JINHA

İSTANBUL - Her bayram olduğu gibi bu bayramı da buruk karşılayan kayıp yakınları, "Bizler kaybedilen yakınlarımız bulunana kadar, failleri açığa çıkarılana kadar bayramı kutlamayacağız" diyor.

Tam 598 haftadır İstanbul'da Galatasaray Lisesi önünde her hafta biraraya gelen Cumartesi Anneleri, devletin kaybettiği yakınlarını arıyor. Her hafta "Kemiklerimizi istiyoruz" diye haykıran anneler, kayıp yakınlarının biran önce belli olan faillerinin yargı önüne çıkarılmasını bekliyor. Yazın kavurucu sıcağına ve kış aylarının dondurucu soğuğuna rağmen bıkmadan, usanmadan eylemlerini sürdüren anneler, her bayram olduğu gibi bu bayramı da buruk karşılıyor. Cumartesi Anneleri'ne bayramın kendileri için ne ifade ettiğini sorduk.

İkbal Eren: "Çocuklarımız ölüyor ve savaşın gölgesinde bayram kutlanmaz. Tek demek istediğim şudur; eğer bayrama inançları varsa silahların susması gerekiyor. Hükümet insanları kanda boğuyor. Bu dünya herkese yetecek kadar büyüktür, herkesin hakkı verilsin ve herkes insanca yaşasın. Savaş insanları yoksullaştırıyor, öldürüyor, yok ediyor. Bayram olması için savaşın durması gerekiyor."

Solmaz Açıkol: "Ben bayramı kutlamıyorum çünkü Kürdistan'da AKP'nin sürdürdüğü bir savaş var. Böyle bir süreçte bayramı ancak bu savaş sistemine ait insanlar kutlar. Bizler kaybedilen yakınlarımız bulunana kadar, failleri açığa çıkarılana kadar bayramı kutlamayacağız. Yüreğimiz yanıyor ve çocuklarımızın yanımızda olmadığı bir bayramı nasıl kutlayalım? Bizler her bayramı buruk karşılıyoruz. Biran önce yakınlarımızın failleri bulunup cezalandırılsın. Bizler yakınlarımız bulunana kadar eylemimize devam edeceğiz."

Güzel Şahin: "Bayramı kutlamıyoruz. Biz gözaltında kaybolan çocuklarımızın kemikleri bulunana kadar mutlu olmayacağız."

Şengül Yıldız: "Biz adalet ve toplumun vicdan çığlığı için buradayız. Cizre de, Şırnak'ta yaşananlar vicdansızlık ve utanç vericiydi. Biz ülkemizde insan hakları ve hukuk değerlerinin yer almasını istiyoruz. Herkese barış ve adalet istiyoruz. Bayram öncesi yine cumartesi anneleriyleyiz. Aklımız ve vicdanımız bununla uyandı, onun içinde ben kalıcı bir barış olsun istiyorum. Faili meçhul cinayetlerin son bulmasını ve bunu yaşatanların yargılanmasını istiyorum."

(mg)