Sur raporu: 7 bin yıllık kültür yok edildi
11:18
JINHA
AMED - GÖÇ-DER tarafından hazırlanan Sur raporunda binlerce yıllık tarihin yok edildiği, halkın göç ettirilerek büyük bir mağduriyet yaşadığı belirtilerek, halkın devletin Kürt coğrafyasında demografik yapıyı değiştirmeye yönelik sistematik bir politika izlediği düşüncesine yer verildi.
Göç Edenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (GÖÇ-DER) Diyarbakır Şubesi, "sokağa çıkma yasağı"nın 2 Aralık 2015'ten bu yana sürdüğü Sur hakkında araştırma raporu hazırladı. Çatışmaların olmadığı alanlarda bile bazı evlerin yıkılıp talan edildiği belirtilen raporda, yasaklı mahallelerin yıkım olmayan alanlarına dönüş yapan ailelerin, elektrik, su ve alt yapı sorunları yaşadığı, bu çalışmaların tamamen yıkılmasından sonra başlanacağının bilgisinin verildiğini yer aldı. Ayrıca elektrik ve belediyenin altyapı ve su çalışmalarının devlet güçleri tarafından engellendiğinin yer aldığı raporda, ailelerin en az 15 bin lirayı bulan zararlarına karşılık sadece 5 bin liralık bir zarar çıkarıldığı kaydedildi.
'Aileler borçlandırıldı'
Raporda, hasar tespit sürecini takiben Valilik ve Kaymakamlık bünyesinde başvuru bürosu açıldığı, ailelerin buraya başvurusunun alındığı, ailelere seçenek olarak gösterilen yeni yerleşim alanlarının da asıl rayiç bedelinin üzerinde bir fiyat belirlendiği ve ailelerin devlete karşı borçlandırıldığı bilgisine yer verildi.
'Korucular eşyaları çaldı'
Halkın mahallede oluşan hasarların çoğunluğunun (değerli eşyalar) özellikle Çınar ilçesinden gelen köy korucuları tarafından çalındığı belirttiği raporda, "Polis tutanaklarında dahi bu bilgilerin olduğu belirtilmiştir. Mahallenin tamamen kapalı olması nedeniyle hiçbir ailenin geri dönüş yapamadığı bilgisi alınmıştır" diye kaydedildi.
'7 bin yıllık yaşam ve tarih yok edildi'
Surp Gragos Ermeni Kilisesi Vakfından Gafur Türkay'ın görüşlerine yer verilen raporda, Sur ilçesinde yaklaşık 7 bin yıllık kesintisiz bir yaşam olduğu, Ermenilere ait 3 kilisenin faal olduğu ancak çatışmalı dönemde buraların üs olarak kullanılması nedeniyle büyük hasar gördüğü kaydedildi. Gafur, kendilerine ait 12 dükkânın yıkıldığını, 4 ay boyunca kapalı kalan kilisenin tamamen hasar gördüğünü ifade etti.
İnceleme ve araştırmalardan sonra yapılan tespitler şöyle sıralandı:
"Yasağın kalktığı mahalle ve sokaklarda yaşayan vatandaşların bazıları da evlerine dönmeye başladığı görülmüştür. Yasağın kalkmasıyla birlikte yaklaşık 100 ailenin geri dönüş yaptığı, Sur içinde bulunan 500 yıllık Kurşunlu Cami, Dört Ayaklı Minare, Hasırlı Cami, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurt Pazarı, bin 700 Yıllık Saint Mary Kilisesi ve Protestan Kiliseler, Hacı Hamit Cami ve Dengbej Evi kullanılamaz halde olduğu tespit edilmiştir. İlçede her ne kadar bazı mahalle ve sokakta sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı açıklanmış olsa da hala bu mahallelerde fiili olarak sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır.
'Gece gündüz yıkım yapılıyor'
İlçe alışverişinin kalbini oluşturan tarihi Yanık Çarşısı'nda ve Gazi Caddesi'nde bulunan işyerlerinin ticari faaliyetlerinin durma noktasına geldiği tespit edilmiştir. İlçenin hala sokağa çıkma yasağı devam eden mahallelerinde yaşayan insanların malvarlıklarına erişemedikleri, devletin, bu mahallelerde ne gibi bir uygulama yapacağı konusunda ilçe sakinlerine hiçbir bilgi verilmediği tespit edilmiştir. Ancak bu mahallede iş makinelerinin gece gündüz yıkım çalışması yaptığı ilçe sakinleri tarafından dile getirilmiştir.
'Demografik yapı değiştirme amaçlanmaktadır'
İlçede yaşayan vatandaşlar devletin hendek ve barikatları gerekçe göstererek yaptığı operasyonların dayanağını, gerçekçi ve kabul edilebilir bulmamaktadır. Bu itibarla devletin Kürt coğrafyasında demografik yapıyı değiştirmeye yönelik sistematik bir politika izlediğine inanmaktadır.
'Halk yaşam alanlarını terk etmek istemiyor'
İlçede yaşayan insanlar her şeye ve tüm olanlara rağmen şehirlerini, yaşam alanlarını terk etmeyecekleri konusunda kararlılıklarını belirterek, devletin bir an önce yasaklı sokak ve mahalledeki yasağı kaldırarak o bölgede bulunan gayrı menkullerine ulaşmalarının sağlanmasını, gerekirse yıkılan evlerinin üzerine çadır kurarak orada yaşamak istediklerini belirtmişlerdir.
'Hak ihlalleri soruşturulmalı'
İlçede yaşayanlar sokağa çıkma yasağı süresince yapılan askeri operasyonlarda yaşam hakkı başta olmak üzere diğer hak ihlallerinin biran önce soruşturulmasını, hak ihlalleri yapan ve hukuk dışına çıkan güvenlik güçlerinin soruşturularak ortaya çıkarılmasını beklemektedir.
'Devletten herhangi bir beklenti yok'
İlçede yaşayan ve şu anda evlerinden göç eden insanlar devletten herhangi bir maddi taleplerinin olmadığını, sadece göç etmek zorunda oldukları, evlerine tekrar dönmek istediklerini, zira kendi yaşam alanlarında manevi bağlarının, hatıralarının bulunduğunu ve hiçbir maddi yardımın bunu karşılayamayacağını dile getirmiştir. Sur'daki yaşamlarının toplumsal dayanışma ve komün bir yaşantı olduğunu ve bunu kaybetmek istemediklerini bir an önce tekrar buna kavuşma özlemi içerisinde bulunduklarını ifade etmişlerdir.
34 bin kişi göç etti
Yapılan inceleme, araştırma ve tespitlerde yaklaşık olarak 34 bin insanın Sur ilçesinden çatışmalar nedeniyle zorunlu olarak göç etmiş olduğu ve halen evlerine dönüşün koşulları bulunmadığından değişik mahalle ve semtlerde yaşam mücadelesi verdikleri tespit edilmiştir.
'Devlettin sunduğu her seçenek borçlandırıyor'
Yaptığımız inceleme, araştırma ve tespitlerde devletin Sur ilçesinde uyguladığı imar politikasıyla ilgili olarak Sur mağdurlarının iradelerinin gözetilmediği, fikir ve görüş ile taleplerine değer atfedilmediği tespit edilmiştir. Zira devletin Sur mağdurlarına teklif ettiği her seçeneğin kendilerini borçlandırıcı bir netice getirdiği tespit edilmiştir."
(gc)