'Direniş ruhuyla büyüdük karara karşı sessiz kalmayacağız'
14:39
JINHA
AMED - KHK ile 12 TV ve 11 radyonun yayınının kesilmesi ve kapatılmasına ilişkin ÖGC tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Van TV muhabiri Hülya Emeç, özgür basına yapılanın da darbe olduğunu ve gerçeklerin sesinin kısılmak istendiğini belirterek, "Bizler direniş ruhuyla büyüdük. Bu nedenle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kararı hukuksuz bulduğumuz için sessiz kalmayacağız. Bugün biz kapatıldık yarın size sıra gelebilir. Bu nedenle dayanışmanın büyütülmesi gerekiyor" dedi.
Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) tarafından Hayatın Sesi, Jiyan TV, Azadî TV, Zarok TV, Van TV ve TV10'un da aralarında olduğu birçok televizyon ve radyonun kapatılmasıyla ilgili Sümerpark Resepsiyon salonunda basın toplantısı düzenlendi. Açıklamaya kapatılan TV temsilcileri, gazeteciler, Büyükşehir Belediye Eş Başkanları, İHD, STK'lar, HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir katıldı. Açıklamada ilk olarak konuşan ÖGC Eş Başkanı Hakkı Boltan, 28 Eylül gecesi TV izlerken ilk defa basına dönük böylesi bir saldırıya tanık olduklarını belirtti. Hakkı, "Yaptığımız takiplerden hükümet tarafından bu saldırının özel olarak gerçekleştiğini gördük. MGK toplantısı sonrası bu saldırının gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Saldırının sadece basının sesini kesmek için olmadığını tüm alanlara bir saldırı olarak ele alıyoruz" dedi
'Türkiye'nin çoğulcu haline saldırıdır'
Hayatın sesi ve TV10'un daha çok sol-sosyalist kesimlere hitap ettiği için bir saldırıya maruz kaldığını dile getiren Hakkı, tüm basın alanına dönük saldırıların farklı bir çerçevesi bulunduğunu söyledi. Karartılan her kanalın ezilen farklı bir kesim için mücadele ettiğine değinen Hakkı, Zarok TV'nin ise çocukların ana dilini öğrenmesi noktasında engellenmek istendiği için kapatıldığını kaydetti. Hakkı, "Bizler kapatılıyoruz ama asıl kapatılan devletin kendisidir. Gerçekler dünya tarafından görülmesin diye saldırılar başlamıştır. Türkiye'nin çoğulcu haline saldırı olarak ele alıyoruz. Bir arada olmaktan başka çare olmadığını bize tarihi süreçler göstermiştir. Özgürlükçü basın isteyenler bir arada olmalıdır. Dayanışmadan öte bir yolu tercih etmemeliyiz" diye konuştu.
'Dayanışma büyütülmelidir'
Van TV Muhabiri Hülya Emeç, Van TV'nin kapatılmasının bir halkın diline ve kültürüne darbe olduğunu söyledi. 15 Temmuz'dan sonra hükümetin sürdürdüğü bir darbenin söz konusu olduğunun altını çizen Hülya, özgür basına yapılanında darbe olduğunu ve gerçeklerin sesinin kısılmak istendiğini aktardı. Hülya, "Bizler direniş ruhuyla büyüdük. Bu nedenle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kararı hukuksuz bulduğumuz için sessiz kalmayacağız. Bugün biz kapatıldık yarın size sıra gelebilir. Bu nedenle dayanışmanın büyütülmesi gerekiyor" diye belirtti.
'Ekranlar karartılıyorsa büyük katliamlar bizi bekliyor'
Azadî TV Genel Yayın Koordinatörü İrfan Uçar, Hükümetin meclisten aldığı yetkiyi kötüye kullanarak basına saldırdığına dikkat çekerek, "Bugün önümüzde bulunan mikrofonlar eksilmiş durumdadır. Doğan ve Erdoğan medyası dışında kalan tüm kanalların şandeli indirildi. Paçavraya dönüştürülen demokrasiye sahip çıkmak için demokrasi isteyenlere güvenmekten başka çare yoktur. 90'ların dönemlerinden öğrendiğimiz şu ki basının sesi kesiliyorsa büyük katliamlar bizi bekliyor. Sıra Zarok TV ye gelmiş ise herkese sıra gelmiştir" şeklide ifade etti.
'Dayanışma büyümezse Tekleyen bir sistem oluşacaktır'
Jiyan TV Koordinatörü İbrahim Aslan ise Kürt kültürü ve yaşam tarzları üzerine programlar yaptıklarına değinerek, "UNESCO Kirmanckî dilinin yok olma riskinin olduğunu açıkladı ardından biz de yayına başladık. Ortaya çıkan duruma baktığımızda ise sadece muhalif basına bir saldırı yapıldığını görüyoruz. Saldırılar daha fazla artacaktır. Bu nedenle tüm STK'ların ve demokrasi isteyenler yan yana durarak mücadele etmelidir. Aksi halde tekleyen bir sistem kendisini var edecektir" dedi.
'Yolumuz denizlere çıkacaktır'
Hayatın Sesi Diyarbakır Şubesi Temsilcisi Cumhur Daş da "Sözümüz ve sesimiz birdir" diyerek, uzun süre kapatılma tehditleriyle, tutuklamalarla karşı karşıya kalmalarına rağmen mücadeleden vazgeçmediklerini ifade etti. Cumhur, son olarak, "Yolumuz geçse de bozkırlardan yolumuz denizlere çıkacaktır" dedi.
İHD Başkanı Raci Bilici, "Bizler gerçekleri yansıtarak özgürlükte ve demokrasiden yana ısrar edeceğiz. Bu nedenle alınan kararı kınıyoruz. Dayanışma bu açıdan büyütülmeli ve gerçeklerin önü aydınlatılmalıdır" diye kaydetti.
'Özgür basın hepimizin sesi soluğuydu'
Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, 15 Temmuz darbesine karşı halkın net tavır ortaya koyduğuna değinerek, kendilerinin de ekran karartmalarına karşı net tavırla mücadele edeceklerini söyledi. Darbe gerekçesiyle çıkarılan KHK'nin keyfi şekilde kullanma zihniyetinin ortaya çıktığını ifade eden Gültan, askeri darbe süreçlerinde ekranlar karartıldığını belirtti. MGK sonrası ekranların karartılmasının bir darbe olduğunun altını çizen Gültan, "Kimse bizlere darbe bitti demesin. Çünkü darbe zihniyeti her boyutuyla devam ediyor. Yaşadıklarımız bize darbenin durdurulmadığını gösteriyor. OHAL'i darbecilere karşı değil halka karşı ilan ederek keyfini çıkarıyorsunuz. Bu salonda bulunanlar işkencelere, baskılara boyun eğmedi eğmeyecektir de. Özgür basın hepimizin sesi, soluğuydu ve bu sesi kimse kesemeyecektir. Darbe uygulamalarına biran önce son vermelidir. Basının Özgür olmadığı bir ülke de kimse özgür değildir" dedi.
Son olarak konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir ise, Kürdistan'da bulunan tüm kuruluşların sesinin kısılarak halkın sesinin kısılmak istendiğini aktardı. Ziya, "Basının ardından sıra biz vekillere gelecektir. FETÖ gitti ama yerine RETÖ gelmiştir. Biz Kürtler yan yana gelerek Kürtlerin anayasa da var olma mücadelesini vermeliyiz. Ağızlardan çıkacak sözlere bağlı kalmayacağız" diye konuştu.
(be-zyt/dk)