Bölünmüş kent ve çocuklarının cenazesine hasret kadınlar

09:08

JINHA

MÊRDIN - "Kürtler onlar için direnen çocuklarının cenazesine sahip çıksın…" Bu sözler 134 gün boyunca tarihi bir direnişin yaşandığı Nusaybin'de tel örgüler ardından kalan cenazelerini isteyen kadınlara ait.

Nusaybin direnişinde yaşamını yitirenlerin cenazeleri tel örgülerin ardında, aileler cenazelerini almak istiyor. Cenazelerini almak isteyen aileler, Nusaybin halkına ve milletvekillerine çağrıda bulunarak, birlik olup derhal tel örgüler kaldırılalım ve cenazelerimizi alalım.

Tel örgütler ardında bekliyorlar

Nusaybin'de 134 gün süren özyönetim direnişinin ardından adeta yıkıma girişen devlet 6 mahalleyi koparıp tel örgütlerle çevirerek kenti ikiye böldü. Direniş sırasında yaşamını yitiren çok sayıda kişinin cenazesi ile tel örgütlerle çevirili mahallelerde kaldı. Halen 6 mahalleye girişin yasak olduğu kentte, kadınlar aylardır yıkıntılar arasında olan çocuklarının cenazelerini almak için tel örgütler ardından bekliyor.

'Ölüye diriye zulüm yeter'

"Diriye ölüye zulüm yeter, herkes bu insanlık suçunu görsün ve çocuklarımızın cenazelerini almak için bize destek olsun" diyen kadınlar, çocuklarına bir mezar yapmak için direniyor.

'Çocuğumu toprakla buluşturayım'

Oğlu Necmettin Doğan'dan Mayıs ayından bu yana haber alamadığını ve YPS'nin açıkladığı isim listesinde adını gördüğünü belirten Rafia Doğan'da "Ben onun bedenini toprakla buluşturmalıyım ki gözüm arkada kalmasın" diyor.

'Her gün yıkıntılara bakıyorum'

Nusaybin'in tellerle ikiye bölünmesini kabul etmediklerini ve her gün tel örgüler arkasında çocuğunun hangi yıkıntının altında olduğuna bakmaya gittiğini anlatan Rafia, bu konuda gerekli girişimlerde bulunmak için destek beklediğini söylüyor.

'Kızım çıkmak istemedi, orada kaldı'

13 Mart'ta 'sokağa çıkma yasağı' ilan edildiği gün kentten çıktığını ve kızı Dilber Doğan'ın 'ben toprağımı bırakmayacağım' diyerek mahallede kaldığını anlatan Fehime Doğan'da aylardır çocuğunun cenazesini almak için bekleyenlerden. Tanklar ve uçaklarla Nusaybin'de bir avuç gence saldıran devletin acizliğini şimdi de cenazeler üzerinde göstermeye çalıştığını kaydeden Fehime, "Bu nasıl bir acıdır ki anneler çocuklarının ölü bedenine dahi hasret kalıyor. Her gün tel örgülerin ardında cenazelerimizin bulunduğu mahallelere gidiyoruz. Cenazemizi aldığımızda en azından defnederiz, onun toprağına, mezarlığına gideriz. Nerede olduğunu en azından biliriz. Bunu bile çok gören devlet Kürtlerden artık vatandaşı olmasını beklemesin" diyor.

'Bunun hesabı sorulur'

Tel örgütler ardından cenazelerini bekleyen kadınlarla dayanışmak için onlarla birlikte her gün direniş mahallelerine giden Adile Kaya'nın da yeğeni 5 ay önce yaşamını yitirmiş. Adile yeğeninin cenazesini görürüm umuduyla her gün tel örgütler ardından yıkıntıları izliyor ve "Bu zulmün hesabı mutlaka sorulur" diye isyan ediyor.

'Onlar sizin için direndi, cenazelerine sahip çıkın'

"Kürtler onlar için direnen çocuklarının cenazesine sahip çıksın" diyen Adile şunları dile getiriyor: "Annelerin yüreği yanıyor, cenazemizi bize versinler. Nusaybin halkı bir olup telleri kaldırsın, şehitlerine sahip çıksın. Cenazeler orada olduğu sürece anneler rahat olamayacak. Yeğenim 5 aydır cenazesi yerde, artık annelerin sabrı kalmadı, uyku tutmuyor gözlerini. Cenazelerini en azından alsınlar nerede olduklarını bilirler."

(ekip/fk)