Göç-Der Şırnak raporu açıklandı
16:24
JINHA
AMED - Diyarbakır Göç-Der tarafından, 14 Mart 2016 tarihinde "sokağa çıkma yasağı" ilan edilen Şırnak Kent Merkezi'nde tespit ve inceleme raporu açıklandı. Rapora göre kent merkezinin %98'i yerlerinden zorla göç ettirilirken, operasyon süresince yerel kaynakların verdiği bilgiye göre 86 sivilin yaşamını kaybettiği belirtildi.
Diyarbakır Göç-Der tarafından 14 Mart 2016 tarihinde Şırnak kent merkezinde ilan edilen "sokağa çıkma yasağı" na ilişkin hazırlanan yerinde tespit ve inceleme raporu açıklandı. Yasakla birlikte yaşanan zorunlu göç ile "sokağa çıkma yasağı" uygulamaları sırasında gerçekleştirilen askeri operasyonlar sırasında yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin yerinde raporlama, gözlem, tespit ile ileriye dönük planlanacak çalışmalara kaynak olacak verilerin toplanması amacıyla hazırlanan raporda uluslararası insan hakları kuruluşu ve tüm insan hakları örgütleriyle savaş karşıtı kuruluşları yaşanan hak ihlallerini yerinde inceleme çağrısında bulunuldu.
Göç-Der Dernek eş başkanı Yılmaz Kan, yönetim kurulu üyeleri Haknas Sadak, Sadettin Akay ve Nurettin Sevim, Hukukçu ve teknik uzmanlardan oluşan heyetin 10 Ağustos 2016 tarihinde Şırnak'ta gerçekleştirdiği inceleme ve tespitlerine ilişkin hazırlanılan raporda, 14 Marttan bu yana Şırnak merkezi olmak üzere başta 6 mahallede (Cumhuriyet, Yenimahalle, Bahçelievler, Dicle Mahallesi, Yeşilyurt Mahallesi, Aydınlık Evler) başlayan operasyonlar sonucunda kent merkezinde yaşayan nüfusun tamamının (64.000 kişi) operasyon alanı içerisinden boşalttırılarak zorla yerinden göçertilmiş olduğu belirtildi.
86 sivil yaşamını yitirdi
Yasağın başlamasıyla başlatılan operasyonlarda birçok sivilin yaşamını yitirdiğine yer verilen raporda, "Yerel kaynaklara göre ilk belirlemelerde 86 sivilin operasyonlar döneminde hayatının kaybettiğine yönelik açıklama ve beyanların bulunduğu gözlemlenmiştir. Hendekler bahane edilerek kent merkezine yapılan operasyonların başlamasıyla beraber kent merkezinde göçertilen kişiler resmi kurumların operasyon bölgesi içerinde yaşam süren kişiler için herhangi bir hazırlık sürecine gidilmeden halkın tamamını (eğitim, sağlık, barınma, gıda…) gibi temel haklardan yoksun bırakmıştır" denildi.
Kentte ikamet eden 64 binlik Şırnak nüfusunun %98'inin kentten zorla çıkarıldığı belirtilen raporda, "İl merkezinde zorla yerinde edilen kişiler geçici olarak ilçelerde çadır kentler oluşturarak operasyonların bitmesi için buralarda yaşamlarını sürdürmeye gidilmiş ama operasyonların uzaması sonucunda çadır kentlere yerleşik durumuna gelinmiştir. Operasyonlar dönemi boyunca yaşanan onca acıya rağmen evlerini terk edip oluşturulan çadır kentlerde yaşayan aileler her şeye rağmen topraklarında kopmayacaklarını beyan etmektedir" diye kaydedildi.
Operasyonlar boyunca kentin idari yöneticileri ile kentin yerel yöneticileri arasında herhangi bir koordinasyon biriminin oluşturulmadığına dikkat çekilen açıklamada, yerel yöneticilerin tüm çağrılarına rağmen kentin idari yöneticilerinin (vali, emniyet vs) kentte zorla yerinden edilen aileleri kendi kaderleriyle baş başa bıraktığı kaydedildi. Raporda, yerel yöneticilerin ve sivil toplum örgütlerinin birlikte hareket ederek halkın mağduriyetlerini gidermeye çalıştığı ifade edildi.
Yerlerinden zorla çıkarak çevre belde ve köylere giderek buralarda çadır kuran ailelerin durumuna ilişkin bilgilerin verildiği raporda şu ifadelere yer verildi: "Yerel sivil toplum örgütleriyle yaptığımız koordineli çalışmalarda şuan için 2000 çadıra ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş ama bu sayının yakın zamanda 5000 e çıkabileceği de belirtilmiştir.
Sağlık konusunda birtakım girişimlerin olduğu ve bazı incelemeler sonrasında gelen heyetin bir daha bu çadır kentlere geri dönüş yapmadıklarını belirtilmiştir. Bağımsız sağlık ekiplerinin birkaç girişimi bulunduğu ancak bunların kente ve çadır bölgesine sokulmalarına izin verilmemiştir."
80 çadırda 220 aile
Afet konutları yerleşkesinde kurulan birinci çadır kent izlenimlerine de yer verilen raporda, "Afet konutları alanı içerisinde 80 derme çatma çadırın bulunduğu ve bu derme çatma çadırlar içerisinde toplam 210-220 ailenin bulunulduğu belirtilmiş. Derme çatma çadırlar içerisinde yaşayan ailelerin yaklaşık 6 aydır burada bulunduklarını ve aynı çadır içinde 3 ailenin ve toplam 20 nüfusun olduğu bazı çadırlarda ise 2 aileni olduğu ifade edilmiştir" denildi.
Raporda Altyapı sorunu giderilmesi başta olmak üzere yurttaşlar için belirtilen ihtiyaç listesine göre, "Soğutucular( derin dondurucu, buzdolabı), sağlık tıbbı ilaçların bulundurulduğu bir alanın oluşturulması, çadır, gıda, çocuk yaşam ihtiyaçları" gönderilmesi gerekiyor.
Duygusal kopuş
Raporda yer alan önemli bir ayrıntı da çadırlarda yapılan inceleme ve gözlemlerde zorunlu göç eden ailelerde duygusal bağlamda bir kopuşun olduğu gözlemi yer alıyor.
Barınma sorununa çözüm getirilmeli
Raporda şunlar yer alıyor: " 'Sokağa çıkma yasağı' gerekçesiyle göç ettirilen halkın yaşadığı mağduriyetleri önlemeye, giderilmeye yönelik yapılması gereken çok yönlü çalışmaların oldukça yetersiz kaldığı, insanların barınma başta olmak üzere karşı karşıya kaldıkları sorunlarla ilgili olarak bir çözümün geliştirilmediği, buna bağlı olarak da yeni sorun alanların oluşmaya başlandığı görülmüş dolayısıyla ailelerin: barınma, geçim, eğitim, sağlık vb. yaşamsal konularda karşılaştıkları sorunların çözümüne sağlamaya yönelik adımların atılması aciliyet arz etmektedir.
*Sokağa çıkma yasağı öncesi ve sonrasında gerçekleştirilen her türlü insan hakkı ihlali ile ilgili olarak suç ve suçlunun ortaya çıkarılması için her türlü hukuki sürecin adil, şeffaf ve etkin bir şekilde sürdürülmesi ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için hakikatler komisyonunun kurulması elzemdir.
Göç ettirilenlerden özür dilenmeli
*Devletin güvenlikçi politikalardan derhal vazgeçmesi, çatışmaların biran önce sona erdirilmesi, müzakere zemininin yeniden oluşturulması nihai hedefte insanı, insan hayatını, insan haklarını önceleyen adil, eşit ve özgür bir gelecek için Kürt sorununu bir an önce çözülmesi. Devletin yıllarca sürdürdüğü göç ettirme politikalarından vazgeçmesi ve kendi gerçekliğiyle yüzleşmesi, göç ettirilen ailelerden özür dileyerek var olan duygusal kopuşların giderilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması yoluna gitmelidir."
(dk)