Aleviler: Devletle IŞİD birlik içinde, çare öz savunma
09:21
Habibe Eren / JINHA
ANKARA - IŞID'in Antep'te Kürtlere yönelik gerçekleştirdiği saldırının ardından gözler 10 Ekim iddianamesine çevrildi. IŞID'ın Kürt düğününe saldırma planı daha önceden belgelerde yer alırken, Alevilerin yoğun yaşadığı yerler ve ibadethaneleri de hedefte. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Alevi kadınlar, her barış çağrısından sonra bir katliamın yaşandığını belirterek, örgütlenme ve öz savunma çağrısı yaptı.
10 Ekim 2015’te Ankara'da Tren Garında DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla düzenlenecek Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne IŞID tarafından 2 ayrı canlı bomba saldırısı gerçekleşmiş, katliamda 100’den fazla insan hayatını kaybetmişti.
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın 1 Kasım seçimleri öncesinde ‘PKK’nin tekrar tarihi bir tutum takınacağı’ yönündeki açıklamasının ardından Cemil Bayık da PKK’nin ateşkese hazır olduğunu söylemiş ve 10 Ekim’in ardından KCK’nin eylemsizlik kararını açıklayacağını bildirmişti. Ancak 10 Ekim günü yaşanan katliamın ardından açıklama yapılamamıştı.
KCK’nin açıklamalarına bombayla cevap olundu
KCK Yürütme Konseyi 10 Ekim’den önce, "Eylemsizlik kararını demokrasi güçlerinin elini güçlendirmek için yapıyoruz. Eylemsizlik isteyenler sürece sahip çıkmalıdır” ifadelerini kullanırken, 20 Ağustos 2016 'da tekrar çözüm çağrılarına cevap olacak bir deklarasyon yayınlayan KCK, Türkiye'de bazı güç odaklarının, Güney Kürdistan'daki bazı dost örgütlerinin ve uluslararası bazı kurumların ve HDP"nin müzakere çağrılarına cevap vermişti.
KCK’nin AKP Hükümetinin bir çözüm politikası geliştirmesi halinde, Kürt sorununun bir ay gibi kısa bir sürede çözüleceğini ve Türkiye'ye barış geleceğini dile getirdiği açıklamadan hemen sonra, bu kez Antep’te Kürt yurttaşlarının bulunduğu düğünde IŞID tarafından canlı bomba katliamı gerçekleşti.
Kürt düğününe saldırı 10 Ekim iddianamesinde
Her iki çözüm çağrısından sonra bombaların patlatılması ve faşizmin tekrar diriltilmesi Türkiye'de kaos ortamı yaratırken, akıllara 10 Ekim iddianamesinde yer alan diğer hedefleri getirdi. Belgelerde, IŞİD'in 'Antep Sorumlusu' Yunus Durmaz'ın, örgütün Türkiye sorumlusu İlhami Balı'ya bir düğüne yönelik saldırı gerçekleştireceğini yazdığı ortaya çıkmıştı. Söz konusu belgeler 10 Ekim Ankara Gar Katliamı iddianamesinde yer alıyordu.
Kürt düğünü ve havalimanları biliniyordu
10 Ekim iddianamesinde, "PKK’liler düğün yapıyorlar. Bu düğüne sadece akraba olduğu için gelenler de var ama geneli PKK’li ve düğünlerde PKK bayrağı açılıyor, PKK şarkıları söyleniyor böyle bir yere amel yapalım mı diye soruyorum. Bugünlerde düğün var. Tamam derseniz amel yapacağız inşallah” şeklinde ifadeler yer alıyordu. Böylece IŞID'in çok önceden Kürt düğünlerini hedef alacağı bilinirken, iddianamede havalimanlarının da hedef alınacağı yazıyordu.
28 Haziran'da İstanbul Atatürk Havalimanının dış hatlar bölümünde IŞİD tarafından yapılan canlı bomba saldırısında 42 kişi yaşamını yitirdi. IŞİD'in saldırabilme olasılığının geçtiği yerlerde saldırılar yaşanırken, gözler iddianamede yer alan diğer kritik yerlere çevrildi.
Alevi dernekleri ve cemevleri iddianamede
Belgelerde, askerlik şubeleri, barajlar, kiliseler, konsolosluklar, Lions ve Rotary kulüpleri, Atatürkçü Düşünce Derneği, Alevi Bektaşi Dernek ve Vakıfları, Pir Sultan Abdal Derneği, Cem Kültür Evleri’nin iletişim bilgileri, adres ve yöneticilerinin isimleri de bulundu. “[2371].docx isimli” belgede; Kayseri, Maraş, Adana, Antep, Malatya, Adıyaman, Sivas, Bingöl, Tunceli, Mersin ve Hatay illerinde bulunan Alevi yurttaşların yaşadığı köylerin, yerleşim yerlerinin, derneklerin, cemevlerinin adres ve telefon bilgileri ile yöneticilerinin isimleri de belgelerde bulunmuştu.
Alevi kadınlar öz savunmaya çağırıyor
Belgelerde yer alan saldırılar IŞID tarafından gerçekleşirken gözler daha önce de birçok saldırıya maruz bırakılmış Alevilere çevrildi. Alevilere yönelik tehditler ciddi boyutlara ulaşırken Alevi kadınlardan örgütlülük ve öz savunma çağrısı geldi.
Demokratik Alevi Derneği Eş Bakanı Songül Çelik, öncelikle Antep'de gerçekleşen bombalı saldırıyı lanetleyerek Kürt halkına başsağlığı diledi. "Bu ülkede ne zaman barış için bir kıvılcım çakılırsa; sistem, devlet ve onun bekçisi iktidarlar korkuyor" diyen Songül, iktidarın savaş ve çatışmadan beslendiğini belirtti.
'Onlara inat barışı yükselteceğiz'
"Barış onların en büyük korkusudur çünkü barış geldiğinde onların iktidarları yok olacak bunu çok iyi bildikleri için sürekli barışı katlediyorlar" şeklinde konuşan Songül, " Ama biz onlara inat barışı yeşerteceğiz bu ülkede. En başta da biz Aleviler, Kürtler, tüm ötekiler bir arada sesimizi çığlığa dönüştüreceğiz." dedi.
'Demokrasi nöbeti bitti, bombalar patladı'
AKP hükümetinin günlerce sokakta sözde 'demokrasi mitingi' gerçekleştirdiğini ve demokrasi ile alakası olmayan güruhun günlerce hilafet çağrısı yaptığını belirten Songül, "26 gün bütün sokaklar onlarındı. Tek bir kurşun gelmedi ya da bir bomba patlamadı. Demek ki devlet isterse her şeyi önlüyor. Demek ki devlet burada özellikle Kürtlerin ve Alevilerin üzerine yürümek istiyor" dedi.
'Saldırılar devletin bilgisinde gerçekleşiyor'
Yaşanan bu patlamalardan sonra IŞID iddianamelerinde de Alevilerin tehditte olduğu dikkat çeken Songül, "En son IŞİD'in tapelerinde de çıktı. Bu saldırılar devletin, MİT'in, tüm istihbaratın bilgisinde gerçekleşiyor. Devlet bunu çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.
‘Aleviler çok ciddi tehdit altında’
Önlem alınmadığı için Antep'de büyük bir katliam yaşandığını söyleyen Songül, "Biz Aleviler olarak da büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız" dedi. Geçtiğimiz günlerde Alevilerin ibadet yeri olan Garip Dede Dergahına yapılan saldırıyı hatırlatan Songül, "Sürekli Aleviler tehdit altında. Antep'te yaşanan katliamdan sonra sırtlarına Türk bayrakları asan ırkçı gruplar, 'Allah-u ekber' diyerek Alevi mahallerine saldırdılar" dedi.
Yine hükümet yanlısı bir gazetede Bekir Bozdağ'a, "Bakanım zalimleri içeri aldınız ama mazlumlarda artık dışarı çıksın" diye seslendiğini dile getiren Songül, "Mazlum olarak kastettikleri kişiler 93 yılında Madımak'ta oteli aleve verenler, canlarımızı yakanlar, katiller" diye konuştu.
Alevilere örgütlenme ve öz savunma çağrısı
Alevilere öz savunma çağrısında bulunan Songül, şunları kaydetti: "Alevilerin hepsi bir araya gelerek bu ceberut devlete, bu selefi zihniyetteki AKP iktidarına ve onun yanındaki partilere ses çıkarsın. CHP de Alevi kitlesini arkasına almış AKP'nin yanında koltuk değneği olarak bu ülkede daha çok kötülük yaratıyor. Hiçbir partinin arkasına takılmadan kendi öz gücünüzle, öz savunmanızı siz anca sağlayabilirsiniz. Barış için hep birlikte yürüyelim."
'Antep katliamı devletle IŞİD'in birliğinin kanıtı'
Ankara Demokratik Alevi Derneği'nden Emel Kartal, Antep’te yaşanan katliamı lanetlerken, bu katliamı devlet ile IŞİD'in yaptığı birliğin kanıtı olarak gördüğünü belirtti. "Hepimizin yüreğinin yandığını biliyorum" diyen Emel, barış için her yapılan çağrının arkasından bir katliam yaşandığını vurguladı. Bu katliamların hiç kimseye bir kazanç sağlamayacağını dile getiren Emel, "Evlatlarımızı kaybediyoruz. AKP'nin IŞID ile hareketi daima katliamlara yol açıyor" dedi.
'Devletin IŞİD ile birliği beni tehdit ediyor'
Ankara Demokratik Alevi Derneği'nden Hatice Güneş ise, Kürt Alevi bir kadın olarak yaşanan bu katliamlardan etkilendiğini belirterek, "Coğrafyamız her geçen gün kan gölüne dönüyor. IŞID ile devletin işbirliği beni tehdit ediyor" ifadelerini kullandı.
(sy)