Süryani kadınlar göçertme politikalarına karşı 'barış' diyor
09:06
Esra Aydın-Ceylan Eraslan/JINHA
MÊRDÎN - Yıllar sonra topraklarına dönerek Bağok Dağı eteklerindeki köylerine yerleşen Süryaniler devletin savaş politikalarıyla yeni bir göçü dayatmasına karşı "Biz buraya kaçamaya değil ölmeye geldik" diyor. Midyat Belediye Meclis üyesi Diba Gabriel, bu gün yaşananların 1915 zihniyetinden farklı olmadığını belirterek, "Tarih boyunca olduğu gibi bu günde savaşın ağırlığını kadınlar çekiyor. Barış için mücadelemizi yükselteceğiz" dedi.
Mezopotamya'nın en köklü mirasçılarından biri olan Süryani halkı 1915 Seyfo Katliamı'nın ardından dünyanın bir çok ülkesine sürüldü. 2000'lerle birlikte topraklarına geri dönen Süryaniler Kürdistan'ın demografik yapısını değiştirme politikalarıyla yeni bir göçe zorlanıyor. Mardin Midyat ilçesinde yaşayan ve 2001 yıllarında Türkiye geri dönen Midyat Belediye Meclis üyesi Diba Gabriel ve ailesi, ne yaparlarsa yapsınlar geri döndükleri topraklarını terk etmeyeceklerini söylüyor.
'İnsanlar tedirgin ve kaygılı'
Ortadoğu'da yaşanan savaşın Süryanileri de etkilediğini ve Süryanilerin sürekli bir göç halinde olduğunu söyleyen Diba, "Türkiye'ye Suriye'deki savaştan dolayı önemli sayıda Süryani göçü oldu. Sokaklar artık eskisi gibi değil, dışarı çıktığınızda hiç kimseyi göremezsiniz, sosyal hayat durdu. İnsanlar tedirgin ve kaygılı. Midyat'ta ve Mardin'de yaşayan biz Süryaniler ve diğer halklar tam bir felç durumu geçiriyoruz. Ben bölge halkları adına yaşananlardan kaygılıyım" dedi.
'Kaygılıyız'
Farklı inançlar ve kadınlara yönelik baskının bilinçli bir politika olarak devlet eliyle baskıya dönüştüğünü düşündüğünü söyleyen Diba, geçmişten bu güne zihniyette değişen birşey olmadığını söyledi. Diba, "İlk başta din bahane edilip kadınlara saldırılıyor, bu saldırıları meşrulaştırmak için din kullanılıyor. Süryani kadınlar olarak bunu doğru bulmuyoruz. 1915'te Süryani katliamı yaşandı, bu katliamda yine kadınlar daha çok etkilendi, katledildi. 1915'ten günümüze kadar baktığımızda değişen bir şey olmadığını görürüz. Özellikle azınlıklara, ötekilere, farklı kimliklere karşı halen baskılar devam ediyor. Süryani kadınlar olarak dünden bugüne kadınlara reva görülen ölümlerden, şiddetten işkenceden kaygılıyız. 21. yüzyılda bu cehalet sürüyorsa bu kaygı verici ve düşündürücü bir durumdur. Bunlar artık yaşanmamalı diye düşünüyorum. Çok ümitsiz diyebilirsiniz ama artık çok fazla şeyin değişeceğini ummuyorum" diye konuştu.
'Barış için mücadele ediyoruz'
Son bir yıldır dağları ve şehirleri hedef alan savaşı 'soykırım' olarak niteleyen Diba, Süryani halkının ezilen bir halk olarak ezilen hakların yanında yerini aldığını ve bundan sonra almaya devam edeceğini söyledi. Diba, "Süryani kadınlar olarak dünyada ve bölgede barışın olmasını her şeyden daha çok istiyoruz. İstiyoruz ki herkes rahatça, korkusuzca piknik yapabilsin dağlarda. Bunları olması için öncelikle anayasanın değişmesi gerekiyor. Herkesin dinini, dilini ve kültürünü ve insan hakları çerçevesinde yaşaması gerekiyor. Bunları yaşamak ve yaşatmak için mücadele ettik" dedi.
'Kaçmak için gelmedik'
2000'lerden sonra sürgünden topraklarına dönen Süryani halkına yeni bir göçün dayatıldığını söyleyen Diba, bu defa hiçbir yere gitmeyeceklerini belirterek, "Kaçmaya değil bu topraklarda ölmeye geldik" dedi.
Diba sözlerini şöyle sürdürdü: " Şu anda bölgedeki dağlar bombalanıp yakılıyor, Bagok dağının eteklerinde Süryani köyleri var ve bu dağ sürekli yakılıyor. Bu bilinçli bir yakma, orada yaşan insanların göç etmesini istiyorlar. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Bagok dağında olan Süryaniler, göç edip tekrar geri gelen Süryanilerdir. Süryaniler geri geldiklerinde köylerini, kiliselerini ve dağlarını tekrar yeşerttiler. Bizler tekrar köylerimizi bırakıp gitmeyeceğiz. Biz hiçbir yere gitmiyoruz. Korkmuyoruz. Artık burada yaşamak için geri geldik. Süryaniler olarak bölgemizden kaçmaya değil, ölmeye döndük. Tanrı bizi buradan, bu topraklardan koparmıyor, hiç kimse koparamaz. İsa Mesih bu yollardan geçti. Bu topraklar kutsaldır, biz de ona inanıyoruz. İsa Mesih'in yürüdüğü kutsal toprakları terk etmeyeceğiz. Bizler kin tutmuyoruz, bu bölgeye de barışın gelmesini arzuluyor ve bunu temenni ediyoruz. İnsanların korkmadan yaşamasını istiyoruz."
(fk)