JINHA

AMED - Sur'da 10 ayı geride bırakan "sokağa çıkma yasağı"yla 4 mahallede yıkım sürerken, saldırılar nedeniyle boşaltılan ilçenin diğer mahallelerine de Suriyeliler yerleşmeye başladı. Sur halkı ise bunun bilinçli bir politika olduğunu, iskan politikasının hayata geçirilmeye çalışıldığını belirtiyor.

Binlerce yıllık tarihi ile UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası listesine giren Diyarbakır'ın Sur ilçesinin en önemli özelliklerinden biri de binlerce yıl kesintisiz olarak bir yaşam merkezi olması. Diyarbakır halkı Sur'u kentin kalbi olarak görüyor ancak tarihi ilçede 2 Aralık 2015'te ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" hala 4 mahallede kaldırılmadı. Top ve tanklarla, ağır silahlarla vurularak yıkılan ilçede 103 gün süren tarihi direnişin ardından 4 mahallede yıkım neredeyse hiçbir yapı bırakmadı. Sur insan ilişkilerinin, dayanışmanın ve sisteme inat komünal yaşamın can bulduğu nadide ilçelerden biriydi. Ancak "sokağa çıkma yasağı" süresince her gün bombalar yağdırılan ilçe hakkında sürekli yeni kararlar alındı. Sur'un hala neden yıkılmaya devam ettiği sorulurken, Mart ayında Bakanlar Kurulu tarafından alınan "acele kamulaştırma" kararı soru işaretlerini yanıtladı.

Tehcir ve iskan politikası

Yasak süresince yapılan tüm açıklamalar, AKP hükümetinin baştan itibaren bir iskan ve imar politikasına sahip olduğunu ortaya koydu. Kürt halkına karşı askeri zor yanında, tehcir, sürgün, iskan ve imar politikalarının da uygulanacağı tarihteki örnekleriyle de biliniyor.

Saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kalan binlerce yurttaşın evi talan edilirken, bu mahallelere şimdilerde Suriyeliler yerleşmiş durumda. TOKİ planı daha somut olarak yaşama geçirilmedi ancak son bir yılda Sur'daki mahallelerde Suriyeli nüfusu oldukça arttı. En fazla Suriyeli nüfusunun olduğu yer ise İskenderpaşa Mahallesi. Sur halkı savaştan kaçmak zorunda kalan mültecilere karşı olmadıklarını ancak Sur için bunun bir iskan politikası olarak yaşama geçirildiğini söylüyor.

Tüm bunların yanında mültecilerin polisler tarafından da ajan olarak kullanıldığını düşünen halk bu yüzden tepkili ve duyarlılık çağrısı yapıyor.

(mm/gc)