AFAD kamplarında toplu cinsel istismar, fuhuş, cinsel saldırı

09:04

JINHA

HABER MERKEZİ - Ortadoğu'daki savaş politikaları nedeniyle yerlerinden edilen mülteciler Türkiye'de insanlık dışı koşullarda yaşarken, devletin övünerek anlattığı AFAD kamplarından cinsel saldırı ve cinsel istismar yaşanıyor. Sadece basına yansıyan haberlerde toplu cinsel istismar kampların durumu ortaya çıkarken, kadınlar da fuhuşa sürükleniyor, cinsel saldırıya uğruyor.

Suriye'deki iç savaşın ardından Türkiye'nin sınır kentlerinde açılan AFAD kamplarında yaşanan cinsel istismar ve saldırılar birçok haberle ortaya çıktı. Binlerce mülteci göç etmek zorunda kaldıkları kentlerde ucuz iş gücü olarak kullanılırken, çalışmak isteyen kadınlar iş yerlerinde cinsel saldırılara maruz kaldı. Kamplarda birçok kez çocukların cinsel istismara maruz kaldığı, kadınların fuhuşa sürüklendiği ortaya çıktı.

Göç dalgasının büyümesi ile beraber Reyhanlı, Yayladağı ve Altınözü'nde bulunan AFAD kamplarından bazılarına Suriyeli göçmenler yerleştirildi. Çoğunluğunun kadın ve çocuklardan oluştuğu kamp sakinlerinin yaşadıkları ilk günden beri gündemden hiç düşmedi.

'Cinsel saldırıya uğrayan 2 kadın intihar etti'

Kursam tarafından yayınlanan araştırmada verilen bilgilere göre, Reyhanlı kampında bulunan T.R.İ (31) adlı kamp sorumlularından biri yaşanan trajedi karşısında yaşadıklarını şöyle ifade ediyor: "Bu kamplarda vicdanını kaybetmeden çalışmak mümkün değil. Hayatımda böyle çirkinlik görmedim. Kamplarda çalışan birçok görevli kadınlara tacizde bulunuyor, bir paket çocuk bezi için gelen kadınlara tecavüz ediliyor. Tecavüze uğrayan kadınlardan ikisi intihar etti. Yaşanan durumu aktarmak için defalarca Reyhanlı Kaymakamlığı'na gittim fakat herhangi bir sonuç alamadım."

Kaymakamlık çözüm ve yanıt olmadı

Reyhanlı Kaymakamlığı'na sözlü başvuruları sonuç vermeyince dilekçe ile yazılı olarak da başvuran T.R.İ, kamptaki görevine son verilmesi ile bir kez daha şoka uğradığını aktarıyor. T.R.İ., "Reyhanlı Kaymakamlığı başvurularıma herhangi bir şekilde cevap vermedi, ben de yazılı olarak kampta tecavüze uğrayan kadın sayısı, tecavüz sonrası gebe kalan kadın sayısı ve tecavüz sonrası intihar eden kadınların isimlerinin de yer aldığı bir dilekçeyi kaymakamlık ile AFAD idareler müdürlüğüne ilettim. Bu dilekçeden sonra benimle beraber üç kişinin işine son verildi, yaşadığım durum karşısında ne diyeceğimi bilmiyorum, yaşanan insanlık dışı durum karşında kendime mi yanayım yoksa orada her gün büyük işkenceler yaşayan kadınlara mı yanayım bilmiyorum" dedi.

'Kamplar fuhuş çetelerinin merkezi oldu'

K.S (27) ise AFAD kamplarının Suriyeli kadınlar için nasıl bir tuzağa dönüştürüldüğünü şu cümlelerle aktarıyor: "Bu kamplar gerçekten birer çete yuvası gibi işliyor. Devletin bütün gücünü arkasına alan çeteler buralarda gözlerine kestirdikleri kadınları Antakya ilçesine bağlı Serin Yol, Narlıca, Aksaray ve yeni sanayi ilçelerine götürüyor ve para karşılığında pazarlıyor. Bu kamplar şu anda fuhuş çetelerinin merkezi haline getirilmiş durumda, kadınların bazıları fuhuş çetelerine satılırken bir kısmı ise ucuz iş gücü olarak tarım arazilerinde ve fabrikalarda en kötü koşullarda çalıştırılıyor."

'Asıl sorumlu devlet'

Kamplarda ölü bebek oranının artığını da aktaran K.S., buraların kadınlar için adeta bir cehennem olduğunu söylüyor. K.S., şunları aktarıyor: "DAİŞ çetelerinin elinden kaçarak AFAD kamplarına sığınan kadınların yaşadıkları aslında savaşın da ötesinde tam bir insanlık trajedisidir. Vicdanı olan biri bu durumlar karşında sessiz kalamaz. Ama maalesef yaşanan durum karşında seslerini yükselteceklerine, kampta insani ihtiyaçları gidermekle sorumlu kişiler bile kadınlara her gün cinsel saldırıda bulunuyor. Devlet ise bunun karşısında sesini çıkaran benim gibi birkaç kişiyi işten çıkararak adeta bu işkencenin açıktan destekçiliğini yapıyor, onlarca bebeğin ölü doğduğu, bir o kadarının ise hasta düştüğü koşullarda gerçekten insan ne dese az kalıyor."

Kursam'ın yayınladığı yazıda verilen örnekler dışında basına yansıyan çok sayıda saldırı gerçekleşti. Bazıları ise şöyle sıralanabilir:

Midyat'ta kampta Suriyeli kadına cinsel saldırı

Mardin'in Midyat ilçesinde bulunun AFAD kampında da Suriyeli bir kadın cinsel saldırıya maruz kalmıştı. Eylül 2014'de yaşanan olayda Suriyeli kadın kampta çalışan şoför tarafından cinsel saldırıya maruz kalmış, ardından yaşamını yitirmişti. Kadının epilesi hastası olduğu ve yaşadıklarını kaldıramayarak ilaçlarını içip intihar ettiği belirtilmişti.

Nizip kampında 30 çocuğa cinsel istismar

Antep'in Nizip ilçesindeki AFAD kampında, 30 çocuğa yönelik cinsel istismar ortaya çıkmıştı. Kampa 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda Almanya Başbakanı Angela Merkel, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan yardımcıları Yalçın Akdoğan, Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin tarafından ziyaret edilmişti. 14 bin Suriyeli mültecinin kaldığı kamp, ziyaret edenler tarafından övülmüştü.

Toplu cinsel istismar 3 ay sürdü

30 çocuktan 8'inin ailesinin şikayetçi olmasıyla, Eylül 2015'te ortaya çıkan istismarın 3 ay boyunca devam ettiği öğrenildi. Kampta temizlik işçisi olarak çalışan Erdal E., isimli erkek 8 ile 12 yaş arasındaki çocukları 1,5- 2- 3- 5 lira karşılığında kandırarak cinsel istismarda bulundu. Erdal E., yaşananları kendi ifadesinde kabul ederken Eylül ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Erdal E. hakkında Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Olayın yaşandığı yerde kameralar bozulmuş

Kameraların durumuyla ilgili olarak mahkemenin yaptırdığı araştırma sonucunda, kamptaki görevliler tarafından, cinsel istismarın yaşandığı bölgenin, arızalı kameralar bölgesinde olduğu bu nedenle görüntü olmadığı tutanağı tutulduğu ortaya çıktı.

Bakanlık 8 ay sonra müdahil oldu

17 Eylül 2015 tarihinde cinsel istismardan haberdar olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na davada taraf olması için 31 Aralık'ta mahkeme tarafından talimat gönderildiği, talimata rağmen Bakanlık yetkililerinin üç duruşmaya katılmadığı ortaya çıktı. Cinsel istismarın basına yansıması üzerine bakanlık 11 Mayıs 2016'da Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe vererek dosyaya katılma talebinde bulundu.

İslahiye'de 5 çocuk cinsel istismara maruz kaldı

Suriyeli mültecilerin kaldığı İslahiye'deki çadır kentte kalan ve yaşları 4 ile 8 arasında değişen Suriyeli 5 çocuk, 87 yaşındaki Ahmed H. tarafından defalarca cinsel istismara maruz bırakıldı. İslahiye 2 Nolu çadır kentte Ahmed H., ikisi torunu, ikisi yeğeni ve biri de çadır kentte kalan çocuklara cinsel istismarda bulundu.

9 aylık bebeğe cinsel istismar

İç savaş nedeniyle Suriye'den Antep'in İslahiye ilçesine yerleşen ve burada günü birlik tarım işçisi olarak çalışan ailenin 9 aylık bebeğine cinsel istismarda bulunuldu. Çalıştıkları tarlada bebeğini korumak için bir çadır kuran anne, bebeğini kontrol etmek için çadıra gittiğinde bebeğinin istismara maruz kaldığını anladı. İslahiye Devlet Hastanesi'nde götürülen bebeğe acil serviste müdahale edildiğini istismara maruz kaldığı raporlandı. S.D. isimli erkek başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanırken, haberi yayınlayan gazete ve yapan muhabir tehditlere maruz kaldı.

Devletin koruma şemsiyesi!

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bu iğrenç olay, toplumumuzun tüm fertleri ile birlikte bir anne olarak şahsımın da vicdanında büyük bir infial yaratmıştır. Yavrumuz ile ailesi, devletin koruma şemsiyesi altına alınmıştır. Aileye yönelik gerekli psikososyal destek faaliyetleri bakanlığımızca yapılmaktadır. İnsanlık dışı bu suçun failinin adalet önünde en kısa sürede en ağır şekilde cezalandırılmasının sonuna kadar takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.

Mülteci kadın sınırda cinsel saldırıya uğradı

Suriye'den Türkiye'ye geçmeye çalışan Filistin asıllı 21 yaşındaki L.B. de TSK'ya mensup bir asker tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığını anlatmıştı. Eylül 2015'te yaşanan saldırıyı anlatan L.B'nin babasına işkence edilmişti. Aile suç duyurusunda bulunmak amacıyla bir gün sonra tekrar Türkiye'ye geldi. L.B. ve babasının suç duyurusunda bulunması üzerine Yayladağ Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

Antep'de DAİŞ'in kadınları 'sattığı' büro

Geçen yıl Alman NDR ve SWR kanalları Kasım ayında IŞİD tarafından esir alınan Ezidi kadınların Antep'te para karşılığında köle gibi satıldığını gösteren videolu bir haber yayınladı. Bunun üzerine Antep Barosu suç duyurusunda bulundu ve söz konusu yere baskın yapıldı. Açılan dava 16 günde beraatla bitti. Antep Barosu duruşmaya çağrılmadı. Para transferini gösteren binlerce Arapça makbuzun tercümesi karardan sonra mahkemeye gönderildi.

(gc)