JINHA

İSTANBUL – İstanbul Maslak'ta Ayşegül Terzi’nin cinsel ve fiziksel saldırıya uğramasına tepki gösteren kadın örgütleri, “Bu noktada kadın dayanışması, örgütlülüğümüz ve özsavunma erkek egemen zihniyete karşı en büyük silahımızdır. Bu saldırıların sonunu kadınların özsavunma bilinci ve pratiği yerle bir edecektir” dedi.

İstanbul Maslak'ta 12 Eylül günü evine gitmek üzere belediye otobüsüne binen 23 yaşındaki Ayşegül Terzi, otobüsün arka tarafında bulunan bir erkek tarafından şort giydiği için cinsel ve fiziksel saldırıya uğradı. Kadın örgütleri Ayşegül’e yönelik saldırıyı ajansımıza değerlendirdi. Sosyalist Kadın Meclisi İstanbul Sözcüsü Pınar Türk, AKP hükümeti süresince kadına yönelik baskıların, hak gasplarının ayyuka çıktığını söyleyerek, “15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL uygulamaları kadınları daha fazla ezmek ve baskı altına almak için kullanılıyor” dedi.

‘Erkek egemen sisteme karşı susmayacağız’

15 Temmuz sonrasına bakıldığında ‘dövmesi var’, ‘mini etek giydi’, ‘geç saatte sokaktaydı’ gibi bahanelerle kadınların saldırıya maruz kaldığına dikkat çeken Pınar, “Ayşegül'ün haberini okuyan bir kadın arkadaşımız da yaşadığı şiddeti bizlere anlattı. Basına yansımayan daha birçok şiddet ve taciz olayı var. Kadınlar olarak daha fazla örgütlenmeliyiz ve her yerde özsavunmanın meşruluğunu göstermek için mücadele etmeliyiz. Kadınlar olarak erkek egemen sisteme karşı susmayacağız ve Ayşegül’ün yanında olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

'Olayın takipçisiyiz'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim ise, “Ayşegül arkadaşımız otobüste şort giyindiği için saldırıya uğradı ve bu saldırıyı gerçekleştiren henüz yakalanmış değil. Otobüste şoför ve diğer yolcular müdahale etmiyorlar, ambulans çağırılmıyor, bu olaya göz yumanlar da yargılanmalıdır” diyerek, mücadelenin büyüyeceğini ve olayın takipçisi olunacağını kaydetti.

'Dün Özgecan bugün Ayşegül'

Yeryüzü Kadınları üyesi Burçak Görel de, konuyla ilgili şunları söyledi: "Geçtiğimiz günlerde Maslak'ta yaşanan olay biz kadınları her gün sokakta neler beklediğini, neler yaşadığını özetle anlatan bir durumdur. Kadının ne giyeceğine, ne diyeceğine, nasıl doğuracağına, ne kadar doğuracağına, nasıl güleceğine, ne iş yapacağına kısacası hayatının ve bedeninin tümüne karşı uygulanan bu erkek egemen saldırı dün Özgecan ile karşımıza çıkmıştır, bugün ise Ayşegül ile. Bu öylesine güçlü ve örgütlü bir eril saldırıdır ki, sokaktaki sözlü taciz, otobüste şort giyinen kadının şeytan ilan edilip dövülmesi de bir kadının sokakta katledilmesi de kaynağını aynı yerden almaktadır.

'Özsavunma ile saldırılar yerle bir edilecek'

Bu saldırganlık, bu kadın düşmanı eğilim, kadının hayatına, yaşamasına bile tahammül edemeyen zihniyet ve eylemleri ne ilktir ne de son olacaktır. Bu noktada kadın dayanışması, örgütlülüğümüz ve özsavunma gücümüz bu saldırıya, bu zihniyete karşı en büyük silahımızdır. Bu saldırıların sonunu kadınların özsavunma bilinci ve pratiği yerle bir edecektir.”

(bk/mg)