JINHA ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerin sesidir
18:01
JINHA
ANKARA - 'Türkiye'de Feminizm' sempozyumunun son oturumunda 'Kadın Odaklı Habercilik' konulu sunumu yapan ajansımız editörlerinden Sibel Yükler, JINHA'nın ayrımcılığa uğrayan tüm kesimlerin sesi olduğunun altını çizerek, "Medyadaki eril dili, mağduru koruyarak, faili ve zihniyeti teşhir ederek kırabiliriz. Kadın odaklı haberciliği, tüm egemen kodları ve algıyı tersine çevirerek sağlayabiliriz" diye belirtti.
Ankara'da Feminizm Derneği tarafından Raymar Otel'de düzenlenen "Türkiye'de Feminizm" sempozyumu dördüncü oturum ile devam etti. Ezgi Yardımcı moderatörlüğünde Yüryüzü Kadınları'ndan Nazlı Buket Yazıcı, "Sosyalizmsiz kadın kurtuluşu mümkün mü" konulu sunumu, JINHA'dan Sibel Yükler, "Kadın Odaklı Habercilik" sunumunu, Gaia Dergisi'nden Sevcan Karadağ, "Kürt kadın kimliği üzerine" ve son olarak Apartman Dergisi'nden Nurbanu Turan ise, "Küreselleşme ve kadın hareketi arasında söyleşmek" konulu sunumu yaptı. Sunumlara geçilmeden önce katılımcılardan Arjin Deniz, Ankara'da translara yönelik yaşanan şiddete dikkat çekti. Transların yaşadığı sorunlara değinilmemesine yönelik eleştirilerde bulunan Arjin, "Translar için dayanışmanın artacağı günlerin gelmesini umut ediyorum" dedi.
Eylem Ataş anıldı
"Sosyalizmsiz kadın kurtuluşu mümkün mü" konulu sunumu yapan Yeryüzü Kadınları üyesi Nazlı Buket Yazıcı, Rojava'da çetelere karşı savaşta yaşamını yitiren Eylemi Ataş'ı andı. Sosyalizmin kadın mücadelesi için gerekli olduğunu fakat yeterli olmadığını kaydeden Nazlı, şunları belirtti: "Tarihte kadın direnişi, hak alma talepleri gelişiyor ancak yazılan tarih daha çok erkek eliyle yazılmış tarihtir. İlk baştaki eşitlik mücadelesi daha çok 'erkek gibi olma' şeklinde gelişiyordu. Daha sonrasında ABD'de talepler siyasallaşıyor ve oy hakkı talebine dönüşüyor. Daha sonra Avrupa'ya dalga dalga yayılma durumu oluyor. İkinci dalga feminist hareketin taleplerinin daha somut olduğunu görüyoruz ve kadınlar bunun üzerinden örgütlenmeye başlıyor."
'Meydanlar kadınlarla dolu'
Türkiye'de ise 1960'lı yıllara kadar bir kadın hareketi oldğunu, batıdaki kadar hızlı ilerlemediğini belirten Nazlı, 80'li yıllardan sonra Türkiye'de feminist mücadelenin başladğını dile getirdi. Son 6 yıla bakıldığında meydanların kadınlarla dolu olduğunu belirten Nazlı, "Özgecan Aslan bir öfke patlaması yarattı. Çiğdem ile birlikte özsavunmanın önemi açığa çıktı. Cizre'de Kürt halkına yönelik yapılanlara baktığımızda duvarlara yazılan yazılamalarda yine kadınların hedef alındığını görüyoruz. Bundan kaynaklı tüm kadınların eşit bir zeminde kendisini ifade edebileceği bir örgütlenme anlayışı olmalı. Rojava'da savaşan kadınlardan AKP zihniyetine karşı savaşan kadınlara, Nevin'den HES'lere karşı direnen Havva Ana'ya, Sur'da YPS JIN'e kadar tüm kadınlar ortak alanda mücadele yürütmeli" dedi.
'Kadın gazeteciler iki kat mücadele ediyor'
Ardından JINHA'dan Sibel Yükler, "Kadın Odaklı Habercilik" konulu sunumu yaptı. JINHA olarak ayrımcılığa uğrayan bütün kesimlerin sesi olmaya çalıştıklarını kaydeden Sibel, "Dünyanın birçok yerinden haber geçiyoruz. JINHA dünyanın ilk kadın haber ajansı olma özelliğini taşıyor. Neden kadın odaklı haberciliğe ihtiyaç var? Bunu sorgulamak gerekiyor. Kadın gazeteciler olarak iki kat mücadele etmemiz gereken bir alan. Medyada kadın yok? Böyle bir alan olduğu için dilini değiştirmesi çok zor. Çok hegemonik erkeklik hakim. Kadınlar medyada üçüncü sayfada ve magazinde. JINHA mümkün olduğunca hak odaklı habercilik yapıyor. 'Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz' diye yola çıkan ajansımız sizden aldığı güçle yoluna devam ediyor. Medyadaki eril dili, mağduru koruyarak, faili ve zihniyeti teşhir ederek kırabiliriz. Kadın odaklı haberciliği, tüm egemen kodları ve algıyı tersine çevirerek sağlayabiliriz" diye belirtti.
Gaia Dergisi'nden Sevcan Karadağ da "Kürt kadın kimliği üzerine" sunum yaparken, Apartman Dergisi'nden Nurbanu Turan ise, "Küreselleşme ve kadın hareketi arasında söyleşmek" konulu sunumunu yaptı.
Sempozyum soru-cevapların ardından sona ererken, kadınlar sempozyum boyunca oluşturdukları stant odasında ayraç ve çanta benzeri el emeği ürünlerini satışa sundu. Standın kurulduğu odanın duvarlarına ise Eylem Ataş'ın resimleri asıldı.
(ekip/gc)