Rojavalı kadınlar 9 Ekim tanıklıklarını anlatıyor
09:01
Hejar-Evîn Nejdet/JINHA
QAMIŞLO - PKK Lideri Abdullah Öcalan'ı tanıyan Rojavalı kadınlar 9 Ekim'de Suriye'den çıkmasına neden olan uluslararası komployu anlattı.
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a karşı gerçekleştirilen 9 Ekim uluslararası komplonun 18'inci yıldönümü nedeniyle Rojavalı kadınlar değerlendirmelerde bulundu. 1998 yılında Şam'da bulunan Mezopotamya Yönetimi Üyesi Rojda Fırat, PKK'nin 27 Kasım 1978 yılında kendisini ilan ettiğini ve devamında Türkiye devletinin saldırıları ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
Rojda, "Buna dönük Önder Apo hamle sürecini başlatmak için 1 Temmuz'da Kobanêye geçiyor. Önder Apo uzun yıllar Suriye'de eğitim ve örgütlenme çalışmaları yapıyor. PKK'nin kuruluşuyla komplocular harekete geçti. Çok çeşitli komplo süreçleri başladı. 1996'da Önder Apo'nun evine karşı bir komplo oldu. Buradaki amaç önderlikti. Önderlik kendi projeleriyle uluslararası güçlerin Ortadoğu'daki projelerini boşa çıkarttı" diye belirtti.
'Zilan'ın eylemi komploya büyük bir cevaptı'
Rojda şunları söyledi: "Zilan'ın eylemi komploya büyük bir cevap oldu. Bu eylem PKK tarihinde ilk fedai eylem oldu. Önder Apo bu eylemi felsefik, duygusal, ideolojik bir eylem olarak değerlendirdi. Bu eylemden sonra yüzlerce kadın PKK'ye katıldı. Bu katılım kuşkusuz Önder Apo'nun kadına yaklaşımından da kaynaklanıyordu. Önderlik Rojava'da binlerce kadını eğitti. Önderlik kadınları siyasi, askeri ve toplumsal çalışmalara dahil etti. Önderlik kadınlarla yoldaşlık geliştirdi. Örgütlenmesini geliştirdi. Kadınlarda bu ruhla komploya cevap olup örgütlemelerini geliştirdi" şeklinde konuştu.
'Önderlik saldırıları siyasi ve askeri olarak değerlendiriyordu'
Abdullah Öcalan'ın 98'de Suriye'nin başkenti Şam'da olduğunu belirten Rojda, "98'de ben Önderlik sahasındaydım. Türkiye ve Amerika'nın saldırıları artmıştı. Önderlik bu saldırıları siyasi ve askeri olarak değerlendiriyordu. 1 Eylül'de Önder Apo tek taraflı ateşkes sürecini ilan etti. Ancak buna dönük ciddi bir saldırı oldu. Önderlik geleceği okuyordu. Bu süreçte Yunanistan, İtalya ve bir çok Avrupa ülkesi önderliği ziyaret edip kendi ülkesine davet ediyordu. Önderlik karar verip çıkmak istedi ancak çözüm olmadığı için gitti. Burada Avrupa'nın iki yüzlülüğü ortaya çıkıyor. Önderlik Ortadoğu'dan çıktıktan sonra Avrupa'da kimse önderliği kabul etmedi. Önderliği Kenya'ya oradan da Türkiye'ye teslim ettiler. Devlet, uluslararası güçler ve Kürt işbirlikçileri bu komploda ortaklar. Önderliğin Ortadoğu'daki projeleri gelişmesin diye çok uzun sürecek bir komployu hedeflediler" dedi.
'Komploya karşı direnişimiz sürüyor'
Komplonun sürdüğünü belirten Rojda, son olarak şunları dile getirdi: "Komplo halen devam ediyor. 15 Temmuz'da da komplocu güçler önderliği hedef yapmıştı. Komploya karşı direnişimiz devam ediyor. Rojava'da eğitim, askeri, siyasi çalışmalar önderliğin 20 boyunca verdiği emeğin karşılığıdır. Bu gün Rojava'da önderliğin projeleri ve fikirleri gelişiyor. Ancak halen önderliğin projelerine dönük saldırılar devam ediyor. Halkımız Federal Demokratik bir sisteme doğru gidiyor. Bunun için mücadele ediyor. Bu devrimde en büyük adım kadın çalışmalarıdır. Bunlarda Önderlik projeleriydi. Kobanê ve Şengal'de kadınlar öncüydü. YPJ, Kadın Asayişi, Kadın Özsavunma Birlikleri ve kadın örgütlenmeleri var. Kadınlar için önderliğin özgürlüğü önemli. Buna hep inandım; bir gün önderlik özgürleşecek ve Rojava'ya gelecek. Bu inançla bizde çalışmalarımızı yürütüyoruz."
'Heyecandan Ağustos sıcağında üşüyorduk'
Kadınlardan Necahê Gulo da, Abdullah Öcalan'ı görme fırsatı bulan kadınlardan. Abdullah Öcalan'ı ilk 90'lı yıllarda gördüğünü söyleyen Necahê, "Ailemle birlikte Lübnan'a gitmiştik ve önderliği göreceğimiz için çok heyecanlıydık. Yaklaşık 15 kişi; Kobanê, Derîk, Efrin ve daha birçok kentten insanlar önderlik sahasındaydı. Biz sahada otururken önderlik geldi. Dağların arasında çıkıp yanımıza geldi. Bu rüya gibiydi. Önderlik 4 saat boyuncu konuştu. O'nun sesi hala kulağımda. Biz 7 gün boyunca orada kaldık. Önderlik bütün halkla görüşme gerçekleştirdi. O zaman çadırlar kurmuştu. Ağustos sıcağında biz üşüyorduk çünkü çok heyecanlıydık" dedi.
'Kadınlar önderliğin felsefesi ile kendini eğitiyor'
Abdullah Öcalan'ı 5 Aralık 1997 yılında da gördüğünü kaydeden Necahê, "Önderlik Suriye'ye geldiğinde onun özgür bir ülke fikrini kabul ettik ve katıldık. Bir çok yakınımız şehit oldu. Eşim şehit düştü ve bizim bağlılığımız daha da fazla oldu. Önderliği ikinci defa gördüğümde benim eğitime katılmamı istedi. Eğitim daha çok kişilik ve ulusal bilince dönüktü. Yine kadın konusu çok fazla gündeme geliyordu. Kadının köleliğini sorguluyordu" dedi.
'Önderliğe uzanan elleri kırmasını da biliriz'
Kürt halkının varlığının kabulü için önderliğin yönünü Avrupa'ya verdiğini belirten Necahê, "Ancak kara bir komployla önderliğimiz esir alındı. Türkiye devleti tarih boyunca Kürt önderlerine dönük yaptığı komplonun aynısını yapacağını zannediyordu. Ancak halkın önderliğe dönük bağlılığı daha fazla oldu. Kadınlar daha çok çalışmalara dahil oldu. Bu günde kadınlar Önder Apo'nun özgürlüğü için sokaklarda ve eylemlerde. Biz ateşten bir çember olup onu savunacağız. Biz önderliğimizi zindandan çıkaracağız. Kadınların özgürlüğü önderlik ve ülke özgürlüğüyle bir bütündür. Önderliğe uzanan elleri kırmasını da biliriz" ifadelerinde bulundu.
(pk/mg)