'Eğitim Sen savaşa karşı barışı savunduğu için hedef oldu'

09:12

Ruken Tuncel/JINHA

RIHA - Açığa alınan 11 bin 301 eğitim emekçisi arasında yer alan Eğitim Sen Urfa Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Çakırtaş, "Eğitim Sen savaşa karşı barışı ve müzakereyi savunduğu için hedef alındı. Ama bizler bu söylemimizden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Darbe girişimi sonrasında OHAL ilan edilmesinin ardından yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler(KHK) doğrultusunda 11 bin 301 eğitim emekçisi açığa alındı. Açığa alınan sayının 9 bin 843'ü KESK'e bağlı Eğitim Sen üyesi. Urfa genelinde ise; bu sayı 137'si kadın olmak üzere toplam 462.

Konuya ilişkin konuşan Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi aynı zamanda KESK Urfa Dönem Sözcüsü Dilek Çakırtaş, 'sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak' ve 'eğitim- öğretim hakkını engelleyici nitelikte eylemlere katılmak' gibi gerekçeler öne sürülerek açığa alındıklarını belirtti. Tüm faaliyetlerinin 4688 sayılı Sendikal Kanuna uygun olduğunu vurgulayan Dilek, geçekleştirdikleri eylemlerin anayasaya ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde olduğunu ifade etti. Dilek, "İnsan haklarına ve hukuka aykırı hiçbir faaliyetimiz yok. Bizlerin tek istediği bu ülkede hangi etnik kökenden olursa olsun hiçbir gencin, hiçbir insanın ölmemesidir. Buna karşı ses yükseltmek de bizim sorumluluğumuzdur. Biz barış talebinde bulunmak için eylemler yapmış olmaktan, bedeli her ne olursa olsun pişmanlık duymuyoruz. Barış istemekten asla da vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.

'Türkiye hukuksuzluklarla imajını zedeliyor'

Açığa alınmaların kendilerini korkutmadığının özellikle altını çizen Dilek, "Bizlere daha önce de çok kez baskılar sürgünler ile karşı karşıya kaldık ve açılan bütün davaları da kazandık. Bizler Türkiye'nin uluslararası anlamda bu şekilde davalar ile anılmasını istemiyoruz. Fakat iç hukuk yolları tükendiğinde, uluslararası mahkemelere başvuracağız. Başvurduklarımızı kazandık. Türkiye Devleti kendisi bu hukuksuzluklarla imajını zedeliyor" dedi.

'Sözümüzün gücünden korkanlar yüzlerce canımızı katletti'

Konuşmasında KESK ve Eğitim Sen'in hedef olmasının nedenlerine de değinen Dilek şunları söyledi; "7 Haziran seçimleri sonrasında ülke tam bir kaos ortamına sürüklendi. Bizler emekçiler olarak ülkenin demokratikleşmesi için her kesime çağrıda bulunduk. Barışın tesis edilmesi için 10 Ekim'de Ankara'da emek ve demokrasi güçleri olarak, savaşın bitirilmesi için bir miting düzenlemek istedik. Fakat sesimizden ve sözümüzün gücünden korkanlar yüzlerce canımızı katletti. KESK ve Eğitim-Sen savaşa karşı barışı ve müzakereyi savunduğu için hedef alındı. Ama bizler bu söylemimizden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz."

'Çocuklar öldürülürken ders yapamazdık'

"Çocuklar sokak ortasında öldürülürken, cenazeleri buzdolabında saklanırken bizlerin öğretmenlik yapması beklenemezdi, elbette buna karşı duracaktık" diyen Dilek sözlerine şöyle devam etti; "29 Aralık tarihinde akan kanın durması için greve gittik. Ardından grev yaptığımız için hakkımızda soruşturma başlatıldı. Milli Eğitim tarafından görevlendirilen müfettişler illere gönderildi, ifadelerimiz alındı. Basın açıklamasında tuttuğumuz Miray bebeğin resminden tutunda taşıdığımız pankartlara kadar polis sorgusundaymışız gibi sorular yöneltildi. Daha sonra bizlere soruşturmaya ilişkin bilgi verilmedi. Biz şu an o soruşturmaların sonucunu görüyoruz. FETÖ bahane edilerek, muhalifleri susturmaya çalışıyorlar."

'Barışı savunduğumuz için iktidarın hedefiyiz'

Öğretmen olan eşiyle beraber açığa alınan Eğitim Sen üyesi 9 yıllık öğretmen yapan Rukiye Bayhan Oruç, karşılığı olmayan suçlamalarla açığa alındıklarını ancak eylemler ve hukuki yollarla haklarını arayacaklarını belirtti. Eğitim Sen'in, AKP'nin uygulamaya sokmak istediği eğitim politikalarına karşı muhalif bir duruş sergilediği için hedef alındığını söyleyen Rukiye, "Anadilde, eşit, parasız eğitimi savunuyoruz. Kamusal alanda eşitlik istiyoruz. Fakat iktidar eşitlik ilkesinden uzak, dindar bir eğitim anlayışı benimsiyor. İktidarın bu anlayışının karşında biz; özgürlüğü, demokrasiyi, barışı ve eşitliği savunan eğitimciler en büyük gücüz. Bu nedenle iktidarın hedefiyiz" dedi.

'Okullarımızı da öğrencilerimizi de alanları da bırakmayacağız'

Rukiye son olarak, ilköğretimden üniversitelere eğitimcilerin sözünün toplumda karşılığı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti; "Bizler üzerinden topluma korku verilmeye çalışılıyor. Daha öncede bu akademisyenler üzerinden denendi. Çünkü okullar bir toplumdaki en önemli alanlardır. İktidarda bunun farkında bizler de; bu nedenle ne okullarımızı ne öğrencilerimizi ne de alanları onlara bırakmayacağız. Mücadeleyi daha büyüteceğiz, doğru bildiğimizde yolda yürümeye devam edeceğiz."

(dk)