Nalin Öztekin / JINHA

İSTANBUL - Aziz Güler'in birinci ölüm yıl dönümünde, 59 günlük hukuk mücadelesini ve geldiğimiz zaman diliminde benzer bir mücadelenin Eylem Ataş için veriliyor olmasını arkadaşları Şafak Aktaş anlattı. Şafak, geçen yıl Aziz Güler'i Eylemle beraber defnettiklerini hatırlatarak, "Şimdi Aziz'i anarken Eylem'i defnetmek için istek duyuyoruz. Bu utanç veriyor. Zulme karşı kesinlikle Aziz olunmalı Eylem olunmalı" dedi.

Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) Komutanı Aziz Güler'in IŞİD çetelerine karşı savaştığı Rojava'da yaşamını yitirmesinin üzerinden bir yıl geçti. 59 gün sonra topraklarına getirilen Aziz için verilen mücadele bugün Eylem için 86. günüyle devam ediyor. Aziz'in birinci ölüm yıl dönümünde Eylem için mücadele veriliyor olmasını ve bu iki savaşçıyı arkadaşları Şafak Aktaş ile konuştuk.

'Mesele Aziz'i görmeden de güç alabilmek'

Aziz ile aynı üniversitede okuduklarını anlatan Şafak, "Azizle beraber eylemlere gittik, yedik, içtik beraber gözaltına alındık.
Aziz yaşamı içinde en bilinen özelliğiyle espriliydi, hayata karşı heyecanlıydı, gülerdi yani gerçekten Aziz Güler'di. Mutlu bir insandı, umutsuzluğa asla düşmezdi ne yapılması gerekiyorsa onun için harekete geçerdi. Yapamadım vicdan azabı çekiyorum gibi bir şeyi asla kabullenmezdi. Aziz kararlıydı ve kazanmayı severdi" dedi.

Aziz'in "Sabah kalkıp aynaya baktığımda aynada binlerce yoldaşımı gördüğüm için aynaya başlarım güne böyle başlamak bana güç verir" sözlerini hatırlatan Şafak, "Mesele Aziz'i görmeden de güç alabilmek. O hala bir yerlerde mücadelesini sürdürüyor. Bunu sahiplenen halklardan anlayabiliriz. Onun için giden Eylemden anlayabiliriz. Aziz sadece fiziki olarak aramızda değil" diye konuştu.

'Kuş gibi çırpınmanın ne olduğunu gördüm'

Şafak, Aziz'in cenazesini almaya gittikleri günü anlatarak, "Aziz'in cenazesi havaalanına geldi kargo çıkışından. Bir annenin oğlunun cansız bedenini kargo çıkışından almak için beklemesinin ne olduğunu kim nasıl tarif edebilir ki. Kuş gibi çırpınmanın ne olduğunu orada gördüm. Ve o kadın bugün o çırpınışının sonucu ayakta. O yüzden bizim bir iş yaparken olmadı deme lüksümüz yok. O süreç boyunca bir babanın sakallarının ne kadar hızlı ağarabildiğini gördüm. Yüz kırışıklıklarının ne kadar hızlı derinleşebildiğini gördüm. Bir kardeşin ne kadar güçlü durduğunu, üstüne ne büyük bir şey aldığını ama bir yandan da paramparça olduğunu gördüm" şeklinde konuştu.

'Eylem kimsenin geçmişi silinmesin istedi'

'Onun için giden Eylemden anlayabiliriz' derken Aziz'in cenazesi ile Eylem'in gidişi arasında nasıl bir bağ var?

"Aziz bir sorun, baskı veya sömürü gördüğünde müdahale etmek isterdi. Savaşın içerisinde bir halk varken, analar ağlıyorken, çocuklar parçalanıyorken Aziz burada durmazdı zaten" diyen Şafak, Eylem'in de böyle olduğunu söyledi.
Eylem'in gitmeden önce geçmişin silinmesinden bahsettiğini anlatan Şafak, "Kimsenin geçmişi silinmesin istedi. Göç, ölüm taciz, tecavüz bunların hepsi insanın geçmişiyle, hafızasıyla oynamak ilerisini düşünememesine neden olmak demektir. O da yine Aziz'in ve bir çok yoldaşın kararlılığı ile davrandı" şeklinde konuştu.

'Zulme karşı Aziz olunmalı sloganı halklardan çıktı'

Devletin mücadele için ne kadar omuz verilebileceğini gördüğü için Eylem'in cenazesine de aynı işkenceyi uyguladığını söyleyen Şafak, "Çünkü Eylem onların zihniyetini çok daha aşan bir yerde en başta o bir kadın. Bir kadının savaşabilmesine akıl sır erdiremeyen bir zihniyet ile karşı karşı karşıyayız" dedi.

'Kadınlar özgür olsa dünya yerinden oynar bu yaşamsaldır'

Eylem'in cenazesi için daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Şafak bunun nedenini ise şöyle açıklıyor: "Bu aslında erkek egemen sistem ile açıklanabilir bir şey. Genç bir kadının sahiplenilmesi söz konusu. Bu toplumun alışmış olduğu bir şey değil bir kadının savaşması. Kadınlar özgür olsa dünya yerinden oynar sadece bir slogan değildir bu yaşamsaldır. Bunun resmini Minbic'te kadınların zafer işaretlerinde gördük."

'Ayağa kalkıp el ele tutuşmamız lazım'

Geçen sene Aziz'i Eylemle beraber defnettiklerini belirten Şafak, "Şimdi Aziz'i anarken Eylem'i defnetmek için istek duyuyoruz. Bu utanç veriyor. Bizim daha fazla çalışmamız, sahiplenmemiz lazım. İnsanlar bugün zulüm gördüklerini söyleyebiliyorlar ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ayağa kalkıp el ele tutuşmamız lazım. Zulme karşı kesinlikle Aziz olunmalı Eylem olunmalı" dedi.

(dk)