'Müzelerle kadın tarihinin mirasını almalı ve korumalıyız'
13:35
JINHA
İSTANBUL - Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'nda konuşan Danimarka Kadın Müzesi Müdürü Merete Ipsen, kadın müzelerinin çeşitlilik açısından toplumsal kapsayıcılık açısından önemli bir rol oynadığını belirterek, "Kadın tarihinin somut ve soyut mirasını almalı ve korumalıyız" dedi.
İstanbul Kadın Müzesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İletişim Fakültesi'nin ortak çalışmasıyla Salt Galata'da gerçekleştirilen 'Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı'nda Sabancı Üniversitesi'nden Ayşe Gül'ün moderatörlüğünde "Kesişimsellik: Görülmeyenlerin Görülmesi-Görülmeyenlerin Gösterilmesi" konulu panel düzenlendi.
Panelde ilk olarak söz alan ve konferansa Almanya'nın Frankfurt kentinde bulunan Goethe Üniversitesi'nden katılan Helma Lutz, "Kesişimsellik sosyal yapıların ve sosyal konumlandırmaların birbirine dokunmasından doğar" dedi. Devletsiz insanların sayısının gün geçtikçe arttığına dikkat çeken Helma, bunun göz önünde bulundurulması gereken bir durum olduğunu söyledi. Toplumlarda farklı kimliklerin görselleştirilmesi gerektiğini kaydeden Helma, "Kadın temsiliyeti güçlü olmayan kadınları da kapsamalıyız" ifadesinde bulundu.
'Keşisimsellik gerçek hayatlarla ortaya çıkıyor'
Helma'ın ardından Yeditepe Üniversitesi'nden Hande Birkalan Gedik konuştu. Konuşmasına Gezi eylemlerine dikkat çekerek başlayan Hande, "Gezi'de farklı gruplar bir araya geldi ve güçlü bir muhalefet oluşturduklarını gördük. Keşisimsellik gerçek hayatlarla, hikayelerle ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.
'Kadınlar arasında güçlü bir bağ ve dayanışma var'
Panel konuşmacılarından sanatçı Canan da kendisini feminist aktivist bir sanatçı olarak tanımladığını kaydederek, "Yıllar önce kendimi böyle tanımladığım için beni küçümsüyorlardı. Kendimi inanılmaz yalnız hissediyordum. Henüz kadınlar arasında bir dayanışma ağı oluşmamıştı. Ve 2009 yılında sanatçı arkadaşlarımla bir sergi açacağımı paylaştım ve bir kadın dayanışması oluştu. Artık kadınlar arasında güçlü bir bağ ve dayanışma var" sözlerini ifade etti.
'LGBT'lerle ilgili görsel ve yazılı veri yok'
Panelin son konuşmacısı avukat Yasemin Öz de şunları dile getirdi: "Kadın müzeleri ile ilgili özellikle LGBTİ'lerle ilgili yazılı ve görsel veri yoktur. Tarih sayfalarında LGBTİ erkekleri görebiliyoruz ancak kadınları göremiyoruz. Artık internet var ve bununla ilgili birçok veriye ulaşabiliriz. LGBTİ'ler artık son yüzyılda kimlik olarak kabul ediliyor. Kadın müzelerinin bu konuda önemli bir görev yürüteceğini düşünüyorum."
'Danimarka Müzesi toplum içerisinde aktif bir yol izledi'
Verilen aranın ardından konferans 'Kadın Müzelerinin Kurumsal Çerçevesi' konusu ile devam etti. Danimarka Kadın Müzesi Müdürü Merete Ipsen, bütün müzelerde toplumsal cinsiyete dayalı kurallar olduğunu belirterek, "Sıfırdan bir müze nasıl başlatılır? Amaç, neden, ne için müze? Bu müzeler dünyada fark yaratacak mı? Dünyada nasıl bir fark yaratmasını istiyoruz" sorularını yöneltti. Merete, toplumsal cinsiyet perspektifinin oluşması gerektiğinin altını çizerek, "Danimarka'daki kadın müzesinin amacı kadınların kültürel tarihine dönük bir müze kurulmasıydı. Toplum içerisinde aktif bir yol izledi. Farklı deneyimlere ait kadınların sunumları yer aldı müzede" şeklinde konuştu.
'Kadın tarihi miras alınmalı, korunmalı'
Uluslararası perspektifte kadın müzesinin çeşitlilik açısından toplumsal kapsayıcılık açısından önemli bir rol oynadığını belirten Merete, "Kadınlar dünyanın yarısını temsil etse bile maskülen uygulamalar daha üstün görünür. Bu nedenle kadınlar azınlıkmış gibi görülür. Toplumda azınlık pozisyonuna alınır. Bastırılmış toplumsal cinsiyet ve doğurganlık olarak yer alırlar. Ama onlarda kendi içlerinde dil, din, ırk ve renk olarak ayrılırlar. Tarih bize cinsiyet konusunun toplumsal bir yapı olduğunu söylüyor. Kadın tarihinin somut ve soyut mirasını almalı, korumalıyız" dedi.
'Diyarbakır'daki müzenin kapsayıcılığı farklı olacak '
Hacettepe Üniversitesi'nden Aksu Bora da söz alarak Diyarbakır'da kadın müzesinin açılması yönünde yapılan hazırlıklara dikkat çekti. Aksu, Diyarbakır'da kurulacak müzenin kapsayıcılığı yönünden daha farklı olacağını kaydetti.
Konuşmaların ardından öğle arası verildi. Konferans "Müze Analizleri: Yerel Düzeyde Kapsayıcı Uygulamalar" konusuyla devam edecek.
(ekip/gc)