KCK'den tarihi deklarasyon
17:23
JINHA
HABER MERKEZİ - KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürt sorununun gelmiş bulduğu aşama, Kürt Özgürlük mücadelesine yönelik saldırılar ve bundan sonraki sürece ilişkin deklarasyon yayınlandı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından Kürt sorununun gelmiş bulduğu aşama, Kürt Özgürlük mücadelesine yönelik saldırılar ve bundan sonraki sürece ilişkin deklarasyon yayınlandı. Eşbaşkanlık tarafından yayınlanan deklerasyonda, "Son günlerde bazı devletler, uluslararası alanda sorunların barış içinde çözülmesi doğrultusunda çalışma yürüten kurumlar, Başurê Kurdîstan’daki bazı dost örgütler, Türkiye'de bazı güç odakları, demokrasi güçleri ve HDP’den müzakerelere dönülmesi ve sorunların müzakerelerle çözülmesi yönünde gelen istem ve yapılan açıklamalara ilişkin, tutumumuzu yeniden kamuoyuna açıklama ihtiyacını ortaya çıkarmıştır’’ denilerek, Kürt sorununda çözüm için adım atması ve sorunu çözüme kavuşturması gerekenin Türk devleti olduğu vurguladı.
KCK deklarasyonunda, sorunun çözümü için acilen atılması gereken adımlar belirtilerek şu ifadelere yer verildi: "AKP iktidarının Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu ortaya koyması ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmesi, HDP’nin de içinde olduğu bir Meclis Heyetinin Önderliğimizle görüşerek çözüm müzakerelerini hemen başlatma kararını alması ve Önder APO'nun bu süreçte kendi örgütü dahil, parlamento içi ve dışındaki tüm siyasi partiler, Aleviler başta olmak üzere demokratikleşme ve kendi sorunlarının çözümü konusunda görüşü olan topluluklar, sivil toplum örgütleri ve aydınlarla görüşmesine imkan yaratacağını ortaya koyması halinde, Özgürlük Hareketi olarak biz de atılacak adımlar ve karşılıklı taahhütler çerçevesinde üzerimize düşen sorumlulukları her bakımdan yerine getirmeye hazırız."
15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasının Türkiye için büyük bir şans olduğunun altı çizilen deklarasyonda AKP hükümetinin bunu bir fırsat bilerek darbe mekaniğini harekete geçirdiği belirtildi.
'5 Nisan'da darbe mekaniği harekete geçirildi'
Son bir yılda Kürdistan ve Türkiye'de yaşanan savaştan ve 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen başarısız askeri darbe girişiminden AKP Hükümeti’nin sorumlu olduğu ifade edilen deklarasyonda "AKP iktidarı 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Mutabakatını kabul etmeyerek, Önder APO üzerinde 5 Nisan 2015’ten bu yana ağırlaştırılmış tecrit uygulayarak, 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını yok sayarak Kürt sorununda savaş politikasına yönelmiş; böylelikle darbe mekaniğini harekete geçirmiştir. Önder APO 2012 yılı sonunda fiili çatışmasızlık sürecini başlatmış, 2013 Newroz’unda Türkiye'yi demokratikleştirme manifestosunu milyonların huzurunda ilan etmiştir. Üç aşamalı bir planla Türkiye'nin demokratikleşmesini öngörmüş, gerilla güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkarma iradesini ortaya koymuş; esir askerler, polisler ve kaymakamı serbest bıraktırmıştır. Hareketimize bu adımları attırarak, Türk devletinin de demokratikleşme yönünde adım atmasını sağlatmak istemiştir. Ancak AKP iktidarı sanki bu adımların hiçbir karşılığı olmayacakmış gibi, Kürt sorununun çözümü doğrultusunda hiçbir adım atmaya yanaşmamış; sadece ateşkesin sürmesini kendi iktidarını sürdürmek açısından yeterli görmüştür" diye kaydedildi.
'MGK toplantısında Özgürlük Hareketi'ne savaş kararı alındı'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın "darbe mekaniği" noktasında hükümete defalarca uyarılarda bulunduğuna yer verilen deklarasyonda, "Kürt sorununun çözümsüzlüğünün bir darbe mekaniği yarattığı, sorunun çözümü doğrultusunda adım atılmadığı takdirde bu darbe mekaniğinin harekete geçeceği konusunda defalarca uyarılarda bulunmuştur. Ancak Önder APO’nun yürüttüğü çabaları ve sağladığı çatışmasızlık zeminini oyalama ve zaman kazanma dışında ciddiye almayan Tayyip Erdoğan ve çevresi, bu çabalar ve uyarıları dikkate alıp çözüm doğrultusunda adım atmamakla, darbe mekaniğini harekete geçiren aktör haline gelmiştir. 2014 yazında ‘Çöktürme Planı’nı hazırlaması ve Kobanê Direnişini sahiplenme eylemleri sonrasında (30 Ekim 2014) yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Özgürlük Hareketi'ni savaşla ezme kararını alması, Tayyip Erdoğan şahsında AKP iktidarını darbe mekaniğini harekete geçirecek zemini sağlayan hükümet haline getirmiştir’’ denildi.
15 Temmuz darbesi 14 Aralık 2015'te başlamıştır
Darbe mekaniğinin özyönetim ilan eden Kürt halkını ezmek üzere 14 Aralık'ta orduyu tank, top ve öteki ağır silahlarla Kürt şehirlerinin üzerine sürmesiyle harekete geçirildiğine dikkat çekilen deklarasyonda şu ifadelere yer verildi: "Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun psikolojik üstünlüğü elde etmek amaçlı 'Kahraman ordumuz teröristleri yenilgiye uğratmıştır' sözleriyle birlikte harekete geçen darbe mekaniği, son hamlesini yaparak iktidarı ele geçirme kararı vermiştir. 'Türkiye'nin en temel sorunu olan PKK ile biz savaşıyoruz, bu ağır yükün altına biz giriyoruz; o zaman iktidarda da biz olmalıyız, politika da bizim olmalı' diyerek, 15 Temmuz’da iktidarı ele geçirme hamlesi yapmışlardır. Tanklar, toplar, helikopterler ve her gün Kürdistan dağlarını bombalayan savaş uçakları, hünerlerini bu kez Ankara, İstanbul ve İzmir’de sergilemişlerdir. Başarısız kalan darbe girişimi, Kürt sorununda çözüm üretemeyen ve bu temelde her alanda tıkanan politikaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
AKP iktidarı darbenin Fetullahçılar tarafından yapıldığını iddia etmektedir. Ortaya çıkan gerçekler, bunların darbe içinde aktif yer aldıklarını ortaya koymaktadır. Darbenin ideolojik ve politik harcı bunlar olmuştur. Ancak darbe bir sonuçtur; esas önemli olan, bu darbeyi yaratan etkenleri tespit edip sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmaktır. Darbelere karşı olmak ve darbelerin kökünü kurutmak ancak böyle gerçekleşir."
Müzakere çağrılarına yanıt
Müzakere çağrılarına yanıt verilen deklarasyonda, "Önder APO ve Özgürlük Hareketimiz, 20 Mart 1993’ten bu yana, Kürt sorununun demokratik siyasal yollardan çözümü için yoğun çaba göstermiş, bunun için on’dan fazla tek taraflı ateşkes ilan etmiştir. Hatta 2013 yılında güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkarma iradesi göstermiş, gerilla güçlerinin yüzde 40’a yakın bölümünü sınır dışına çekmiş, bir o kadarını da sınırların dışına çıkmak üzere harekete geçirmiştir. Önder APO yürüttüğü çabalarla sorunu demokratik müzakerelerle çözüm noktasına getirmek istemiştir. Ancak Kürt sorununda inkar ve zamana yayılmış soykırım politikası terk edilmediği için, bugünkü şiddetli çatışmaları yaratan bir durum ortaya çıkmıştır.
AKP ateşkesleri araçsallaştırıyor
AKP iktidarının ateşkes ve çatışmasızlık durumunu araçsallaştırmasından kaynaklı çatışmaların şiddetli hale geldiği ifade edilen deklarasyonda, bu sebeple ölümlerin arttığı, yıkımların bugüne kadar görülmedik boyutlara vardırıldığı kaydedildi.
Adım atması gereken Türk devletidir
"Kürt sorununu yaratan PKK ve Kürt Özgürlük Hareketi değildir. PKK, Kürt sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle tarih sahnesine çıkmış, inkar ve imha politikalarına karşı mücadele ederek hem Kürt sorununun çözümünü gündeme koymuş hem de sorunun çözüm zeminini olgunlaştırmıştır" denilen deklarasyonda Kürt sorununda çözüm için adım atması ve sorunu çözüme kavuşturması gerekenin Türk devleti olduğu ifade edildi.
KCK deklarasyonunda şunlar kaydedildi: "İktidarlar Kürt sorununu çözmediği takdirde, Kürt halkı kendi örgütlü gücüyle kendi çözümünü kendisi yaratmaya çalışacak; özgür ve demokratik yaşamını sağlayana kadar, bedeli ne olursa olsun, mücadelesini sürdürecektir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü ortamında hiç kimse Kürt halkından ve Özgürlük Hareketi’nden farklı bir tutum takınmasını beklememelidir. Ancak Türk devleti ne bizzat çözüm için adım atmakta, ne de Kürt’ün kendi çözümünü sağlamasına tahammül göstermektedir. Kürt karşıtı ittifaklar temelinde halkın özgürlük özlemini ezme politikası bırakılıp Kürtlerle ittifaka dayalı bir politika benimsenmediği müddetçe Türk devletinin bu kısırdöngüden çıkması mümkün değildir.
Öcalan'ın sağlık ve güvenliği
Kürt Özgürlük Hareketi olarak, Kürt sorununun çözümsüzlüğü nedeniyle zorunlu olarak savaşa başvurduğumuz bilinmektedir. Tarih de kanıtlamıştır ki, Türkiye'de barış Kürt sorununun çözümü, ancak bu çözümün sağlanmasında önemli rol oynayacak Kürt Halk Önderi’nin özgürleşmesiyle gerçekleşebilecektir. Önder APO, Türkiye halklarıyla Kürt halkı arasındaki en temel köprüdür. Önder APO Kürt sorununun çözümü konusunda en makul yaklaşımları göstermiş, ancak bu yaklaşımları karşılık bulmamış, aksine Önder APO ağır tecrit altına alınmıştır.
İmralı’daki değerlendirmeleri nedeniyle darbecilerin Önder APO'ya oldukça öfkeli olduğu bilinmesine rağmen, halkımızın Önder APO'nun sağlığı ve güvenliği konusunda en doğal hakkı olan ailesi ve avukatlarıyla görüşme talebi dahi yerine getirilmemiştir. Bu acil talebin karşılanmaması, varlığı inkar edilen halkımıza karşı bir tutum olduğu gibi, Kürt sorununun demokratik siyasal yollardan çözümü konusunda hala bir zihniyet ve politikaya sahip olunmadığının da kanıtı olmaktadır. Demokratik siyasal çözümden yana olanların en başta Önder APO’ya başvurmaları gerekirken, Önder APO üzerindeki bu ağır tecrit esas olarak da demokratik siyasal çözüm üzerindeki tecrittir."
'Tercihimiz demokratik siyasal çözümden yanadır'
Türk devleti ve AKP Hükümetinin bir çözüm politikası geliştirmesi halinde, Kürt sorununun bir ay gibi kısa bir sürede çözüleceğine değinilen deklarasyonda "Türkiye'ye barış gelir. Özgürlük Hareketi olarak, tercihimiz demokratik siyasal çözümden yanadır. Bu konuda her türlü fedakarlığı göstereceğimiz de açıktır. Ancak bunun için ateşkesler ve çatışmasızlıkları araçsallaştırılmayacağını ortaya koyan bir devlet ve hükümet tutumu gerekmektedir. Artık hiç kimse Kürt sorunu, ateşkes, çatışmasızlık ve görüşmeler araçsallaştırılmaktan çıkarılmadığı takdirde, Kürt Özgürlük Hareketi’nden ateşkes ve çatışmasızlık beklememelidir.
Mevcut durumda AKP iktidarı Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmeden, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme konusunda beklentilere girmek, halklarımızı aldatmaktan başka anlama gelmeyecektir" diye ifade edildi.
'Müzakereleri hemen başlatın üzerimize düşenleri yerine getirelim'
AKP iktidarının Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğu belirtilen deklarasyonda şunlar ifade edildi: "Ortaya koyması ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmesi, HDP’nin de içinde olduğu bir Meclis Heyetinin Önderliğimizle görüşerek çözüm müzakerelerini hemen başlatma kararını alması ve Önder APO'nun bu süreçte kendi örgütü dahil, parlamento içi ve dışındaki tüm siyasi partiler, Aleviler başta olmak üzere demokratikleşme ve kendi sorunlarının çözümü konusunda görüşü olan topluluklar, sivil toplum örgütleri ve aydınlarla görüşmesine imkan yaratacağını ortaya koyması halinde, Özgürlük Hareketi olarak biz de atılacak adımlar ve karşılıklı taahhütler çerçevesinde üzerimize düşen sorumlulukları her bakımdan yerine getirmeye hazırız.
Bunlar ne dayatma ne de koşul ileri sürmedir; şimdiye kadar Kürt sorununun çözümüyle ilgili konuları araçsallaştırma politikasının halklarımıza verdirdiği büyük kayıplar ve acılar karşısında, bir kez daha bu duruma düşmemek için bu tür sorunların çözümünde atılması gereken adımlardır."
'Soykırım uygulamaları bırakılırsa çözümü kolaylaştırabiliriz'
Kürt sorununun çözümü noktasında soykırım uygulamalarından vazgeçilirse, sorunu araçsallaştırma ve oylama konusu olmaktan çıkaracak bir yaklaşım ortaya konuşması dahilinde Özgürlük Hareketi olarak çözümü kolaylaştıracak adımların atılabileceği ifade edilen deklarasyonda, "Türkiye halklarıyla kardeşçe yaşanacak bir çözümün en büyük savunucusu ve pratikleştiricisi olacağımız açıktır. Böylece onlarca yıllık mücadelemizin amacı olan Türkiye halklarıyla kardeşlik içinde çözüm özlemi de gerçekleştirilmiş olacaktır" denildi.
(dk)