'Bizi Galatasaray'a mahkûm eden devletin demokratikleşmeme ısrarıdır'
14:10
JINHA
İSTANBUL - Adalet arayışlarına bu haftada da devam eden Cumartesi Anneleri, "597 haftadır söylüyoruz; bizi Galatasaray'a mahkûm eden devletin demokratikleşmeme ısrarıdır. Toplumsal sorunları hak temelli çözmek yerine, baskıyla, şiddetle yok saymasıdır" dedi.
Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle sürdürdükleri adalet arayışlarının 597'inci haftasında Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Kaybedilenlerin fotoğraflarıyla birlikte adalet arayışının simgesi haline gelen karanfiller taşınırken "Kayıplar bulsun failler yargılansın" pankartı açıldı. Anneler bu hafta 12 Eylül 1994 yılında gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbetini sordu. Eylemde ilk olarak konuşan 17 Ocak 1996 yılında gözaltında kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayyip Canan, Hakkari'nin yıkılan, yakılan Yüksekova ilçesinde hak arama talebinde bulunduklarını ama hiç bir şekilde bu hak aramaya bile müsaade edilmediğini söyledi. Tayyip, "Darbeden sonra bir sürü darbeci tespit edilip gözaltına alındı. Fakat barışın simgesi olan Tahir elçinin katili bulunamadı" dedi.
'Katliamlar bilinçlidir'
Daha sonra söz alan 1994'de gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin, 21 yıldır gözaltında kaybedilen kardeşinin failini yargılanmasını gerektiğini ve kardeşinin bir mezarının olmasını istediğini belirtti. İrfan, "Bunlar bilinçli katliamlardır, münferit olaylar değildir. Halk bu faillerin takipçisi olup yargılamalıdır" sözlerine verdi.
'En ağır işkence çığlıkları duymamdı'
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in kaybedilme tanıklarından Ercan Ataş, aradan 26 yılın geçtiğini fakat faillerin halen bulunup yargılanmadığını ve o süreçte yaşanılan işkencelerden en ağırının işkenceye uğratılan arkadaşlarının çığlıklarını duyması olduğunu ifade etti. Ercan, bu ırkçı devlete karşı Kenan Bilgin'in teslim olmadığını sonuna kadar direndiğini sözlerine yer verdi. Diğer bir tanık Naci Dağhan da, onların hayata olduklarına dair herhangi bir bilginin olmadığını kaydeden Naci, "Ama faillerin yargılanmasına dair umudumuz var" diye ifade etti.
'Demokrasiyi ihtiyaç duyuyoruz'
Cumartesi Anneleri adına açıklama yapan Ümit Tekaydişli, "597 haftadır söylüyoruz; bizi Galatasaray'a mahkûm eden devletin demokratikleşmeme ısrarıdır. Toplumsal sorunları hak temelli çözmek yerine, baskıyla, şiddetle yok saymasıdır. Hukukun, demokrasinin ve barışın değerlerini egemen kılmak yerine, hukuksuzluğun ve şiddetin bataklığında tüm insanlık değerlerini çürütmek istemesidir" diye vurguladı. "597 haftadır söylüyoruz; bizi Galatasaray'a mahkûm eden Türkiye'de medyanın özgür ve bağımsız olmamasıdır. Medyanın hakikati topluma aktarmak yerine, halk adına yetki ve kaynak kullananları denetlemek yerine, iktidarların politikalarını aklama ve meşrulaştırma aracına dönüşmesidir" diyen Ümit, hukuk devletine ve demokrasiye ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Kenan'ın bulunması engellendi
Ümit, Kenan Bilgin'in kaybediliş öyküsünü şu sözlerle anlattı: "Kenan gözaltına alınmasının ardından yoğun işkenceler gördü ve kendisinden bir daha haber alınamadı. Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında bulunan avukat Murat Demir de 3 Ekim 1994 günü Kenan Bilgin'i emniyette gördüğünü, yoğun işkence gören Bilgin'in kendisini tanıtarak, 'Beni uzun zamandır burada tutuyorlar, mahkemeye çıkarmıyorlar, beni yok etmeyi amaçlıyorlar' dediğini kamuoyuna açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurulmasının ardından Kenan'ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Savcısı Selahattin Kemaloğlu'nun görevini yapması engellendi. Tanıklarla yüzleştirmek için soruşturmayı yürüten ekipteki polislerin isimlerinin bildirilmesi isteği ise yerine getirilmedi."
'Kenan'a kavuşma düşü insanlık görevi'
Kenan'ın bulunması için tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını dile getiren Ümit, AİHM'nin Türkiye'yi Kenan Bilgin'i gözaltında kaybetmekten sorumlu tutarak oybirliği ile mahkûm ettiğini hatırlattı. "Anne Fincan Bilgin'in ömrü oğlunu bulmaya yetmedi. 'Kenan'a bir şey olmamıştır, bir gün çıkıp gelir' umudunu hiç yitirmeden aramızdan ayrıldı. Onun Kenan'a kavuşma düşü hepimizin insanlık görevi olmalıdır" diyen Ümit, Kenan'ın kaybedildiği dönemdeki yetkililerin yargılanması gerektiğine dikkat çekti.
(tm-ga/ödk/mg)