Sürgün edildiği topraklarına gazeteci olarak geri döndü
09:03
JINHA
AMED - 23 yıl önce baskı ve zorla göç etmek zorunda kaldığı yere gazeteci olarak gelen IMC TV Muhabiri Emgihan Gülmez "Sesimizi kısmak isteyenlere karşı pes etmeyeceğiz. Baskı ve kapatılmalara karşı halkımızın sesini duyurmaya devam edeceğiz" dedi.
KHK kapsamında kapatılan kanallar arasında yer alan IMC TV Diyarbakır bürosu çalışanlarından gazeteci Emgihan Gülmez, daha 17 günlükken Batman'ın Gercüş ilçesinden ailesiyle zorla çıkarılıyor. Konya'ya göç etmek zorunda kalan Emgihan 23 kendi yaşadıklarından da yola çıkarak halkın sesini duyurmak için gazeteci olmayı tercih ediyor.
'Sürekli toprağıma ve memleketime bir özlemim vardı'
Bir yıldan uzun bir senedir Diyarbakır'da çalışan Emgihan, hikayesini şöyle özetliyor: "Ailemle birlikte göç ettik. Ama annemin hikâyesi ondan önce başlıyor. Annem daha 80'li yıllarda Mardin'de iken köyünden zorla çıkarılmış ve ondan sonra Konya'ya göç etmiş. Babamla orada tanışmışlar, sonra tekrar babamın memleketi Batman'a gelmişler. Orada da ben daha 17 günlük iken köylerimiz yine aynı şekilde yakılmış ve ailem tekrar Konya'ya gitmek zorunda kalmış. Bunlarla da bitmiyor 90'lı yıllarda da çok şey gördüm anneme gözlerimin önünde işkence yapıldı. Babam bir ay işkence de kaldı. Buna rağmen ben Konya'da 23 yıl yaşadım, tüm hayatım orada geçti. Ama sürekli kendi toprağıma ve memleketime bir özlemim vardı."
'Buradaki gerçekler hep saklanmak istendi'
Buraya gelip gazetecilik yaparak hem anne babasının hem de kendi halkının sesi olmak istediğini ifade eden Emgihan "Bu 23 yıllık süreç benim buraya gelmem de çok etkili oldu. Hep istiyordum, ordayken hep bir Diyarbakır aşkı vardı içimde. Sonra buraya geldim annem ve babamın yaşadığı şeylerin aynısını ben burada da yaşadım, gördüm. Buradaki gerçekler hep saklanmak istendi. Annem, babam zamanında bu kadar şey yaşandı burada ve ben burada çalışarak hem annemin babamın hem de burada yaşayan insanların sesi olmak istedim ve buna da ne olursa olsun devam edeceğim" diyor.
Emgihan son bir yıldır yaşananları duyurdukları için kapatıldıklarına vurgu yaparak, "Bize yaşatılanlar öylece kapanamaz bunu her koşulda gün yüzüne çıkarmak bize düşüyor. Bir gazeteci olarak bunu hep yapmaya çalıştım. Sur sürecinde, Cizre ve Nusaybin'de insanların nasıl evlerinden çıkarılıp evlerinin yakılıp yıkıldığını gördük. İyi ki bu mesleği tercih ederek bunları yansıttık. Biz gazeteciler olarak sesimiz ne kadar kesilmek istense de halkın sesini duyurmaya devam edeceğiz" diye vurguluyor.
(mm/gc)