'İmralı'dan haber alınana dek durmak yok'
09:02
JINHA
WAN/AMED - Kürt siyasetçilerin açıkladığı deklarasyona tam destek veren genç kadınlar, halk olarak açlık grevine hazır olduklarını belirterek, İmralı'dan haber alınana kadar her yolu deneyeceklerinin altını çizdi.
Diyarbakır'da 31 Ağustos günü Kürt siyasetçiler PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması için açıkladıkları deklarasyonda açlık grevine gireceklerini duyurmalarının ardından Van halkından tam destek aldı. Abdullah Öcalan'dan haber alınıncaya ve müzakereye varılıncaya kadar grevlerine devam edecek olan siyasetçilere en büyük desteği de kadınlar verdi. Siyasetçilerin grevine desteklerini sunan genç kadınlardan Şeyda Kurt, Abdullah Öcalan'dan haber alınamamasının kendilerini endişelendirdiğini belirterek, "Sayın Öcalan'dan bir yılı aşkındır haber alamıyoruz. Görüşmeler sağlanamıyor. 5 Nisan'dan bu yana ailesi ile görüştürülmüyor. Halk olarak bir şey oldu mu diye tedirgin oluyoruz. Kürt siyasetçilerin açıkladığı deklarasyonun sonuna kadar arkasındayız. Bizler de yeri geldiğinde açlık grevinin içerisinde yer alacağız" sözleriyle desteğini dile getirdi.
'Halk olarak açlık grevini sahiplenelim'
OHAL'den sonra PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin tamamen yasaklandığını hatırlatan Gurbet Kiya da, Abdullah Öcalan'ın sağlık durumu hakkında hükümet tarafından ciddi şüphelerin oluşturulduğunu kaydetti. Avukat başvurularının hiçbir sonuç alınmadığını ifade den Gurbet, "Sayın Öcalan için açıklanan deklarasyonun sonuna kadar arkasında duracağız. Gerekirse halk olarak biz de açlık grevine girmeye hazırız. Bizlerde açlık grevinin sonuna kadar sürdürmeye çalışacağız. Bütün halk olarak açlık grevini sahiplenmemiz gerekiyor" dedi.
'Deklarasyonun sonuna kadar arkasındayız'
Darbe girişimi ile birlikte ilan edilen OHAL uygulamalarının tecridi daha ağırlaştırdığına dikkat çeken Özlem Arda ise, "Bizler yıllardır Sayın Öcalan'dan haber alamıyoruz. İki yıl olacak Sayın Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecrit uygulanıyor. Sayın Öcalan'ın sağlık durumundan endişe duyuyoruz. Açıklanan deklarasyonun sonuna kadar arkasında duracağız. Sayın Öcalan'dan haber alınana kadar her yolu deneyeceğiz. Açlık grevlerine halk olarak da katılacağız" sözlerini kaydetti.
'Barış çağrılarına devlet katliamla cevap veriyor'
Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı Tiyaxs (Narlıca) köyünden Azize Karahan, açıklanan deklarasyonun köy halkında umut yarattığını söyledi. Yaşanan umut sonrasında Antep'te yaşanan katliama değinen Azize, KCK'nin barış çağrılarına devlet tarafından katliamla cevap verildiğini belirtti. Azize, "Deklarasyon barışın gerçekten ne kadar acil olduğunu son dönemlerde bize göstermekte. KCK tarafından yapılan açıklamaya tüm demokrasi ve barış isteyenler destek sunmalıdır" dedi.
'Sorunlar akılla ve barışla çözülür'
KCK deklarasyonuna devlet güçlerinin cevapsız kaldığına değinen Azize, Kürt siyasetçilerinin ve halkının 31 Ağustos'ta başlatacakları açlık grevinin çok önemli olduğunu söyledi. Azize, vicdan sahibi insanların savaşa karşı bedenlerini açlık grevine yatırmalarının çok anlamlı olduğunu dile getirerek, bu acılar ve kıyımların son bulması için çığlıkların büyümesi gerektiğini kaydetti. AKP hükümetinin bu deklarasyonu dikkate alması gerektiğini belirten Azize, "Bu ülkedeki sorunlar demokratik yollarla çözülür. Bu ülkede ekmek kadar, hava kadar su kadar demokrasiye ihtiyaç vardır. Siyasal iktidarlar işi öldürmeyle çözemezler. Akılla ve barışla bu işi çözülür" diye konuştu.
'Savaşın nedeni İmralı'yla görüşmelerin kesilmesidir'
KCK'nin bir an önce Meclis'ten bir heyetin İmralı Adası'nda görüşme yapma talebinin çok yerinde bir talep olduğunu, bu talebin milyonların da talebi olduğunu vurgulayan Azize, milyonların talebini dikkate almayan devletin halkların birlikteliği karşısında duramayacağını söyledi. Kürt halkının tek isteğinin barış ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olduğunu söyleyen Azize, şunları belirtti: "Bizim tek isteğimiz Sayın Öcalan'ın özgürlüğüne kavuşup müzakere sürecinde aktif rol oynamasıdır. Katliamların, savaşların önü ancak Sayın Öcalan'ın özgürlüğüyle sona erer. Yaşanan savaş ve çatışma nedeni İmralı'yla görüşmelerin engellenmesidir. Bizler artık savaş ve katliamların yaşanmasını istemiyoruz. Köyde olmamıza rağmen televizyonlarda gördüklerimiz bizi kaygılandırıyor. Şehirlere gelmek istemeyişimizin diğer bir nedeni de yaşanan savaş sürecidir. Halkların özgürce yaşaması adına devlet güçleri açıklanan deklarasyona cevap vermelidir."
(ekip/mg)