'Türkiye'deki karanlığa karşı İmralı'nın kilidi açılmalı'

12:39

JINHA

AMED - DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, savaşın ve 'tek adamlığın' giderek derinleştiğini belirterek, Türkiye halklarına şu çağrıyı yaptı: "Türkiye halkları şimdi yeter demiyorsa ne zaman diyecek. Yaşananlar Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'la görüşmelerin engellenmesinden kaynaklıdır. İmralı'daki kildi açmak Türkiye'deki kaosu kaldırmak ve Türkiye'deki aydınlığı sağlamak için önemlidir."

DBP Genel Merkezi Parti Meclis toplantısını DBP Diyarbakır il binası toplantı salonunda gerçekleştirdi. PM toplantısında basına açık kısımda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, parti yöneticilerine dönük saldırıların olduğunu kaydederek, asıl saldırı odağının halkın kendi kendisini yönetme istemine karşı gerçekleştiğini söyledi.

'Kamuran Yüksek'e bilinçli saldırı gerçekleşti'

DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'e Kürkçüler Cezaevi'nde bir saldırı yapıldığını belirten Sebahat, "Bu bilinçli yapılan bir saldırıdır. Kamuran Yüksek'e yapılan şiddeti kabul etmediğimizi ve kınadığımızı söylüyoruz. Cezaevlerinde yaşanan sürgünler sonucu siyasi tutsakların işkenceye maruz kaldıklarını biliyoruz. İnsan hakları örgütleri ve hukukçuların yaptığı açıklamalara rağmen şiddetin daha fazla arttığı ortadır. Devletin ne demek olduğunu anlamak için bakılması gereken yerler zindanlardır. Adalet Bakanlığı yeni cezaevleri yaparak ve yerinde oturarak hukuku sağladığını düşünemez" dedi.

'Türkiye'de tek adam rejimine geçilmiştir'

DBP'ye yönelik saldırıların savaşı derinleştirme projesinin bir parçası olduğunu belirten Sebahat, İmralı Adası'nda diyalogların kesilmesinden itibaren Türkiye'de çok büyük acıların yaşandığına dikkat çekti. Sebahat, Türkiye'de demokratik siyasetten 'Tek adam' rejimine geçildiğini vurgulayarak, "Darbe girişimi bastırılmış ancak başka bir darbe girişimi hayata geçirilmiştir. Darbe bahane edilerek toplum zor altına alınmıştır. Özellikle Kürtlere karşı deşifre olmuş çöktürme politikası hayata geçirilmek istenmektedir. Onlar çözüm yok dedikçe sorun derinleşmiştir" diye konuştu.

'Görevden uzaklaştırmayla toplum parçalanıyor'

Tüm toplumsal muhalefet kesimlerinin ortadan kaldırılmak istendiğine dikkat çeken Sebahat, Eğitim-Sen üyelerinin görevden uzaklaştırılarak toplumda parçalanma yaratıldığını söyledi. "Böyle bir hukuk, demokrasi sistemi olamaz" diyen Sebahat, suçu sabit olamayan bir kişi hakkında karar alma durumunun dünyanın hiçbir yerinde görülmediğini ifade etti. AKP iktidarının insanları açlıkla terbiye ederek kendisine biat ettirmek istediğine dikkat çeken Tuncel, FETÖ'yü eleştirenlerin aynı pratiği hayata geçirdiğini aktardı.

'Kayyım AKP belediyelerine atansın'

Fütursuz ve amansız bir Kürt öfkesi olduğunu ve bu yüzden Cerablus'a saldırıldığını vurgulayan Sebahat, "Sırf Kürtler mutlu olmasın diye vahşice saldırıyorlar. Türkiye hükümeti Kürt halkına yönelik etnik bir yönelim içerisindedir. Yaşananları kabul etmemiz mümkün değildir. Kürdün bütün kazanımlarına göz diktiler. Tüm belediyelerimize kayyım atadılar. Belediyelerimizin yaptığı tek şey halka hizmet sunmuş olmasıdır. Eğer kayyım atanacaksa İstanbul, Ankara ve AKP belediyelerine atamalıdır. Bu belediyeler DAİŞ'e ve El-Nusra'ya yardım ettikleri Rusya'nın elindeki kanıtlarla açığa çıkmıştır" diye konuştu.

'Belediyelere el konurken izlemeyeceğiz'

21.Yüzyıl'da yeni dizayn yapılırken tek amacın Kürtlerin statü kazanmasını engellenmek olduğuna dikkat çeken Sebahat, tüm girişimlerin nafile olduğunu vurguladı. Belediyelere el konulurken izlemeyeceklerini dile getiren Sebahat, bulundukları her alanda direneceklerini belirtti. Kürt halkı ve siyasetçileri olarak sivil darbelere karşı direneceklerini kaydeden Sebahat, şuanda AKP hükümetinin sivil darbe gerçekleştirdiğini vurguladı. KHK ile AKP'nin parlamentoyu ortadan kaldırdığını dile getiren Sebahat, kayyım yasasının parlamentodan geçmediği halde gece yarısı hukuksuz bir şekilde onaylandığını vurguladı.

'İmralı kilidini açmak Türkiye'deki karanlığı kaldırmak için önemlidir'

"Türkiye halkları şimdi yeter demiyorsa ne zaman diyecek" diye soran Sebahat, Kürt halkıyla dayanışma içerisinde olan herkesin hedef haline getirildiğini vurguladı. Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma içinde olanların tutuklandığına dikkat çeken Sebahat, Türkiye halklarının yaşanan hukuksuzluğu görmesi gerektiğini vurguladı.

'Adalet Bakanı ve CPT işkencelerin ortağıdır'

Sebahat, şöyle devam etti: "Bunun adı demokrasi değildir, bunun adı faşizmdir. Türkiye halkları buna hayır demeyecekseniz eğer bu kadere mahkumsunuzdur. Biz Kürt halkı olarak bu duruma hayır diyoruz. Türkiye'de yaşananlar Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'la görüşmelerin engellenmesinden kaynaklıdır. İmralı'daki kildi açmak Türkiye'deki kaosu kaldırmak ve Türkiye'deki aydınlığı sağlamak için önemlidir. Türkiye'nin karanlıktan çıkması için Öcalan'la görüşmelerin önü açılması gerekiyor. Adalet Bakanı ve CPT işkencelerin ortağıdır. Ortada adalet yoksa özgürlük de barış da yoktur. Bugün sessiz kalanlar yarın hukuk, adalet diye bağıramazlar. Başlattığımız açlık grevi etrafında tüm Türkiye halklarını hukukun işletilmesi için, adalet için taraf olmaya çağırıyoruz."

(ekip/gc/dk)