‘Cehennemi aşıp Aslı’nın yeniden doğmasına vesile olunmalıdır’
09:14
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - Kadın gazeteci ve yazarlar, Özgür Gündem gazetesi Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazar Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasındaki asıl amacın Kürt halkının sesini duyurma çabasından kaynaklandığını ve bu nedenle iktidarların hedefi haline getirildiğini belirtti. Aktivist ve yazar Rabia Mine de, “Onun ismini Özgür Gündem'le birlikte duyanlar kitaplarını alıp okumalı, onun bu cehennemi aşıp yeniden doğmasına vesile olmalıdır. Bize aşıracakları cehennemler bitmeyecekse, biz de onları aşıp yeniden doğmaya devam edeceğiz” dedi.
Mahkeme kararı ile 16 Ağustos'ta kapatılıp binası mühürlenen Özgür Gündem gazetesinin diğer çalışanları ile birlikte gözaltına alınan Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarı Aslı Erdoğan, dün çıkartıldığı mahkemece "Örgüt üyeliği", "Örgüt propagandası" ve "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" iddiasıyla tutuklandı. Kaleme aldığı 7 kitabı bulunan, bunlardan bazıları 15 dile çevrilen yazar Aslı’nın tutuklanma gerekçeleri ise, gazetenin Yayın Dayanışma Kurulu’nda yer alarak sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Kürt kentlerinde yaşananları köşe yazılarına taşıması oldu. Aslı’nın tutuklanmasına gazeteciler ve aktivistler de tepki gösterdi. T24 editörlerinden Rabia Çetin, Aslı Erdoğan’ın ‘bölücülükle’, ‘halkı kışkırtmakla’ suçlandığı dört yazının içeriğinin Kürt kentlerinde son 1 yıldır yaşanan vahşete dair olduğuna değinerek, Aslı’nın Cizre’de, Nusaybin’de, Şırnak’ta yaşananları yazdığı için ve gözaltında kaybedilen Hurşit Külter’in akıbetini sorduğu için tutuklandığını vurguladı.
‘Vahşete göz yummayanlara bir mesajdır’
Aslı’nın tutuklanmasına neden olan yazıların son 1 yıldır gazeteciler tarafından yazıldığına dikkat çeken Rabia, “Bu tutuklamada tıpkı Barış için Akademisyenler’in tutuklanması, cadı avıyla gözaltına alınması, görevden uzaklaştırılması gibi bir mesajdır. 1 yıldır Kürt illerinde bir vahşet söz konusu ancak bunu dile getiren, buna tepki gösteren Türkiyeli aydınların tutuklanması ‘Vahşete ses çıkarmayın, suça ortak olun’ mesajıdır. İşkencenin ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin ayyuka çıktığı böylesi bir dönemde Aslı’nın tutuklanması kabullenilemez. Kendisinin de dediği gibi ‘yargılanan vicdandır.’ Çünkü ortada bir suç yok. Kadın gazeteciler olarak hem Aslı Erdoğan için hem de Aslı’nın yazılarının içeriğine ilişkin yani yaşanan vahşete karşı sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz. Ona ‘suç’ olarak isnat edilen suçları biz de işliyoruz. En yalın örneğiyle Hurşit’i her gün sormalı, Aslı’nın tutuklanmasının ‘hukuksuz’ olduğunu haykırmalıyız” dedi.
‘Tutuklamayla özgür düşünceyle yazılanlara engel olamazlar’
DİHA Ankara Muhabiri Ayşe Sürmez de, Aslı’nın tutuklanmasının en büyük nedeninin Kürt halkına dönük gerçekleştirilen katliam politikalarına sessiz kalmamasından kaynaklandığını belirtti. Özgür Gündem gazetesinin kapatılma nedenine değinen Ayşe, Kürdistan’da yaşanan katliamların tüm gerçekliğiyle kamuoyuna duyurduğunu ve bu nedenle hedef haline getirildiğini söyledi. Kürt halkının sesine ses olmaya çalışan herkesin hedef haline getirildiğini dile getiren Ayşe, tutuklamalarla, sindirme politikalarıyla özgür düşünceyle yazılanlara engel olunamayacağını vurguladı. Ayşe, “Yıllardan bu yana iktidar basın çalışanlarını katletti ve kaybetti. Şimdi ise tutuklayarak diğer yüzünü ortaya koyarak kirli politikalar peşindedir. Aydınların, yazarların tutuklanması Türkiye'nin geldiği son noktadır. Bu utanç verici tabloya bakıldığında yapılan baskı ve tutuklamaların önüne iktidar şu ana kadar geçmedi ve geçemeyecektir. Çünkü Özgür Gündem geleneği Ape Musa’lardan, Gurbetelli Ersöz’lerden gelen bir gelenek ve mirastır. Biz de bu değerli geleneği ve mirası sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
‘Kadının tutsaklığı toplumun tutsaklığıdır’
Gazeteci Meral Geylani de, Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasının hem Kürt kadınlarına hem de Kürt halkının yanında olanlara sindirmeye yönelik bir mesaj olarak okunduğunu kaydetti. Meral tüm saldırılar karşısında özgür basın çalışanlarının duruşlarından taviz vermediklerine değinerek, sindirme politikaları karşı direniş geleneğinin sürdürüleceğini belirtti. Meral, yaşanan tutuklama furyası karışışında Aslı’nın tutuklanmasının IŞİD’in kadınlara yaptığı saldırılardan farksız ele alınamayacağına dikkat çekerek, kimsenin zihne ve özgür düşüncelere engel olamayacağını aktardı. Meral, “Gözaltı sırasında kadınları tecavüz etmek ile tehdit eden sistemi tüm dünyaya duyurmak için sadece kadınlar değil herkes el ele vermelidir. Kadının tutsaklığı toplumun tutsaklığıdır” diye belirtti.
‘Aslı’nın adını duyanlar kitaplarını okuyarak bu cehennemi aşmalı’
Aktivist ve yazar Rabia Mine ise, “Yeni çıkan bir Kanun Hükmünde Kararname ile Alaaddin Çakıcı da dahil bütün katillerin ve tecavüzcülerin çok kısa bir süre sonra dışarı çıkma ihtimali olduğundan haberiniz var mı?” diye sorarak, bunların karşısında Türkiye’nin önemli yazarlarından olan Aslı Erdoğan’ın tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Aslı’nın Özgür Gündem’in Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için tutuklandığının altını çizen Rabia, Kürt halkının sesini duyurmaya çalışan kadınların özel olarak hedef haline getirildiğini, Aslı Erdoğan üzerinden asıl hedeflenenin, bütün muhalif yazarlara gözdağı vermek olduğunu söyledi. Aslı’nın ‘Kırmızı Pelerinli Kent’ isimli kitabından örnek veren Rabia, ‘Yeniden doğmadan önce cehennemi aşmak gerekiyordu belki’ diyerek, ülkenin bütün ötekileri sayısız cehennemi aştığını, aşmaya da devam edeceğini kaydetti.
Rabia, “Aslı Erdoğan’ı yazının edebiyat dünyasından çekerseniz geriye koskocaman bir boşluk bırakacak düzeyde, eşsiz bir yazardır. Onun ismini Özgür Gündem'le birlikte duyanlar kitaplarını alıp okumalı, onun bu cehennemi aşıp yeniden doğmasına vesile olmalıdır. Bize aşıracakları cehennemler bitmeyecekse, biz de onları aşıp yeniden doğmaya devam edeceğiz” dedi.
(sy)