KJA: Komplocu ve katliamcılara karşı direnişi yükseltelim

12:27

JINHA

AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkmak zorunda kaldığı "9 Ekim komplosu" ve 10 Ekim Ankara katliamını yapanların aynı olduğunu belirten KJA, "Komplocuların ve katliamcıların amacını boşa çıkarmanın biricik yolu olduğuna inanarak herkesi faşizme karşı direnişi yükseltmeye davet ediyoruz" dedi.

Kongreya Jinên Azad (KJA), PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi için uluslararası güçlerin baskısıyla Suriye'den çıkmak zorunda kaldığı "9 Ekim komplosu" ve 10 Ekim Ankara katliamına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, kapitalist modernite güçlerinin ulus devlet projesi temelinde inşa edilen Ortadoğu'da halkların, kadınların, kültürlerin ve inanç hareketlerinin inkâr ve imhasının temel siyaset olarak belirlendiği ve soykırımı, kölelik dayatıldığı belirtilerek, buna karşın Kürt halkının, kadınların, emekçilerin, kültürlerin ve inanç hareketlerinin özgürlük mücadelesi ve direnişinin barışın felsefesini oluşturduğu kaydedildi.

Açıklama şöyle devam etti:

"Savaş ve barış felsefesinin en amansız biçimde karşı karşıya geldiği tarih olan Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan' a dönük gerçekleştirilen 9 Ekim komplosu olmuştur. Kürdistan ve Ortadoğu tarihine en köklü müdahalede olan 9 Ekim komplosu iç savaşların, mezhep savaşlarının ve çatıştır kendine bağla siyasetinin, halkların kardeşliği ve birliğini, demokratik çözüm yöntemini, kadın özgürlüğü eksenli toplumsal sistemleri geliştiren Sayın Abdullah Öcalan' a saldırılarının başlangıcını ifade etmektedir. 15 Şubat komplosu ile devam eden, İmralı işkence sistemi ve iki yıldır uygulanan amansız tecrit ile devam eden saldırıların tek amacı vardır; halkların özgürlük sistemlerinin gelişimini engellemek için Önderlik kurumunu ortadan kaldırmak. İşbirlikçi Kürt siyaseti ve siyasi İslam çizgisini özgürlük çizgisinin yerine ikame ederek günümüzdeki Ortadoğu savaşının denklemi kurulmuştur. DAİŞ bu denklemin günümüzde açığa çıkarılmış aracı olarak durmaktadır. Rojava Devrimi ve DAİŞ'in Rojava devrimine saldırı misyonunu temsil etmesinin arka planını oluşturan şey 9 Ekim komplosu ile doruğa çıkan özgürlük ve kölelik çizgilerinin güncellenmiş çatışmasıdır.

'Onlar direniş cephesinin neferleridir'

Bu gerçeklik içinde 10 Ekim Ankara katliamı DAİŞ yöntemi ile ulus devlet hegemonyasını ayakta tutmaya çalışan bölgesel iktidar güçlerinin en alçakça saldırılarından biri olmuştur. Politik sorunların demokratik çözümü, barışçıl müzakere yöntemi ile çözüme kavuşturulması için bir araya gelen on binlerce insana dönük gerçekleştirilen bombalı saldırıyı planlayanlar Cizre katliamını, Şırnak, Gever, Nusaybin, Sur, İdil' i yıkan güçler olarak karşımıza çıkmıştır. Özgürlüğe, eşitliğe, adalete ve insanlığa dayalı her politik gelişimi, oluşumu, rengi ve dili düşmanca karşılayan ve düşmanca metotlarla ortadan kaldırmaya çalışan güçler bugün bir darbe mekaniği içinde sadece kendilerini değil tüm ülkeyi büyük bir felakete sürüklemektedir. 10 Ekim barış mitingi yolcularının, şehitlerinin, yaralılarının ve örgütlerinin tam olarak da gördüğü ve engellemeye çalıştığı bu darbe mekaniği gerçeği ve faşizm tablosuydu. Bu nedenle onlar sadece bir saldırının mağdurları değil bir direniş cephesinin neferleridirler. Özgürlüğü, kardeşliği, barışı ve demokratik yaşam birliğinin direnişçileri olarak tarihimizin en onurlu yerinde durmaktadırlar. Onların anılarını özledikleri özgür dünyayı gerçekleştirinceye kadar yaşatmak bizimde boynumuzun borcu olacaktır.

'Direnişi yükseltmeye çağırıyoruz'

Bu temelde Kürt halk Önderliği Sayın Abdullah Öcalan'a dönük başlatılan komplocu siyasetin başladığı 9 Ekim komplosunu ve bu komplocuların gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara katliamını kınıyoruz. Halkalara, kadınlara, kültürlere, emekçilere, inançlara dayatılan köleliği asla kabul etmeyeceğimizi, özgürlük mücadelesini büyüterek başarıya ulaştırmayı komplocuların ve katliamcıların amacını boşa çıkarmanın biricik yolu olduğuna inanarak herkesi faşizme karşı direnişi yükseltmeye davet ediyoruz."

(gc)