Güneş iyileşirse yönünü yine Suruç'a verecek

09:02

JINHA

KOCAELİ - Suruç saldırısında yaralanan Güneş Erzurumoğlu için İsviçre'deki tedavi masraflarının karşılanması için sosyal medyada kampanya başlatıldı. Tedavisinin başarılı geçmesi durumunda ilk iş olarak mezarlık ziyaretinde bulunacağını belirten Güneş, "Sonra sırtıma bir çanta alıp Cizre'ye, Amara'ya, Suruç'a, Kobanê'ye gideceğim. Yapamadıklarımızı yapacağım, bir tuğlada ben koyacağım, bir fidan dikeceğim, bir çocuğa da ben oyuncak vereceğim, üstüme düşen ne görev varsa onları yapacağım" diyor.

Urfa'nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde DAIŞ tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda yaralanan ve hala yürüyemeyen Güneş Erzurumluoğlu'nun tedavi masraflarının karşılanması için sosyal medyada kampanya başlatıldı. Güneş'in tekrar yürüyebilmesi için düzenlenen kampanya sosyal medyada büyük destek buldu. "#GüneşeEliniUzat" kampanyasının ardından sosyal medya hesabından mesaj yayınlayan Güneş, İsviçre'de yapılması gereken tedavisi için destek beklediğini söyledi. Güneş, Suruç katliamı, sonrasında yaşananları ve tedavi sürecini ajansımıza anlattı.

'Katillerimizi biliyoruz'

Kobanê ile dayanışmak için gittikleri Suruç'ta canlı bomba saldırısında birçok sosyalist gencin yaşamını yitirdiğini ve kendisinin de saldırıda yaralandığını belirten Güneş, katliamla ilgili açılan Suruç dosyasındaki gizlilik kararına da dikkat çekerek, "Kendi elleriyle yaptıkları katliamı zaten açığa çıkartacak değillerdi, yada üstüne yıkabilecekleri birilerini bulamadılar. Katillerimizi biliyoruz, onlar gözümüzün önünde ve bu gizlilik kararını sürdürüyor. Bizler gizlilik kararının kaldırılması için her ayın 20'sinde Kadıköy Halitağa'da oturma eylemi yapıyoruz ve buna bile izin vermedikleri oluyor" diye belirtti.

'Adaleti kendi ellerimizle getireceğiz'

Saldırı sonrasında yaşananları anlatan Güneş, "Polisin geldiğini gördüm, gözaltı arabalarını, nefret dolu bakışlarını gördüm. Gizlilik kararının olması bizleri şaşırtmıyor, Suruç bir başlangıçtı ve ardı arkası kesilmeyen bu bombalar silsilesi içinde adaleti onların sağlamasını beklemiyoruz, adaleti kendi ellerimizle getireceğiz" şeklinde konuştu. Saldırının ardından hastaneye kaldırıldığını ve yoğun bakıma alındığını kaydeden Güneş, "Annem ve babamı gördükten sonra dedim ki, 'sana iyi misin demeyecekler sen onları teselli edeceksin.' Çünkü gerçekten korkmuyordum. Felç kalmıştım, bir elimi kullanamıyordum ama ben Güneş'tim gülüyordum, eğleniyordum. İki cümleden sonra soluk soluğa kalıyordum ama kendime geliyordum" şeklinde konuştu.

'Gerçekten Güneş olmam gerektiğini anladım'

Saldırının ardından geçen 14 ay boyunca çok zor günler geçirdiğini dile getiren Güneş, "Doktorlar sağ kolumu kullanamayacağımı söyledi ancak ben 'kullanabilirim' dedim. Bazen ağladım, isyan ettim ama pes etmedim. Suruç katliamında yaşamını yitiren Cebo'yu özledim. Rüyalarımda görüyorum 'neden öldünüz' diye ağlıyorum. Keşke Serpil ile daha fazla konuşsaydım diyorum. Sonra olanla ölene çare yok derler ya… 14 ay bana adımın sadece Güneş olmadığını aslında gerçekten güneş olmam gerektiğini ve 22 ailenin çocuğu, kardeşi olduğumu öğretti bana" şeklinde konuştu.

'Yaşamak direnmektir'

Güzel gülüşlü Güneş, tedavi sürecini ise yaşadığı bir anısıyla anlattı: "Kafam sol tarafa doğru düşüyor ve ben elimle destekliyorum, hep düşünen kadın gibi duruyorum. Birileri gelince 'anne kafamı düzeltir misin' diyordum, ben o kadar ki vücudumu kullanamıyordum. Ama nedense her gelen doktora 'ben iyileşeceğim, yürüyeceğim siz neden böyle yapıyorsunuz' diyordum. Kendime hep inandım. Kutsiye Bozoklar'ın 'yaşamak direnmektir' sözüne hep inandım. 33 ailenin yanında oldum. Kendim için değilse bile onlar için yaşamak zorundaydım. Kobanê'de belki molozun altında kalmış, benim yardımımı bekleyen bir çocuk için yaşamak zorundayım; umutlar, milyonlar, tanımadığım, görmediğim insanlar benim yoldaşım oldu."

'Bedenimdeki izleri kapatmayacağım'

Tedavi nedeniyle yurtdışına gitmek için bir kampanya başladığını belirten Güneş, "Belki iyileşmeyeceğim, gittiğim gibi döneceğim ama bunca para boşa gitmeyecek. Ben İsviçre'ye gittiğimde onlara Suruç'u anlatırım. Unutturmam, unutmak isteyenlere, unutturmak isteyenlerin inadına onlara unutturmam. Nartan'ın o güzel gözlerini anlatırım, Cebo'yu anlatabilirim. Gazi Mahallesi'nde mezar anmasına gidişimi anlatırım. Beni nasıl bedenleriyle koruduklarını anlatabilirim. Bana yaralarımın izlerini estetikle kapatabileceklerini söylüyorlar ama belki bana Cebo'dan sıçradı, belki birisi Polen'den geldi. Onlar benim hayatımı kurtardı nasıl silebilirim" diye ifade etti.

'Sırtıma bir çanta alıp Suruç'a gideceğim'

Tedavinin başarılı geçmesi durumunda ilk iş olarak Türkiye'ye dönerek mezarlık ziyaretinde bulunacağını sözlerine ekleyen Güneş, "Anlatacağım onlara nasıl çabaladığımızı, bana gelen topraklarını onlara bırakacağım, emanetlerini bırakacağım. Sonra sırtıma bir çanta alıp Cizre'ye, Amara'ya, Suruç'a gideceğim. Sınırı göreceğim ve 'Kobanê sana yine geliriz' demiştik, yine gideceğim. Yapamadıklarımızı yapacağım, bir tuğlada ben koyacağım, bir fidan dikeceğim, bir çocuğa da ben oyuncak vereceğim, üstüme düşen ne görev varsa onları yapacağım" sözleriyle tedavi sonrası yapacaklarını anlattı.

(bk/mg)