1 Eylül mitinginde 'birlikte mücadele' mesajı

18:15

JINHA

İSTANBUL - Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nin düzenlediği 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde, "Demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçeği kılmak için omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Eşit, özgür, demokratik bir ortak gelecek için umutluyuz, bir aradayız, kararlıyız. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde bir araya gelen bizler bir kere daha haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" dedi.

İstanbul'da Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği; 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla "Faşizme darbeler ev savaşa karşı demokrasi ve barış istiyoruz" şiarıyla Bakırköy Halk Pazarı'nda miting düzenledi. Ankara katliamında yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı " Unutmayacağız affetmeyeceğiz hesabını soracağız" pankartı ile Barış", " Aşiti" bayrakları ve "Barış hemen şimdi", "Darbelere hayır", "Kardeşlik", "Özgürlük" dövizleri taşındı. Sık sık "Şehid namirin", " Barış hemen şimdi" ve " Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı. Miting de kadınlar Minbic'i özgürleştirme hamlesinde yaşamını yitiren ve 2 ayı aşkındır cenazesi ailesine verilmeyen Eylem Ataş'ın fotoğrafının olduğu tişörtler giydi.

Mitingde ilk olarak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden uzaklaştırılan Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nden Doç. Dr. Hakan Koçak konuştu. 18 arkadaşı ile Barış Günü'nde kamu görevinden ihraç edildiklerini belirten Hakan, "Biz halk için bilim üreten akademisyenleriz. Ölü bebek bedenlerinin buzdolaplarında tutulduğu günler yaşadık. Ve biz buna tahammül edemezdik. Bunun bir insanlık suçu olduğunu düşündük. Barışın yanında olduğumuzu söyledik. O tarihten bu yana da soruşturmalardan geçtik. 1 Eylül'de de bizi cemaatçilerle aynı çuvala sokmaya çalıştılar. Ama biz o çuvala sığmayız. Amaç bizi barış sözümüzden geri döndürmekse bu sözümüzden kesinlikle geri dönmeyeceğiz. Bize pişman mısınız diye sordular? Çocuklar ölmesin demekten mi pişman olacağız" dedi.

Güç Birliği bileşenleri halkı selamladı

10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitiren Meryem Bulut'un oğlu Adnan Bulut ise evlatlarını kaybeden analar, babalar, kardeşler için mücadele ettiklerini ifade etti.

Ardından aralarında DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK eşbaşkanları Şaziye Köse ve Lami Özgen, TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu güç birliği bileşenleri, sahneye davet edilerek katılımcıları selamladı.

Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nin ortak açıklaması ise Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Güç Birliği adına açıklamanın Türkçesini okuyan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak, Dünya Barış Günü'nün tarihçesine değinerek konuşmasına başladı.

Fadime Kavak sözlerini şöyle sürdürdü: "IŞİD ile mücadele adı altında, Suriye'nin geleceğine, bölge halklarının demokratik kazanımlarına müdahale edildiği ortadadır. Ülkeyi yönetenlerin Suriye politikasında yanlışta ısrar etmesi hem Suriye hem de Türkiye halklarına büyük zararlar vermeye devam etmektedir. Hala kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar çoğalıyor. Çağdışı cihatçı IŞİD vb. örgütler en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor. Ortadoğu halklarına dünyayı dar ediyor. Milyonlarca savaş mağduru insanlık dışı koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor, binlercesi, göç yollarında can veriyor. AKP Hükümeti ve Avrupa devletleri mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor, ayaklar altına alıyorlar

'Ya biz ya kaos' denilerek Haziran 2015'ten beri ülkemizin içine sokulduğu bu tabloda, bitmek bilmeyen çatışmalar, ölümler, bombalı katliamlar, sivillerin yakıldığı bodrumlar, Sur ve Cizre başta olmak üzere yakılan, yıkılan, yok edilen kentler eksik olmuyor. Hemen her gün ülkenin dört bir yanında patlayan bombalarla onlarca insanımız hayatını kaybediyor, yüzlerce insanımız yaralanıyor. Her yer yanıyor, yüreklerimiz de. Çatışmalar artarak devam ediyor, gençlerimiz, çocuklarımız birer birer toprağa düşüyor. Böylesi bir ortamda Dünya Barış Günü'nde bir aradayız ve burada bir kez daha haykırıyoruz; 'bu savaş bizim savaşımız değil' Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değildir. Savaşa mecbur olan iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP'dir. Savaşa mecbur olan, emek düşmanı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı politikalara karşı tepkileri savaş ortamında bastırmak isteyen güçlerdir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarıda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır. Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecektir.

Yarın ülkemizin geleceğine sahip çıkmak, demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçeği kılmak için omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Emek ve Demokrasi için Güç Birliği olarak eşit, özgür, demokratik bir ortak gelecek için umutluyuz, bir aradayız, kararlıyız! 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde bir araya gelen bizler bir kere daha haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."

Miting sanatçıların verdiği dinleti ile sürüyor.

(ekip/fk)