RAJIN: Nerede bir hakikat varsa orada olacağız

13:51

JINHA

HABER MERKEZİ – Kürdistan Kadınları İletişim Birliği (RAJIN) tarafından düzenlenen ikinci konferansta özgür basına yönelik baskı, kapatma, sansür, tutuklama ve yönelimlere dikkat çekildi. Konferansın sonuç bildirgesinde, “Nerede bir hakikat varsa orada olmanın ve gerçeğin sesini büyütmenin takipçisi olacağız” denildi.

ANF'de yer alan habere göre, Ragihandina Jinen Kurdistan-Kürdistan Kadınları İleşitim Birliği (RAJIN), Medya Savunma Alanlarında “RAJIN, özgürlük çizgisiyle halkların ve kadınların hakikatini aydınlatacaktır” şiarıyla 7-10 Ekim tarihleri arasında ikinci konferansını gerçekleştirdi. Konferansın sonuç bildirgesinde, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın, Kürt halkının özgürlük koşullarına odaklanarak, önemli tartışmalar yürütüldü. Özgürlüğünü Kürt halkının özgürlüğünde gören Önderliğimizin yaşam ve mücadele felsefesiyle, halkımızın büyüyen özgürlük direnişini örgütleyeceğimizi ve bu direnişin sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi, özgür basın alanındaki mücadelemizi bu gerçeğe dayandıracağımızı belirtiyoruz” denildi.

Sonuç bildirgesinin devamında şunlara yer verildi:

Konferans özgür basına yönelik baskı, kapatma, sansür, tutuklama yönelimlerinin zirveye vardığı bir dönemde kadınların ve halkların gerçeğini aydınlatma, ezilenlerin sesi olma, iktidar medyasına karşı alternatif basın geleneğini büyütme iddia ve kararlılığına ulaştı. Medya bugün egemenliğin kendisini en fazla kurumlaştırdığı, hakikatleri manipüle ettiği, iktidarını en fazla yerleştirdiği alanlardır. Gerçekler en fazla bu alanda çarpıtılmakta, toplum en fazla bu alanda kendisine yabancılaştırılmaktadır. Kadınlara, topluma, doğaya, çocuklara dair değerler en fazla bu alanda istismar edilmektedir. Bu rolü itibariyle dördünce kuvvet olarak tanımlanan medyanın bugün birinci kuvvet olarak toplumun zihinsel formunu belirlediğini, algıları ters yüz ettiğini, yalanı gerçek diye sunduğunu belirtmek mümkündür.

‘Egemen karşısında tarafız, karşıtız ve cepheyiz’

Karanlığın, maneviyatsızlığın, tüketimin, kutuplaşmanın, ayrımcılığın ve şiddetin medya aracılığı ile esir aldığı toplumu bu cendereden aydınlığa taşımak alternatif medyanın asli görevidir. Bizler, Gurbetellilerden Deniz Fıratlara uzanan özgür basın geleneğinin ardılları olarak gerçekleştirdiğimiz 2. RAJIN Konferansı ile bu görevin yüksek bilinci, başarısına dair derin inancı içindeyiz. Bu anlamda egemen karşısında tarafız, karşıtız, cepheyiz. Gericiliğe, esarete, dinciliğe, milliyetçilik ve cinsiyetçiliğe karşı alternatif medya olarak kalemimizle, objektifimizle, düşüncemizle devrimin mevziisindeyiz. Bir tarafsızlık olarak sunulan gazetecilik alanında gerçeğin izini sürenler olarak kadınların ve toplumun tarafındayız. Egemene, işgalciye, erkekliğe karşı itirazlarımız ve retlerimizle demokratik modernitenin inşa güçleri olma iddiasındayız.

‘Medya erkeğin kendisini en fazla meşrulaştırdığı alandır’

Medya erkeğin kendisini en fazla ürettiği ve bu erkekliği öğrettiği bir alandır. Kadına yönelik baskı ve şiddet en çok da bu alanda meşru kılınmıştır. Kadınların kendi adına söyleyeceği tek bir sözü dahi bırakılmamış, bedeni sömürülmüş, bir kar aracı olarak ekranlara, gazete sayfalarına, magazin dergilerine, fotoğraflara yerleştirilmiştir. 2. RAJIN Konferansımız eril dile ve zihniyete karşı kadının öz hakikatini açığa çıkarma, kadının sözünü ayaklandırma kararlılığıyla bu gerçeği tartışmış ve büyük bir kararlaşma yaşamıştır.

‘Konferansımız başarıyla tamamlanmıştır’

Egemenlerin tekelinde bulunan medya, kendisine karşı sesini yükselten herkese karşı bütün araçları ile saldırmakta, alternatif olabilecek her kesimi tehdit olarak görmektedir. Bugün Türkiye ve Kürdistan’da birçok ekranın karartılmasının, gazetelerin kapatılmasının ve basın üyelerinin tutuklanmasının altında yatan temel neden budur. Bu saldırı dalgasına denk gelen günlerde gerçekleştirilen 2. RAJIN konferansımız tüm bu saldırılara karşı bir mesaj niteliği taşımış, sesi kısılanların sesi olma moral ve coşkusu ile konferansını başarıyla tamamlamıştır. Bu temelde toplumun örgütlendirilmesinde pozitif yayıncılık yapma rolümüzle, paradigmamız temelinde toplumsal inşaya, halkımızın öz yönetimini sağlama ve özgürlüğünü garanti altına alma direnişinin de örgütleyicisi ve öncüsü olma kararlılığı açığa çıkmıştır.

‘Özgürlüğün sesinin taşıyıcısı olacağız’

Bugün işgalci güçler Kürdistan topraklarında, Kürt halkına, kadınlara, gençlere, Kürdistan doğasına ve tarihine bütün şiddetiyle yöneliyor. Tek bir an tereddüt yaşamadan, nerede hakikat varsa orada olmanın ve gerçeğin sesini büyütmenin takipçisi olacağız. Mineler, Gurbeteliler, Şilanlar, Saryalar, Rojindalar ve Denizler bize gerçeği işaret etmekte ve aydınlığın yanında olma görevini yüklemektedir. Halkımızın özgürlük mücadelesinin önemli bir aşamaya geldiği böylesi tarihi bir süreçte, alternatif basın olarak özgürlüğün sesinin taşıyıcısı olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.”

(mg)