600. haftada Cumartesi Anneleri: Vazgeçmeyeceğiz

13:43

JINHA

İSTANBUL - Adalet arayışlarının 600'üncü haftasında biraraya gelen Cumartesi Anneleri, “600 haftamız vesilesiyle bir kez daha ilan ediyoruz, korku üreten politikalar karşısında susmayacağız, kayıplarımızı aramaktan, adalet, hakikat ve barış talep etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınları için başlattıkları adalet arayışlarının 600'üncü haftasında da Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Eylemde, "Cumartesi Anneleri 600 haftadır aynı yerde" ve üzerinde kayıpların fotoğraflarının bulunduğu pankartlar yer alırken, aileler yakınlarının fotoğraflarıyla karanfiller taşıdı. Yüzlerce kişinin geldiği eyleme HDP İstanbul milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya ve Filiz Kerestecioğlu, Berkin Elvan'ın ailesi, Suruç Gazileri, sanatçı Ferhat Tunç, Zeynep Tanbay, KESK Eş Başkanları, siyasi parti ve kurum başkanları da katıldı. Eyleme destek verenlerden İHD üyesi Sebla Arcan, en uzun eylemini gerçekleştiklerini ifade ederek, "600 haftadır adalet ve barış istiyoruz. Acıları acımızın üzerine koyuyoruz. Eylem çağrısına Türkiye'nin her yerinden ve dünyanın birçok yerinden ses katılıyor" dedi.

‘600 hafta daha burada olacağız’

İlk olarak söz alan 1980'de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in annesi Elmas Eren, "Şimdiki cumhurbaşkanı söz vermişti ‘bulacağım’ diye. Ama bulmadı, 36 yıldır ağlamaktan gözlerim kurudu. Suçları nedir neden çocuklarımızı bulmuyorlar" sözleriyle tepkisini gösterdi. 1995 yılında gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, "Ben Hasan için değil gençler için başka çocuklar ölmesin diye oturuyorum" dedi. 1995'de gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "Bu adaletsizlik devam ederse 600 hafta daha burada olacağız" diye belirterek, yazdığı şiiri okudu.

‘Bu meydanda üçüncü kuşağı büyütüyoruz’

Annelerin ardından ikinci kuşak olarak söz alan 1995 yılında gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun, "Ben ilk buraya geldiğimde çok azdık. 600 haftadır mücadele ediyoruz. Bu meydanda 3'üncü kuşağı büyütüyoruz. Hepimiz suçluyuz, sustuğumuz için 90'lı yıllarda birlikte sokağa çıkmadığımız için suçluyuz. Bunu yapsaydık bugünkü suçları kimse yapmazdı. Annelerimiz korkmadı, bizim de korkmaya hakkımız yok, korkması gereken şehirleri yerle bir edenler, Cizre'yi yakanlar, Taybet Ana'yı katledenlerdir" diye vurguladı.

Besna'nın ardından 3'üncü kuşak adına söz alan 21 yıl önce kaybedilen Abdulkerim Yurtsever'in torunu Berivan Yurtsever, "Bu memlekette hukuk ve adalet yok. Biz tüm farklılıklarımızla onurlu bir hayat için buradayız. Kaybedenler hesap verene kadar olmaya devam edeceğiz" diye vurguladı.

'Yok edilmek istenen vicdandır'

Konuşmaların ardından basın açıklamasını okuyan gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya, 600 haftadır kaybedenlerin yargılanması, kayıpların bulunması için eylemde olduklarını ifade etti. Serpil, "Adında adalet sözcüğünü taşıyan bir partinin 14 yıllık iktidarında Türkiye, adaletin ulaşılamadığı bir ülke olmaya devam ediyor" ifadelerinde bulundu. Serpil, Türkiye'nin hukuk devleti olma konusunda direnç gösterdiğini söyledi.

‘Vazgeçmeyeceğiz’

Türkiye'nin tüm insani değerlerinin çürütülmek istediğini kaydeden Serpil, "Yargı mensuplarına sesleniyoruz, yargılama faaliyetlerinizi tarafsız bir biçimde dürüst ve adil yargılama ilkelerine göre gerçekleştirin. 600 haftamız vesilesiyle bir kez daha ilan ediyoruz, korku üreten politikalar karşısında susmayacağız, kayıplarımızı aramaktan, adalet, hakikat ve barış talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Siz de dünyanın neresinde olursanız olun insanlık onurunu hedef alan, gözaltında kaybetme suçu karşısında susmayın. Çünkü yok edilmek istenen yalnızca evlatlarımız değil, insanlığın hafızası ve vicdanıdır" diye vurguladı.

(ekip/mg)