Şengal'deki kadın gazeteciler: Hakikati duyurmaya devam edeceğiz

12:09

Jinda Asmen/JINHA

ŞENGAL - Muhalif televizyon ve radyoların kapatılmasına tepki gösteren Şengal'deki özgür basın kadın çalışanları, baskılara inat hakikati duyurmaya devam edeceklerinin altını çizerek, "Bizler sonuna kadar halkımızın yanındayız ve onların sesi olmayı sürdüreceğiz" dedi.

Federal Kürdistan Bölgesi'nin Şengal kentindeki kadın basın çalışanları, Türkiye'de özgür basın üzerinde yaşanan baskılar ile muhalif televizyon ve radyoların kapatılmasına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Çıra TV çalışanlarından Pakize Xelil, muhalif basına yönelik baskıların temelinde hakikatin gizlenmek istendiği amacının yattığını söyleyerek, "Med Nuçe de kapatıldı. Bu Türkiye devleti ve Avrupa tarafından bilinçli yapılıyor. Her zaman olduğu gibi Kürtlerin sesini kesmek istiyorlar. Avrupa kendini insan hakları savunucusu gibi gösteriyor ancak diğer yandan Kürt halkının sesi Med Nuçe'yi karartılar" diye belirtti.

'Baskılara inat hakikati duyurmaya devam edeceğiz'

Tüm dünyanın yaşanan bu hukuksuzluk karşısında sessizliğini koruduğunu belirten Pakize, sözlerine şöyle devam etti: "Egemen sistem her zaman doğruları dile getiren basına saldırır. Bu nedenle özgür basını savunan herkes bu baskılara karşı ses çıkarmalı. Şengal'deki kadın basın çalışanları olarak her türlü baskıları kınıyoruz. Nerede olursak olalım bu baskılara karşı sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz. Baskılara inat hakikati tüm dünyaya duyurmaya devam edeceğiz. Bizler kapatılan tüm televizyon ve radyoların arkasındayız. Hiçbir zaman yalnız olmadıklarını bilmelidirler. Bizler sonuna kadar halkımızın yanındayız ve onların sesi olmayı sürdüreceğiz. Her zaman özgür basın çizgisinde yürüyeceğiz."

'Baskılarla özgür basını susturamazlar'

Şengal özgür basın kadın çalışanlarından Dilvin Murad, baskı altındaki özgür basın çalışanlarının yalnız olmadığını belirtti. Özgür basın geleneğini yürütmeye devam edeceklerini kaydeden Dilvin, "Avrupa Med Nuçe'yi kararttılar bu da Türkiye ile aynı zihniyette olduğunu gösteriyor. Ancak şunu iyi bilsinler ki baskılarla özgür basını susturamazlar. Tek bir basın çalışanı kalsak ta doğruları dile getirmeye devam edeceğiz. Kanımızın son damlasına kadar özgür basının sesi olmaya devam edeceğiz. Mücadelemizi de, özgür basın geleneğinden aldığımız güçle ilerleteceğiz, doğruları dile getirmeye her yerde devam edeceğiz ve baskıları kıracağız" şeklinde konuştu.

'Bunun adı faşizmdir'

Şengal'de JINHA çalışanlarından Delila Axin de, "Bizler nasıl ki Rojava'da, Şengal'de ve Kuzey Kürdistan'da ortaya konulan direnişi gösterdiysek bundan sonrada göstermeye devam edeceğiz. Sistem kendi egemenliklerini kendi basın anlayışlarıyla hakim kıldırmak istiyor. Muhalif basına yönelik bu saldırı aslında demokrasiye saldırıdır. O kadar tahammülsüzler ki çocukların izlediği Zarok TV dahi kapatılıyor. Bunun adı faşizmdir. Çok bilinçli uygulanan bir saldırıdır. Her yönlü doğrunun sesini kısmak istiyorlar. Bizde diyoruz ki, kapatılan kanal ve radyolarımız yalnız değildir. Bizler kendilerinin güçlü destekçileriyiz" ifadelerinde bulundu.

'Baskılara boyun eğmeyeceğiz'

Şengal özgür basın kadın çalışanlarından Ehlam Heci de, özgür basın geleneğinin kendisini PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlük felsefesi üzerinden var ettiğini dile getirdi. Baskılara maruz kalan özgür basın çalışanlarının yalnız olmadığını söyleyen Ehlam, "Radyo ve TV'leri kapatanlar özgürlüğü tutsak etmek istiyorlar. Bizler de basın çalışanları olarak devletlerin bu uygulamalarını kınıyoruz. Ve diyorum ki, biz her zaman özgür basın ruhuyla çalışmalarımızı yürüteceğiz. Ve baskılara karşı boyun eğmeyeceğiz. Özgürlüğün sesi kıstırılamaz" dedi.

(mg)