Kayyım kadın özgürlük mücadelemizin kazanımlarına saldırı

09:25

JINHA

İSTANBUL - Eşit temsiliyeti sağlama konusunda siyasete önemli katkıda bulunan DBP'li belediyelere kayyım atanmasını "Kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarına saldırı" olarak yorumlayan kadınlar, "Kadın özgürlük mücadelesine destek veren her kadın seçme ve seçilme hakkına, kadın iradesine sahip çıkmalıdır. İlla kayyım atanacaksa saraya atanmalı" dedi.

DBP'li belediyelere kayyım zoru ile el konulması eşit temsiliyeti sağlama konusunda eşbaşkanlık sistemi kadınların siyasete katılımının önünün açılmasını sağlayan parti politikalarına yönelik saldırı olarak yorumlanıyor. Kadınlar kayyım darbesinin kadınları hedeflediği görüşünde birleşiyor.

'Kürt halkı bunu kabul etmeyecek'

ESP Genel Başkan Yardımcısı Çiçek Otlu, kayyım atamasının Kürt halkının siyasi iradesine yapılmış bir darbe olduğunu söyledi. Çiçek, Kürt halkının seçilmişlerine sahip çıkacağını özyönetim direnişlerinde gösterdiği direnişçi ve özgürlükçü tarzı bu dönemde de göstereceğini ifade etti. Çiçek, "Sivil itaatsizlik eylemleri yükselecek hatta demokratik özerkliğin inşa süreci olacaktır" dedi.

"24 DBP'li belediyeye vali yardımcısı yada kaymakam kayyum olarak atanırken, kendi belediyelerine ise zaten seçilmiş olan meclis üyesi kayyum olarak atanıyor" diyen Çiçek, "Bu durum AKP'nin aslında Kürt halkının seçilmiş iradesini tanımadığının, o iradeyi görevden alıp yerine bürokratı atamış olmanın en çarpıcı örneği" diye konuştu.

'Kadın mücadelesine saldırı'

Seçilmişleri görevden alıp belediyeye el koymanın darbe uygulaması olduğunu bu durumun 12 Eylül'de bile yaşanmadığını kaydeden Çiçek, "Görevden alınan belediye eşbaşkanlarımızın yerine atanan kayyımların tamamı erkektir. Bu da kadın özgürlük mücadelemizin kazanımlarına saldırıdır. Kadın özgürlük mücadelesine destek veren her kadın seçme ve seçilme hakkına, kadın iradesine sahip çıkmalıdır" diye belirtti.

'Kayyum atmak darbedir'

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi(SYKP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, tüm insanların, derneklerin, siyasi partilerin, sendikaların hedef olduğunu ve kamu emekçilerinin özellikle hedef olarak seçildiğini belirtti. AKP'nin 12 Eylül uygulamaları yarıştığını dile getiren Tülay, "Yeni icraatı 28 belediyeye kayyum atamak oldu. AKP, Saray'ın son bir yıllık icraatına baktığımızda yüzlerce insan katledildi. Kürt illeri insansızlaştırılmak amacıyla askeri müdahalelere maruz kaldı" dedi. AKP'nin OHAL uygulamalarıyla meclisi fiilen lağvedip, KHK'larla ülkeyi yönettiğini söyleyen Tülay, belediyelere kayyım atamanın darbe olduğunu söyledi. Yaşanan durumu kabul etmeyeceklerini dile getiren Tülay, "Bizler her zaman halkın yanında olacağız. Bu korsan uygulamayı asla kabul etmiyoruz. Kayyum atanacaksa Saraya atanmalıdır" diye konuştu.

'Kadın mücadelesine bir darbedir'

Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG) üyesi Feride Eralp ise, kayyım atamaların kabul edilemez olduğunu vurguladı. "Halkın seçerek getirdiği yöneticiler ve iradeyi yok sayma anti demokratik bir harekettir. Halkın seçerek başa getirdiği yöneticilere sahip çıkması çok önemlidir" diyen Feride kayyım atanan belediyelerde eş başkanlık sisteminin olduğuna dikkat çekti. Feride, "Bu kadının iradesine, mücadelesine ciddi bir saldırı ve yok saymadır. Kadınların eşit temsiliyet ve söz hakkına sahip olduğu belediyeler bunlar. Yani eşbaşkanlık sistemi ile yürütülen bu belediyelere tek başkan ve bunların hepsi erkek. Sadece yönetime ve belediyelere değil kadın mücadelesine bir darbedir" dedi.

'Sayın Öcalan'la görüşe aynı gün izin verilmesi manidar'

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kurulu Yürütme Üyesi Benazir Coşkun'da, "Saray ve AKP Hükümeti aldığı bu kararla, Kürdistan'da sömürgeci yaklaşımını devam ettireceklerini bir kez daha deklare etmişlerdir" dedi. Özellikle direniş alanlarının hedef seçildiğini ve barış çağrılarına kulaklarını kapattıklarını da gösterdiklerini ifade eden Benazir, "Kürt'ün Kürt olarak demokratik siyaset dahi yapamayacağı, önüne bu alanda hiç bir seçenek bırakılmadığı net görülmelidir. Aynı zamanda 50 Kürt öncünün başlattığı açlık grevi sonucunda Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık ve güvenlik koşullarını öğrenmek üzere ailesine bugün izin verilmesi de oldukça manidardır. Saray bu yolla kayyum gündemini değiştirmeyi ve gelecek tepkileri azaltmayı amaçlamaktadır" diye konuştu.

(ga/ödk/fk)