müzeler şehirleri değiştirebilme hakkına sahiptir'
İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Fatmagül Berktay da ilk olarak İstanbul'un tarihsel geçmişi hakkında konuşarak, "Şehir hakkı kent hakkı dediğimiz şey sadece dahil olmak değildir o kenti değiştirebilme hakkına sahip olmaktır. Kadın müzeleri tam da bunu yapmalıdırlar. Şehir aynı zamanda şiddetin, çelişkilerin, çatışmaların yeridir. İstanbul'da kadınlar daima dışlandılar şehrin kamusal alanında ama daima bir yerden içeri girmeye çalıştılar" diye konuştu.
'Öne çıkan kadınlarla uğraştığımız sürece diğerini yapamayız'
Hep öne çıkmış kadınlarla uğraşıldığını kaydeden Fatmagül, sözlerine şöyle devam etti: "İstanbul artık çok çeşitliliği olan bir yer artık. Sıradan insanlarla her alandan kadınlarla birlikte bir şeyler yapmamız gerekiyor. Atölyeler düzenliyoruz ama bunun ötesinde bir şeyler düşünülmesi gerekiyor. Benim hayalim; sıradan normal hepimiz gibi kadınların gerçekten kente damgalarını vurabilecekleri mekanlar yaratabilmeleri. Öne çıkan kadınlarla uğraştığımız sürece biz diğerini yapamayız diye düşünüyorum."
Konuşmaların ardından forum soru-cevaplar bölümüyle sona ererken, konferans yarın farklı tartışmalarla devam edecek.
(ekip/gc)