JINHA

KOCAELİ - Barış metnini imzaladıkları için Kocaeli Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenlerin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi’nin açılış etkinliğinde konuşan Gül Köksal, Türkiye’de akademinin 80’lerden bu yana aynı olduğunu belirterek, “Biz derse çocuk ölümleri yaşandığında hiçbir şey olmamış gibi derse geri dönemeyen Hülya’yız, herkes için adalet isteyen Derya’yız, Suruç’ta yaşamını yitiren öğrencisinin fotoğrafını duvarda taşıyan Cengiz’iz, biz geri geleceğiz ve o yüzden odalarımızı boşaltmıyoruz diyen Özlem’iz” dedi.

Kocaeli Üniversitesi’nden “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalayan ve Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen 19 akademisyen tarafından kurulan “Dayanışma Akademisi” Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği’nde düzenlenen görkemli bir şölen ile açılışını gerçekleştirdi. Açılışın yapıldığı salona “Geri döneceğiz, öğrencilerimizi ve bu kenti terk etmiyoruz ”pankartı açıldı. Açılışa Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi, Sağlık ve Bilim Emekçileri Kocaeli Şubesi, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Halkevleri Kocaeli Şubesi, Türk Tabip Birliği Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nun yanı sıra yurtdışından destek olmak amacıyla çok sayıda akademisyen, siyasi parti temsilcisi, emek ve meslek örgütleri ile öğrenci ve aileler katıldı.

Akademisyenler: Direne direne kazanacağız

Etkinlik, üniversiteden ihraç edilen 19 öğretim görevlisinin, “Direne direne kazanacağız” sloganları eşliğinde sahneye çıkması ile başladı. Zafer işareti ve sloganlar eşliğinde salondakileri selamlayan akademisyenlere salondakiler de alkışları ile destek verdi. Selamın ardından Kocaeli Dayanışma Akademisi üyeleri Gül Köksal ve Adem Yeşilyurt açılış konuşmalarını yaptı.

‘Odalarımızı boşaltmıyoruz’

Açılışta konuşan akademisyenlerden Adem Yeşilyurt, “Neden buradayız” sorusu ile başlayarak bildirgeye imza attıktan sonra yaşadığı deneyimleri aktardı. Adem, “Beklenmedik bir şekilde kamu görevinden ihraç edildik ama kamu hizmeti yapmaktan alıkoyamazlar. ‘Bu kenti terk etmeyeceğiz’ dedik ve burada bu açılış şölenini gerçekleştirdik” dedi. Ardından konuşan akademisyenlerden Gül Köksal ise, Türkiye’de akademinin 80’lerden bu yana aynı olduğunu belirterek, “Biz derse çocuk ölümleri yaşandığında hiçbir şey olmamış gibi derse geri dönemeyen Hülya’yız, herkes için adalet isteyen Derya’yız, Suruç’ta yaşamını yitiren öğrencisinin fotoğrafını duvarda taşıyan Cengiz’iz, biz geri geleceğiz ve o yüzden odalarımızı boşaltmıyoruz.”

‘Düşünen insanlarız’

Konuşmaların ardından Prof. Dr. İzzettin Alder, “1933 Almanyası’nda ve 2016 Türkiyesi’nde Üniversitesi” başlıklı ders üzerine konuşma yaptı. İzzettin, oluşturulan alternatif akademinin bir başlangıç olduğunu ve bu girişimin ise ısrarla ve sabırla sürdürülmesi gerektiğini belirterek, “Hepimiz atılmaya mahkum insanlarız çünkü düşünen insanlarız” ifadelerinde bulundu. Verilen ilk akademik ders ardından ise çeşitli emek ve meslek örgütlerinin destek ve dayanışma mesajlarının verildiği konuşmalar yapıldı. İlk olarak konuşan SES Kocaeli Şube Başkanı Mustafa Yıldız, karanlığın aydınlığı yok etmeye çalıştığını söyleyerek, “Koca bir karanlığı bir mum aydınlattığı gibi buradaki de o aydınlığı gerçekleştirecek diye düşündüğüm için buradayım” dedi.

‘Onlar geri dönecekler’

Üniversitedeki akademisyenler ve öğrenciler adına ortak dayanışma konuşmasını ise, Doç. Dr. Aslı Kayhan yaptı. Aslı, üniversitelerin açık cezaevi haline geldiğine dikkat çekerek, “Bu sürecin çok ağır geldiğini hep aynı şeyleri söylüyoruz. Dersler hiç ruhu olmayan dersler. Bizler nasıl ayakta duruyoruz? Bizler gerçek bilimle uğraşarak evrensel değerlere sahip olarak kavga ve mücadele ile bu alanların elde tutulduğunu bildiğimiz için ayakta duruyoruz. Onlar geri dönecekler” diye konuştu.

‘Onlar emeğin akademisyenleri’

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, barışın akademisyenlerinin kendileri için aynı zamanda emeğin akademisyenleri olduğunu söyleyerek, “Burada toplanmamızın anlamlı olduğunu düşünüyorum. Geri döneceğiz demek cüretin ifadesidir” dedi.

‘Bambaşka üniversiteler de yaratacağız’

TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, alternatif açılışların içinde olduklarını dile getirerek, “Bizim umudumuz var ve bu umudu daha da büyüteceğiz. Bambaşka üniversiteler de yaratacağız. Yunanca’da tek söz demek anlamına gelen üniversitenin de aslında isminin değişmesi lazım belki de. Umudumuz bol olsun dostluğa barışa emeğe” mesajını verdi.


TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel, yıllardır üniversite mücadelesi verdiklerini belirterek, mücadelenin atılan imza ile değişip büyüdüğünü dile getirdi. Raşit, baskılar karşısında akademisyenlerin susmadığının altını çizerek, mücadeleyi hep birlikte sürdüreceklerine olan inancının yüksek olduğunu kaydetti.

SES İstanbul Şube Başkanı Gönül Erden ise, akademisyenlerin yaşanan savaşa karşı barışın sesi olmak için yola çıktıklarını ifade ederek, “Bütün saldırılara rağmen korkmuyoruz dediler. Zorluydu ama biat etmemek, mücadeleyi sürdürmek en büyük kazanımdı bizim için. Sizin belirlediğiniz dört duvar akademi değil dedik, bugün burada bir aradayız. Barış için umut etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

DİSK Eş Genel Sözcüsü Şaziye Köse de şunları belirtti: “Bugün salon konuşuyor her anlamda, akademisyeni, öğrencisi ile. Bilmedikleri tek bir şey var, bunu bilmiyorlar. Biz ayrık otuyuz onlar bizi dökerler, başka bir yerden biz yeşeririz. Direniş, direniş, direniş. Adalet susmayacak.

Yapılan destek konuşmaları ardından öğrenciler, “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek” sloganları ve “Hocama dokunma” dövizleri eşliğinde destek verdi.

Konuşmalar ardından açılışı şöleni, “Geri Döneceğiz” adlı kısa film gösterimi ile devam ediyor.

(ga-bk/mg)