'Kadınların sesini duyuran kanallar aydınlatılsın'
09:10
JINHA
AMED - Kürtçe yayın yapan ve muhalif kanalların karartılmasına tepki gösteren kadınlar, hükümetin biran önce karattığı kanalları aydınlatması gerektiğini vurguladı. Kadınlar seslerini duyurabildikleri TV'leri geri istediklerini belirterek, "Sadece iktidarın sesini duyan ve duyuran TV anlayışı kabul edilemez. Kadınların sesini duyuran kanallar biran önce aydınlatılmalıdır" dedi.
İktidarın kararıyla 12 TV kanalının ekranı karartılıp kapısı mühürlenirken 13 Radyo'nun ise sesi kesildi. Özellikle, Med Nuçe, Gün TV, İMC, Jiyan TV, Azadi TV, Zarok TV'nin karartılmasına tepki gösteren Diyarbakırlı kadınlar, AKP Hükümetinin sadece kendi propagandasını yapan TV'leri hayata geçirmek istediğini belirtti. Kürtleri ve barışı savunan kanalların özellikle kapatıldığının ifade eden Ayşe Beşaltı, Zarok TV'nin kapatılmasının Kürt karşıtlığının göstergesi olduğunu söyledi.
'Sessimizi susturamayacaklar'
Çocukların kendi dillerinde izledikleri bir TV kanalına dahi tahammül edilmediğine dikkat çeken Ayşe, "Zarok TV siyasi ve politik haberler sunan bir kanal değildi. Çocukların kendi dillerinde çizgi film izlemeleri için açılmıştı. Barış sürecinde 'biz Kürtlere ve Kürt diline karşı değiliz' diyenler bugün açık açık dilimize ve kimliğimize saldırıyor. İktidarın TV'leri kapatarak gerçekleri gizleyeceğini düşünmesi kadar absürt bir durum olamaz. Biz Kürtler artık eski Kürtler değiliz ve yalan haberlere inanmayacağız. Onlar TV'leri kapatabilir ama bir şekilde gerçekleri halka duyurmak isteyenler mücadelelerini sürdürecektir. Sessimizi susturamayacaklar" dedi.
'Hükümet yaptığı yanlıştan geri adım atmalıdır'
Selma Ekici, hükümet tarafından savaşın derinleştirilmek istendiğine vurgu yaparak, halktan yana yayın yapan TV'lerin sesinin susturulmasının tek nedeninin savaşı derinleştirilmek olduğunu aktardı. Halkın kendi sesini duyurabildiği TV'lerin kapatılmasına sessiz kalmayacağını ifade eden Selma, Kürt halkına duyulan öfkenin TV'lere saldırılarla dışa yansıdığını kaydetti. Selma, "2013 yılında bir barış süreci başlamıştı ancak AKP hükümeti bu süreci sona erdirdi. Bizler hala bir şeyler düzelecek derken TV'lerimize ve barış isteyenlere saldırdı. Bu durum asla kabul edilmeyecektir. Belediyelere kayyım atayarak, TV'leri karartarak bu iktidar kazanmayacaktır. Halkın yanında olmayan iktidar mutlaka kaybedecektir. Bizler TV'lerimizi, öğretmenlerimizi ve irade olarak seçtiklerimizi geri istiyoruz. Hükümet yaptığı yanlıştan geri adım atmalıdır" diye konuştu.
'Kadınların sesini duyuran TV'leri geri istiyoruz'
Hükümet tarafından tek tip yayın akışının hayata geçirilmek istendiğinin altını çizen Ruken Yılmaz, tekleştirmeye karşı çoğulcu yayını istediklerini dile getirdi. Ruken, iktidarların kadının sesini, Kürt halkının sesini duyuran TV'leri ve Radyoları hedef olarak seçtiğine vurgu yapan Ruken, gerçekleri yazmaktan, çekmekten vazgeçmeyen binlerce kadın ve gencin bulunduğunu kaydetti. Ruken, "Hükümet kendi yanında haber yapan gazeteciler ve kameramanlar istiyor. Kapatılan kanallar halkın yanında yayın yaptıkları için kapatıldı. Med Nuçe, İMC, Özgür Gün TV öz yönetimde yaşananları dünyaya duyurdu ve bu nedenle hazmedilmeyerek kapatıldı. Biz kadınlar olarak sesimizi duyuran TV'leri geri istiyoruz. Sadece iktidarın sesini duyan ve duyuran TV anlayışı kabul edilemez. Kadınların sesini duyuran kanallar biran önce aydınlatılmalıdır" diye belirtti.
'Halk özgür basın üzerindeki baskılara sessiz kalmamalıdır'
Kevser Matman, Türkçe bilmeyenlerin elinden haber hakkının alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Özgür Gün TV gibi Kürtçe yayın yapan kanalların kapatılmasının Türkçe bilmeyen annelere saygısızlık olduğuna vurgu yapan Kevser, "Biz anneler Türkçe bilmiyoruz ve bu nedenle haberleri bu kanallardan takip ediyorduk. Bu kanal hükümeti öven bir yayın yapmadı. Gerçekleri veren kanalları sırf biz gündemden habersiz kalalım diye kapattı. AKP tüm Kürtçe kanallarımızı kapatıyor. Çünkü gerçeklerin aydınlığa çıkmasını istemiyor. Eğer çıkarsa onların gerçek yüzü de ortaya çıkacak ve onlar bundan korkuyor. Onlar ne kadar baskı yaparsa yapsınlar bizler direneceğiz ve yeni kanallar açacağız. Halkın özgür basın üzerindeki baskılara sessiz kalmamalarını istiyorum" dedi.
(be-zyt/dk)