'Yarım kadın'dan şort giyen kadına toplumsal cinsiyet rollerinin tezahürü

09:12

JINHA

HABER MERKEZİ - AKP iktidarının eril zihniyeti kadını kendi istediği kalıplara sokmak için "3 çocuk doğuracak", "Kahkaha atmayacak", "Hamileyken sokakta gezmeyecek" dayatmalarıyla pekiştirdiği toplumsal cinsiyet rolleri, bu kez de otobüste "Şort giyenler ölmeli" saldırısına dönüştü.

Toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden üretilmesi "tayt giydi", "gece dışarıdaydı", "boşanmak istedi" diyerek kadın katillerine gerekçe, yargıda indirim, toplumda ise şort giyen kadına saldırı olarak yansımasını buldu. İki gün önce İstanbul Maslak'ta Ayşegül Terzi'ye "Şort giyenler ölmeli" diyerek yapılan saldırı, kadının nasıl, nerede, ne kadar güleceği, hamile kadının ne yapacağı, kaç çocuk doğuracağı, ne giyeceği, saat kaça kadar dışarıda olacağı, hangi işleri yapacağı gibi erkek-devlet aklının uzantısı oldu.

'Herkesin içinde kahkaha atmayacak'

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 28 Temmuz 2014'te AKP Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen törende, "İffet sadece bir isim değil kadın için de bir süstür iffet, erkek için de bir süstür. İffetli olacak erkek de olacak, zampara olmayacak eşine bağlı olacak, çocuklarını sevecek. Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak. Haya meselesi çok önemlidir. Haya, utanma duygusu. 'Yüzüne baktığın zaman yüzü kızarıyorsa' Hadis-i Şerif öyle diyor, haya güzeldir. Kadında olsa daha da güzeldir.
Nerede öyle yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğebilecek, gözünü bizden kaçırabilecek iffet sembolü haya sembolü kızlarımız" demişti.

'Hamileyken sokağa çıkmayacak'

TRT 1'de iftar saatlerinde yayınlanan 'Ramazan Sevinci' programına 24 Temmuz 2013'te katılan 'düşünür' Ömer Tuğrul İnançer kamu yayını yapan kanalda, "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşam üstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir."

'En az 3 çocuk doğuracak'

O dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Dünya Kadınlar Günü nedeniyle 7 Mart 2008'te düzenlenen panele katılmak için gittiği Uşak'ta halka hitap ederken, tarihi tavsiyesini ilk kez dile getirmişti: "En az 3 çocuk." Tayyip Erdoğan "Sizinle bir Başbakan olarak değil, dertli kardeşiniz olarak konuşuyorum. Biz genç nüfusumuzu aynen korumalıyız. Bir ekonomide aslolan insandır. Bunlar Türk milletinin kökünü kazımak istiyor. Yaptıkları aynen budur. Genç nüfusumuzun azalmaması için en az üç çocuk yapın" demiş ve yıllarca defalarca kez kadının kaç çocuk yapacağına ilişkin görüşlerini dile getirdi.

'Nüfusumuz ihtiyarlayacak'

Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "3 çocuk doğurun" tavsiyesinden de çok etkilenerek, "Yıllardır ülkemizde birileri vatandaşlara çocuk yapmayın şeklinde bir telkinde bulundular. Bu yanlış telkindir. Ortalama olarak bir ailenin 2 veya daha az çocuğu olursa nüfusumuz ihtiyarlar" demişti.

'Kürtajı cinayet olarak görüyorum'

28 Aralık 2012'de Roboski'de gerçekleşen katliamının ardından AKP Parti Genel Merkez Kadın Kolları 3’üncü Kongresi’nde Başbakan olarak konuşan Tayyip Erdoğan, sezaryenle doğuma karşı olduğunu yineledi ve şunları söyledi: “Bunların planlı, ülke nüfusunun artmaması için atılan adımlar olduğunu biliyorum. Bununla bu ülkenin nüfusu bir yerde durduruluyor. Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Bu ifademe karşı çıkan bazı çevrelere, medya mensuplarına da sesleniyorum. Yatıyor-kalkıyorsunuz; Uludere diyorsunuz. 'Her kürtaj bir Uludere’dir’ diyorum."

'Doğum kontrolü ihanettir'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Aralık 2014'de katıldığı bir düğün töreninde, "Muhasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak istiyorsak bu milletin güçlü olması lazım. Ekonomide bir kaide vardır, 'genç, dinamik demek'. Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler. Neslin önemi, gücü ekonomide olduğu gibi manen de çok önemli" diye konuşmuştu.

'Sezaryenin önünü alacağız'

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ’dan "Gereksiz yere sezaryen oranlarını çok yükseltmiş olan özel hastanelerle ilgili yaptırımlarımız olacak. Bunu da önümüzdeki aylardan itibaren bütün Türkiye’de yaşayacağız" diye konuşmuştu.

'Kadın erkek eşitliği fıtrada ters'

Tayyip Erdoğan, 24 kasım 2014'te Kadın ve Adalet Zirvesi'nde kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça söyleyerek, "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir. Tabiatları bünyeleri fıtratları farklıdır. İş hayatında hamile bir kadını erkekle aynı şartlara tabii tutamazsınız. Çocuğunu emzirmek zorunda olan bir anneyi, bir erkek ile eşit konuma getiremezsiniz" ifadesini kullanmıştı.

'Anne olmayan kadın yarımdır'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Haziran 2016'da Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) yeni hizmet binasının açılış töreninde anne olmayan kadını 'yarım' olarak tanımlayıp şöyle demişti: "Kadının iş hayatındaki konumu onun anneliğini asla geriye atmamalıdır. Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın aslında kadınlığını inkâr ediyor demektir. Bu benim samimi düşüncem. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın istediği kadar iş dünyasında başarılı olsun özgünlüğünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır, eksiktir, yarımdır. Anneliği reddetmek insanın yarısından, insanlıktan vazgeçmektir. Anne olmazsa insanlık olur mu, olmaz. Her fırsatta en az 3 çocuk tavsiyesi yapıyorum."

(gc/fk)