Tutsaklara ve ailelerine 12 Eylül uygulamaları
09:06
Beritan Canözer /JINHA
AMED - Diyar TUHAD-DER Eşbaşkanı Saliha Bakır, cezaevlerindeki tutsaklara en ağır uygulamaların dayatıldığını, aynı şekilde ailelerine de baskı yapılarak 12 Eylül faşizmi yaşatıldığını vurguladı.
Politik tutsaklara karşı baskı ve hak ihlalleri had safhaya ulaşırken özellikle kadın tutsaklara yönelik cinsel işkence politikası uygulanıyor. Tutsakların aile görüşleri de oldukça kısıtlı bir hal alırken, sürgün politikaları da devrede. Diyarbakır Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği (Diyar TUHAD-DER) Eşbaşkanı Saliha Bakır, tutsaklara dönük baskılara karşı halkın direnmesi gerektiğini vurguladı.
'Hasta tutsaklar tedavi görmüyor'
Kürdistan'da devreye konulan kuşatma ve savaş uygulamalarıyla cezaevlerinde de baskıların arttırıldığını belirten Saliha şunları söyledi: "Daha sonra kış aylarında tutsakların mutfak ve kırtasiye malzemelerine el konulmaya başlandı. Her gün hatta günde iki, üç kez koğuşlara baskınlar gerçekleşiyordu. Görüş esnasında ailelere ve tutsaklara hakaretler ediliyor, görüşler kısıtlanıyordu. Yine birçok tutsak 'cezalı' olduğu gerekçesi ile ailesiyle görüştürülmüyor. Tutsakların banyo yapması bile zorlaşmış durumda. Tutsakların revir hakkı da ellerinden alınıyor ve hasta olan tutsakların durumu gün geçtikçe zorlaşıyor. Tutsaklar arasında yaralı olanlar var, ağır hasta olanlar var, yaşlılar var ama hiçbiri doğru bir tedavi göremiyor."
'İnsani hiçbir boyutu yoktur'
Hasta tutsaklar için ciddi bir kamuoyunun oluşması gerektiğini ifade eden Saliha, koğuşta olduklarında tutsaklar arkadaşlarının destek olduğunu ancak çoğu zaman hasta tutsaklara hücre cezası verildiğini kaydetti. Bunun durumlarını daha da ağırlaştırdığına vurgu yapan Saliha, "Bazı ilaçlar almaları gerekiyor ama ilaçlar verilmiyor. Hasta tutsaklar tedavi için hastaneye götürüldüklerinde ise ring içerisinde taciz ve işkenceye maruz kalıyorlar. Cezaevi sınırları içinde gardiyanlar, cezaevi dışına çıkınca da askerler baskı yapıyor. Zor olan cezaevi koşulları daha da zorlaştırılıyor. Bunun insani hiçbir boyutu yoktur ve asla kabul edilemezdir. Özellikle batıda bulunan cezaevlerinde hak ihlalleri başını almış gidiyor" diye belirtti.
'Görüşler baskı altında gerçekleşiyor'
Bir tutsağın en önemli hakkı olan ailesi ile görüş hakkının bile kısıtlandığını ifade eden Saliha, "12 Eylül faşizmini zindanlarda yeniden yaşatıyorlar. Görüşe gelen yakın sayısı 3'e düşürüldü ve birinci dereceden yakın olmayan görüşe alınmıyor. Görüş esnasında masanın başında iki gardiyan görüş bitene kadar bekliyor. Bu insanlar zaten ailelerini zor görüyor. Çoğunun ailesi uzak yerlerden geliyor ve çocuğuyla iki dakika özel bir şey paylaşamıyor. Özlemini bile dile getiremiyor. Ne yazık ki baskının boyutları bu kadar artmış durumda. Eğer bugün birlik olup ses çıkarmazsak yarın yüzlerine bakamayız" diye konuştu.
'Aileler de tutsaklar ile beraber sindirilmek isteniyor'
Yakınlarının görüşüne giden ailelerin de hakarete maruz kaldığını söyleyen Saliha, "OHAL ilanının ardından aileler de cinsel saldırıya ve hakaretlere maruz kalmaya başladı. Görüşe giden aileler saçının telinden ayak tırnağına kadar aranıyorlar. Yaşlı, genç hiç ayrım yapmaksızın hepsini soyuyor ve o şekilde kontrol ediyorlar. Defalarca kez bununla ilgili başvurularda bulunduk, dilekçeler verdik, açıklamalar yaptık fakat hiçbir iyileşme yapılmadı. Tutsaklara saldırarak aileleri, ailelere saldırarak da tutsakları sindirmeye çalışıyorlar. Bu insanlar 12 Eylül döneminde sindirilememiş, şimdi de sindirilecekler" dedi.
(gc)