Tutsaklara 'zindan içinde zindan' yaşatılıyor
09:09
Rojda Oğuz/JINHA
İSTANBUL - Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte cezaevlerinde bulunan tutsaklar 80'li dönemleri aratmayacak uygulamalar ile karşı karşıya. Günde birkaç kez koğuşların basılması, temel ihtiyaçlara el konulması, ortak alanların kaldırılması, görüş yasağı gibi tutsaklara yönelik ağır hak ihlallerin yaşandığına dikkat çeken YAKAY-DER üyesi Cemile Demir, tutsaklara zindan içinde zindanın yaşatıldığının altını çizerek, tüm kadınlara tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu.
Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte AKP hükümeti başta basın olmak üzere muhalif kesimleri 'darbeciler' adı altında gözaltına alıyor, tutukluyor ve gazeteleri kapatıyor. Tüm bunların yanı sıra cezaevlerinde de 80'li dönemleri aratmayacak şekilde hak ihlalleri yaşanıyor. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine görüşçü olarak giden YAKAY-DER üyesi Cemile Demir, en son gittiği açık görüşteki gözlemlerini ve kendisine aktarılanları anlattı. Öncelikle PKK Lider Abdullah Öcalan üzerindeki tecride değinen Cemile, "Cezaevlerindeki işkence ilk önce Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulandı ve daha sonra diğer cezaevlerine yayıldı" diye belirtti.
'Yaşamın kendisine el koydular'
Cezaevlerinde kazanılan hakların kolay elde edilmediğini kaydeden Cemile, "Arkadaşlarımız cezaevlerinde birçok bedel ödeyerek bazı hakları elde ettiğini Amed zindanından biliyoruz. 1980 darbesinden sonra yaşanılanlar var ortada" dedi. Kendisinin de daha önce Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde kaldığını anlatan Cemile, "Arkadaşlarımız çay biriktirip çayla toprak elde ediyor. Yiyecek kabuklarıyla kendilerine bir çiçek ekiyorlar. Yani demirin, betonun içerisinde birer ikişer çiçek ekiyorlar. Bu ilkbaharda yönetim değişikliğiyle ilk önce onların elindeki çiçeklere el konuldu. Yaşamın kendisine el koydular" şeklinde konuştu.
'Sudan sebeplerle görüş yasakları veriliyor'
Cezaevinde kalan tutsakların yaşadıkları sorunları anlatan Cemile, sözlerine şöyle devam etti: "Kadınların çamaşırlarını yıkadıkları leğenlere el konuldu. OHAL ilanından önce zaten bir hazırlık yapmışlar, fikir olarak. Örneğin biz istediğimiz arkadaşla dayanışmak için para yatırabiliyorduk. Şimdi bunu kaldırdılar. Sadece kendi görüşçüsü olan kişi arkadaşına gidip para yatırabilir. Arkadaşlarımıza sık sık saldırı yapıldı. Örneğin dört ay önce tahliye olması gereken bir arkadaşımız Newroz'da halay çekmiş diye ceza aldı ve tahliyesi uzatıldı. Kapı vurma, slogan atma gibi bahanelerle 15 Temmuz'dan önce arkadaşlarımıza görüş yasakları, telefon yasakları verilmiş. Ben en son ziyarete gittiğimde 44 arkadaştan sadece 10 kadın arkadaş görüşe çıkabildi. Diğer arkadaşların hepsine sudan bahanelerle cezalar verilmiş. Eskiden 3 farklı görüşçü hakkı verilirken şimdi bu 1'e indirilmiş ve açık görüşler 2 aya çıkarılmış."
'Koğuşlara baskılar arttı'
Görüşçü olarak seçilen kişilerin evlerine polisin gittiğini ve kişiler üzerinde psikolojik baskı yaratılmak istendiğini belirten Cemile, yıllardır aynı kişilerin görüşüne gitmesine rağmen kendisine detaylı kimlik sorgusu yapıldığı ve görüş sırasında kameraya alındıklarını söyledi. Cemile, aynı zamanda cezaevinin kendilerine bu uygulamaların FETÖ'dan alınan tutuklular için yapıldığı söylediğini ama tutsakların kendisine bunun tamamen siyasi tutsaklar üzerinde uygulandığını aktardı. Koğuşlara baskınların arttığını kaydeden Cemile, "Sabah 09.00'da baskın yapılıyor aniden. Tekrar akşamüzeri yastıklarına el konuluyor arkadaşların. Yani bütün eşyaların yarısına, kitaplarına el koyuyorlar. Yine aynı gün saat 16.00'da ani bir baskın yapılıyor ve bazı kadın arkadaşlara 'siz B-5, B-6 kalanlar C-4, C-5'E gideceksiniz' demişler. Arkadaşlarımız nedenini sorduğunda ise, 'bundan sonra siz uzun zaman bir koğuşta kalmayacaksınız. İstediğimiz şekilde istediğimiz yere gidebileceksiniz' denilmiş" sözlerine yer verdi.
'Ortak alanlar kaldırıldı'
Cemile, cezaevinde kalan arkadaşları için "zindan içinde zindan yaşatıyorlar" yorumunu getirdi. Cemile, ortak alanların kaldırıldığı ve görüş günlerindeki aksaklıkların fazlalaştığını yineleyerek, "Arkadaşları birbirinden ve ailelerinden koparmaya çalışıyorlar. Bu aralar durumlar iyi değil Türkiye siyasetinde. Bu durum bu şekilde olunca da bunların etkisi cezaevlerinde yoğun yaşanıyor. Baskıların hepsi gündeme yönelik" diye konuştu.
'Baskılar yaşam hakkına müdahaledir'
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde bulunan kadınların kendisine ilettiği mesajı aktaran Cemile, "Arkadaşlara yapılanların yaşam haklarının kısıtlanması değil, müdahalesidir. Arkadaşlar bu şekilde ilettiler. Direngenlik bütün arkadaşlarda var. Fakat hepimizin taşıdıkları kaygıları onlarda taşıyorlar. Kürdistan'la ilgili bütün kaygıları taşıyorlar" dedi. Daha önce de sürekli gündeme gelen cezaevleri uygulamalarından olan 'Bağımsızlar Koğuşu'nun Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevin'de OHAL sürecinden sonra çok daha fazla arttığını aktaran Cemile, özellikle yeni tutuklanan genç kadınlar üzerinde bu politikaların uygulandığını söyledi.
Cemile son olarak, dışarıda bulunan kadınlara dayanışma çağrısında bulunarak, "Şunu belirtmek istiyorum; gerçekten cezaevlerindeki arkadaşlarımıza kadınlar olarak sahiplenmemiz gerekiyor" dedi.
(mg)