'Kayyımla kadın merkezleri ve sosyal politikaları hedefte'
09:07
JINHA
AMED - DBP'li belediyelere el koymak amacıyla komisyondan geçirilen Torba Yasa Tasarısı'nın Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmesine ilişkin atanacak olan kayyımlara tepki gösteren sivil toplum örgütleri, kayyımların aynı zamanda kadınların sosyal alandaki kazanımlarına da vurulan bir darbe olacağının altını çizerek, tüm kadınların bu karara karşı durması gerektiğini belirtti.
AKP'nin çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile halkın belediyelerine el koyma girişimine toplumun her kesiminden tepkiler gelmeye devam ediyor. Diyarbakır'daki sivil toplum örgütleri de kayyımu tanımayacaklarını dile getirerek, tüm halkı ve kadınları bunun karşısında direnmeye çağırdı.
'Anti demokratik bir yaklaşımdır'
Sendika olarak kararı doğru bulmadıklarını söyleyen Eğitim Sen 1 Nolu Şube Eş Başkanı Havva Karahancı, "Bir kadın olarak da bu tip bir yaklaşımın anti demokratik tahakkümcü bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Tamamen eril zihniyetin kendini yansıtma şeklidir. Halkın iradesi ile seçilmiş yerel yönetimlerin yine halkın iradesiyle ancak yönetimden indirilebileceğini, kayyum atamalarının son derece demokrasiye yapılan bir darbe olarak değerlendiriyoruz" dedi.
'Elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız'
Havva, bu kararın toplumsal yapıya ve barışa büyük zararlar verebileceğini söyleyerek, "Bu anlamda genel kurulla sunulan bu torba yasasının bir an önce geri çekilmesi gerektiğini, son zamanlarda Türkiye'nin demokratik anlamda kötü zamanlar geçirdiğini biliyoruz. Bir darbe sürecinden geçtik ve bu toplumsal anlamda çok büyük sıkıntılara sorunlara yol açabilecek bir durumken bu krizleri derinleştirmenin hiçbir anlamı olmadığını ve topluma daha büyük zararlar verebileceğini düşünüyoruz. Toplumsal uzlaşı ve barış açısından bu yasa tasarısının kesinlikle geri çekilmesini gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda bizlerde sivil toplum örgütleri olarak elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırız. Bizim için esas olan halkın iradesidir" şeklinde konuştu.
'Kadınları siyaset alanında kısıtlamaya dönük'
Kayyum atanmasının kadının siyasette var olan yerine de büyük bir darbe vuracağının altını çizen Havva, bu yapılanın eril zihniyetin bir ürünü olduğunu söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu zihniyet eril zihniyettir. Bu da beraberinde kadınları çalışma alanından uzak tutmak isteyen bir anlayış olduğu kesindir. Bu anlamda kadınların bu süreçte bu sonuca karşın daha çok mücadele etmesi gerekiyor. Çünkü kadınların siyasal anlamda bazı yerlere gelmek için büyük mücadeleler verdiğini çok ciddi bedeller ödediğini biliyoruz."
'STK'ların bu karara direnmesi gerekir'
Kadınların kayyumlara karşı durması gerektiğini belirten Havva, "AKP'nin sosyal politikaları ve genel anlamda bütün politikalarında kadını geri plana atma, eve kapatma, ekonomik anlamda geriye itme gibi bir yaklaşımı var. Belediyelerde de bunun tam tersi bir durum olduğunu ve kadınların her alanda olduğu bir yapı görüyoruz. Çünkü bir demokratik yapının yaşam bulabilmesi için her iki cinsinde eşit temsiliyetinin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda demokratik yaşama ciddi bir darbe olduğunu özellikle kadınların sosyal alandaki kazanımlarına da vurulan bir darbe olacağını düşünüyorum. Bu anlamda bu yasanın bir an önce çekilmesi gerekir. Buna karşı da bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin bu karara direnmesi ve karşı durması gerekir. Sadece belediyedeki kadınların değil bu anlamda bu kazanımı korumak için bütün kadınların buna sahip çıkması gerekir" ifadelerini kullandı.
'İktidar Kürt halkından böyle intikam almak istiyor'
SES Amed Şubesi Kadın Sekreteri Fatma Yıldızhan da kayyumların açık bir şekilde halkın iradesine bir saldırı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Kayyum atamaları açık bir şekilde halkın iradesine saldırıdır. Seçimlerde milli irade diyen, halkın iradesi sandık diyen bugün bir başka şekilde halkın iradesini kontrol altına almak istiyor. Bundan çıkan bir başka durumda bu halktan böyle intikam almak istiyor. Bölgenin kendisine oy vermemesinin karşılığını bu şekilde kayyum atayarak halktan alıyor. Bu yaptığı şeylerin belediyeyle bir alakası yoktur, tamamen halka ve iradesine yapılan bir zulümdür. Bunun her yönden kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile halk seçimi diye bağıran bir zihniyet bugün resmen bir halkın iradesine tecavüz ediyor. Bunun kabul edilir bir tarafı yoktur. Demokratikleşmenin en önemli ayaklarından biri yerel yönetimleri güçlendirmektir. Ama şu anda DBP'li belediyeleri bunun tam tersi bir durumla karşı karşıya kalıyor. Belediyeler kayyumla birlikte kontrol altına alınmak isteniyor. Bir an önce bu karardan geri dönülmesi gerekir."
'Alınacak en önemli tavır kayyumları tanımamaktır'
Halkın o kayyumları çalıştırmaması gerektiğini ve herhangi bir atanma durumunda halkın iradesinin devreye gireceğini dile getiren Fatma, son olarak, "Buradaki eş başkanlık sistemini de halk isteyerek seçti. Bütün bunları yok saymak halkın iradesini yok saymaktır. Kadına bakış açısı ve kadın temsiliyetini yok saymaktır. Bu iradeyi yok sayanlara en önemli tavır da atanacak olan kayyumları tanımamaktır. Hiçbir şeyde etkinliğini göstermemektir. Çünkü belediyeler bir devlet kurumu değil, bir yerde bir özerk yapısı olan kurumlardır. Böyle kurumlara devlet 'istediğim zaman ben girerim', 'istediğimi yaparım' mantığıyla hareket edemez. Orada bir irade var ve o irade kesinlikle devreye girecektir. O kişileri seçen halk, belediye çalışanları kayyumları çalıştırmayacaktı" dedi.
(mm-sa/mg)