Sirîn’de yeni yaşama kadınlar öncülük ediyor
09:08
Rabîa Êto/JINHA
SIRÎN – Kobanê’nin güneyinde yer alan ve geçtiğimiz yıl çetelerin işgalinden kurtarılan Sirîn Kasabası’nda kadınlar şimdi yeni bir yaşamı inşa ediyorlar. DAİŞ’e karşı artık savaşacak güçlerinin olduğunun altını çizen kadınlar, YPJ’ye de katılım çağrısında bulunuyor.
YPG/YPJ savaşçıları, Kobanê’nin güneyinde yer alan Sirîn Kasabası’nı 28 Ağustos 2015 yılında DAİŞ işgalinden kurtarmıştı. Çete zulmünden kurtulan kasaba halkı şimdi yeni bir yaşamı inşa ediyor. Kabasının sokaklarında özgürce dolaşan kadınlara, çetelerin işgal dönemlerinde yaşadıkları zulmü ve şimdi inşa ettikleri yeni yaşamı sorduk. Kadınlardan Fata Xelef, “DAİŞ çeteleri kasabamızı işgal ettiklerinde kadınlar başta olmak üzere herkes mahkum hayatı yaşıyordu. Çeteler biz kadınlara hayatı daha da zorlaştırmıştı” dedi.
‘Çarşafsız gezen kadınlar cezalandırılıyordu’
DAİŞ çetelerinin çarşafsız gezen kadınları cezalandırdığını kaydeden Fata, “Kadınlara işkence ediyordu. Halka zulüm uyguluyordu. Hayatımız karanlıktı. Kürt halkının desteğiyle insanlık dışı uygulamalarından kurtulduk. Bunun için çok mutluyuz. Yine Minbic’te kadınlar yıllarca çetelerin zorbalıklarıyla karşılaştı. Ancak şehir özgürleştikten sonra kadınların durumu da değişti. Bizde Kürt ve Araplar arasında hiçbir farklılık yok. Bizim tek amacımız var oda DAİŞ çetelerin Suriye topraklarından bitirilmesidir. Ben tüm Kürt ve Arap genç kadınlarına sesleniyorum: YPJ saflarına katılsınlar” şeklinde konuştu.
‘Halklar arasındaki birlikteliği bozdular’
Çetelerin işgalinden kurtulduktan sonra bir dükkanda elbise satan Arap halkından Helime İbrahim, DAİŞ dönemlerinde kadınları evlere hapsedildiğini dile getirdi. Helime, “Örneğin bu dükkana gelip elbise satamazdım. Evlere hapsedildik, siyah çarşaflara büründük. Bir erkek uzun elbiselerle yada sigarayla dışarı çıksa bile sorun oluyordu. Çok önemli bir işi olan bile işini yapamıyordu. Yine halklar arasındaki birliktelikte bozuluyordu. Kürtlerle bir alışverişimiz yoktu. Yıllarca komşuluk ettiğimiz Kürtlerle bizi ayırdılar. Çok şükür şehrimiz kurtuldu, bizde eski günlerimize geri döndük. İlk işim siyah çarşafı üzerimden atmak oldu. Sonra işe başladım. Şimdi dükkan işletiyorum ve kendimi geçindiriyorum” ifadelerinde bulundu.
‘Çeteler karşı savaşacak güce sahibiz’
Sakin bir yaşam arzuladıklarını belirten Helime, “Artık güzel günler yaşamak istiyoruz. Kimsenin hayatımıza karışmasını istemiyorum. Özellikle kimse kadınlara ilke ve ölçü dayatmasın. Kadınlar toplumsal çalışmalarda iradeleri ile yer alsın. Kentimizde kadınlar artık çetelere karşı silahlarıyla savaşabilirler. Artık kadınlar haklarını alabiliyor. Artık isteklerini dile getirebiliyor. Eskiden erkeklere bir şey diyemiyorduk, hakkımızı arayamıyorduk ama artık bu durum değişiyor, biz taleplerimizi söylüyoruz. Haklarımız için mücadele veriyoruz “ dedi.
‘İlk işimiz çarşafları atmak oldu’
Din adına hareket ettiklerini iddia eden çetelerin aslında İslamiyet’ten çok uzak olduğunu söyleyen Nûre Xetîb ise, “Çeteler İslamiyet’ten uzak bir yaşamları vardı. Ölüm ve baş kesmekle bizi tehdit ediyorlardı. Şehrimiz özgürleştikten sonra rahatladık. Çünkü biz DAİŞ’in zulmünden kurtulduk. Eskiden onların korkusundan siyah çarşaf giyiniyorduk, dışarıya çıkamıyorduk. Bizler özgürleştikten sonra günlerimiz aydınlığa dönüştü ve ilk işimiz çarşafları atmak oldu” ifadelerinde bulundu.
(mg)