'Üniversiteyi faşist uygulamalara bırakmaya niyetimiz yok'

09:04

JINHA

ANKARA - Demokratik teamüllerin köklü olduğu Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'ne yönelik baskı, KHK ile akademisyenlerin ihraç edilmesine kadar geldi. Rektörlüğünde de buna karşı durmak yerinde OHAL'i fırsata çevirdiğini belirten akademisyenler, eleştirel düşünceye ve bilimsel özgürlüğe dayalı bir üretim içerisinde olacaklarını vurguladı. Aysun Gezen, "Üniversiteyi bu faşist uygulamalara, bu uygulamaları tekrar tekrar üretenlere bırakmaya da hiç niyetimiz yok" dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürürlüğe giren Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları son olarak Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile akademisyenleri hedef aldı. Aralarında "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza atan çok sayıda barış akademisyeni görevinden ihraç edildi. Daha önce sık sık polis saldırısı ile gündeme gelen Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nden 8 akademisyen de KHK ile görevlerinden ihraç edildi. Ar. Gör. İlkay Kara ve Ar. Gör. Aysun Gezen, daha önce kendilerine ve öğrencilerine yönelik okul yönetimi ile beraber saldırılar olduğunu ancak bu baskı ve saldırıların kendini yıldırmadığını belirtti.

'Rektör bu durumu fırsata çevirdi'

Cebeci Kampüsü özelinde Ankara Üniversitesi üzerinde yaklaşık 2 yıldır baskıların yoğunlaştığını hatırlatan Aysun, kapıda polis kontrolünün başladığını, öğrencilerin ve akademisyenlerin kendi okullarına polis kontrolünde girdiğini belirtti. "Bu baskıların uzantısı olarak okuldaki muhalif seslerin, iktidarın yaptığı her şeyi sorgulayan, eleştiren insanların buralardan tasfiye edilmesi için bir bahane oldu açıkçası. Bu girişim üniversitede değerlerin aşındırılmasına, yok edilmesine ve tamamen iktidar önünde önünü ilikleyen ve biat eden akademi yaratılmaya çalışılıyor. Bizler de tam da buna karşı çıktığımız için rektörlüğün bizzat hedefindeydik zaten" dedi.

Aysun, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş'in bu durumu fırsata çevirerek öğretim elemanlarının bir daha okula geri dönülmeyecek şekilde okuldan uzaklaştırdığını belirtti.

'Üniversite bilimsel üretimin yapıldığı yegane yer değildir'

Bundan sonraki süreçte de aynı çizgide devam edeceklerini, eleştirel düşünceye ve bilimsel özgürlüğe dayalı bir üretim içerisinde olacaklarının vurgusunu yapan Aysun, "Üniversite bilimsel üretimin yapıldığı yegâne yer değildir. Bunu mücadelemizi dışarıda da aynı şekilde sürdüreceğiz. Geri dönmek için yapılacak olan her türlü mücadeleyi de vereceğiz. Çünkü üniversiteyi bu faşist uygulamalara, bu uygulamaları tekrar tekrar üretenlere bırakmaya da hiç niyetimiz yok" dedi.

'Çok ağır polis şiddeti yaşadık'

İlkay Kara da şimdiye kadar olduğu gibi yine üyesi oldukları Eğitim Sen ile birlikte örgütlü bir mücadele ile yürüteceklerini belirtti. Cebeci Kampüsü'nün uzun bir süredir ciddi saldırılar altında olduğunu dile getiren İlkay, "Çok ağır bir polis şiddeti yaşadık, çoğu kerelerde, öğretim elemanları 12 Eylül'de bile görmediği fiziki şiddeti gördü. Bu kampüs, öğrencilerine dönük sistematik saldırılar gördü, polisin dersliklere girip öğrencileri sınavlardan gözaltına aldığı günler yaşadık" dedi.

'Cebeci'de demokrasi köklüdür'

Diğer taraftan da rektörlük tarafından çok ciddi soruşturma dalgası başlatıldığını ifade eden İlkay, "Hem öğretim elemanına hem de öğrenciye dönük çok sistematik soruşturma silsilesi gördük ve her soruşturma ile kampüsteki demokratik ortamın büzüşmesi ve daralması amaçlanmıştı. Fakat aslında bu bekledikleri gibi gerçekleşmedi. Çünkü Cebeci Kampüsü demokratik teamüllerin çok köklü, yerleşik olduğu bir yer. Bekledikleri siniklik ile karşılaşmadılar ve ve dozu arttırdılar" diye konuştu.

'Saldırı baskı, yıldırma silsilesinin devamı'

En son saldırının da bu baskı, yıldırma sislilerinin devamı niteliğinde olduğunu ifade eden İlkay, okul yönetimine çok büyük sorumluluk düştüğünü belirtti. Okul yönetiminin üstüne düşenin darbe girişiminde bulunan yapılanmanın açığa çıkarmak olduğuna dikkat çeken İlkay Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nün bunun aksine üniversitenin demokratik değerlerini hiçe sayarak, muhaliflere, kendi yönetimlerine muhalif olanlara dönük bir saldırı gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

(de-he/gc)