İHD: Tecrit kalkmazsa savaş derinleşir

13:06

JINHA

ANKARA - İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 187 bine yakın adli suçlunun OHAL'de ilan edilen KHK ile denetimli serbestlikten yararlanacağını, ancak siyasi tutukluların bu durumdan yararlanamayacağını açıkladı. PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecride dikkat çeken Öztürk, tecridin kalkmaması halinde savaşın daha da derinleşeceği uyarısında bulundu.

Cezaevlerinin durumu, hasta mahpuslar ve denetim serbestlik konusunda yapılan değişiklik sonucu gerçekleşen tahliyeler (Örtülü Ohal Affı) ile ilgili İHD Genel merkezinde basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, OHAL'in bir an önce kaldırılmasını, Anayasa'nın 15/2, AİHS'in 15/2 ve Medeni-Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmenin 4. Maddelerine aykırı olan OHAL KHK'larının iptal edilmesi gerektiğini vurguladı.

Adalet Bakanlığı resmi web sayfasında Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün Cezaevleri ile ilgili genel bilgilendirmesin ve istatistiklerine göre Türkiye Cezaevlerinde 2015 Temmuz ayı verilerine göre 286 kapalı ceza infaz kurumu, 63 müstakil açık ceza infaz kurumu, 2 çocuk eğitimevi, 6 kadın kapalı, 4 kadın açık ve 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplamda 364 ceza infaz kurumu bulunduğunu belirten Öztürk, bu kurumların kapasitesinin 183 bin 871 olduğunu kaydetti.

187 bin adli suçlu denetimli serbestlikten yararlanacak

Adalet Bakanlığı'nın Nisan 2016 tarihli, suç gruplarına göre dağılımı içeren istatiğine göre, insan öldürme suçu 28 bin 996, insan öldürmeye teşebbüs,1 bin 821, cinsel suçlar 15 bin 226, dolandırıcılık 5 bin 890, fuhuş 2 bin 71, hırsızlık, 42 bin 859, sahtecilik 42 bin 589, uyuşturucu 35 bin 385, yağma ve gasp 22 bin 881, yaralama 23 bin 278 olarak toplamda 187 bin 11 kişinin bu suçlardan hapishanede olduğunu kaydeden Öztürk, ilan edilen KHK'yle; hırsızlık, yağma ve gasp yaralama, insan öldürmeye teşebbüsden suç almış kişilerin tümünün denetimli serbestlikten yararlanacağını söyledi.
Öztürk, "Siyasi iktidarın suç tipi nedir bilmiyoruz. Tüm bu düzenlemeler ayrımcılığın gittikçe derinleştiğini gösteriyor" dedi.

Hapishanelerde bulunan kişi sayısı 14 yılda 4 kata yakın arttı!

AKP'nin iktidara geldiği 2002 sonu itibarı ile Türkiye Cezaevlerinde 59 bin 429 kişi bulunduğunu, bugün ise bu sayının son iki yıldaki denetimli serbestlik hükümlerine göre cezaevlerinden tahliye edilen on binlerce insana rağmen 215.000'e çıkmasının durumun vahametini gösterdiğini belirten Öztürk, bu durumun siyasi iktidar zamanında adaletsiz, otoriter bir yönetim sergilendiğinin göstergesi olarak belirtti.

Bir ayda 20 bin insan tutuklandı

15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan tutuklamalarda şimdilik bir ayda 20 bin civarında insanın tutuklanmasının cezaevlerinde yer açılması ihtiyacını beraberinde getirdiğini ve böylece siyasi iktidarın bir tercih yaparak kendisine göre daha az tehlikeli suçları cezalandırmaktan vazgeçerek örtülü OHAL affı getirdiğini söyleyen Öztürk, 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen örtülü OHAL affının var olan ayırımcı ve çifte standartları daha da kötüye götürdüğünü şu maddelerle belirtti:

* "Türkiye Cezaevlerinde İHD'nin tespit edebildiği kadarı ile 331'i ağır olmak üzere 926 hasta mahpus bulunmaktadır. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra tutuklandığı belirtilen yaklaşık 20 bin kişiye yer açılması için Ankara, İstanbul, İzmir gibi belirli merkezlerdeki cezaevlerinde bulunan ve tedavileri zorlukla sürdürülmeye çalışılan bu kişilerin çok büyük bir çoğunluğu başka cezaevlerine sürgün edilmiş ve böylelikle tedavileri zora koyulmuştur. Esasen bu kişilerden durumu ağır olan 331 kişinin insani ve hukuki açıdan bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir.

* AKP Hükümeti örtülü OHAL affı ile yaklaşık 100 bine yakın insanı cezaevlerinden çıkarmaya başlamışken, her türlü yasal haklarına rağmen İmralı Cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan üzerinde uyguladığı kesin tecridi bir an önce kaldırmalı, ailesi ve avukatları ile görüşmesini sağlamalıdır. 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili olarak İmralı adasında da hareketlenme olduğunu ifade eden Adalet Bakanının bu söylemi karşısında İmralı'ya halen hiçbir ziyaretçinin gönderilmemiş olması oldukça büyük bir kanunsuzluk ve siyaseten sorumsuzluktur.

* AKP Hükümeti çıkardığı örtülü OHAL affı ile yüz kızartıcı suçlar başta olmak üzere toplum vicdanı tarafından doğru bulunmayan bir konuda adım atmış ama hasta mahpuslar gibi yılardır kamuoyu gündeminde bulunan ve bu konuda birkaç kez kanun değişikliğine rağmen çözülmeyen önemli bir insani sorunu çözmemiştir. Bir an önce hasta mahpusların salıverilmesi ve tedavilerinin süratle yapılması için gerekli yasal ve idari tedbirler alınmalıdır. Gerekirse infaz kanunun 16. Maddesi değiştirilmeli veya geçici bir madde ile sorun çözülmelidir.

* Halen yürürlükte bulunan 5275 sayılı İnfaz Kanunu'na göre adli mahpusların şartla salıverilmesi için cezalarının 2/3'ünü, siyasi mahpusların ise cezalarının ¾'ünü çekmeleri gerekmektedir. 671 sayılı KHK ile durum adli mahpuslar lehine değiştirilmiş, siyasi mahpuslar bakımından ise aynı bırakılarak ağırlaştırılmıştır. Siyasi iktidar bu uygulama ile kendi içinde kurduğu dengeyi! bile bozmuş ve böylece ayrımcılığı iyice artırmıştır. Suç ve cezaların infazı aşamasında yaratılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması için TMK 5. Maddenin acilen kaldırılarak TMK 3 ve 4. Maddelere göre verilen suçlardaki yarı oranında artırım sona ermeli, TMK 17. Maddeye göre TMK kapsamında işlenen suçların infazında koşulu salıverme süresi olan ¾ oranı yeni KHK'daki gibi ½'ye çekilmeli, 5275 sayılı kanunun 107. Maddesinin Fıkrası kaldırılarak ayrımcılık sona erdirilmelidir. TMK 17. Maddenin son fıkrası "Uzatılmış Ölüm Cezası" içerdiğinden ötürü bir an önce kaldırılmalıdır.

'Hasta mahpuslar için bu yetki niçin kullanılmıyor?'

İleri ki süreçlerde hapishanede bulunan hasta mahpusların durumunun daha fazla gündeme geleceği uyarısı yapan Öztürk, "Hükümet hasta mahpuslar için bu yetkiyi niçin kullanmıyor" diye sordu. Gazeteciler, insan hakları savunucuları, yazarların içeride tutulduğunu hatırlatan Öztürk, "Siyasi iktidar ölüm naraları atıyor. Böyle bir infaz biçimi olamaz" ifadelerini kullandı.

'Masayı devirdiğiniz için savaş bu hale geldi'

"Bu iktidar ömür boyu iktidar da mı kalacak. Yaptıkları hukuksuzlukları görmüyorlar mı?" diyen Öztürk, aylardır İmralı'da ağırlaştırılmış tecritte tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın durumuna dikkat çekti. "Bu ülke nasıl oluyor da Abdullah Öcalan söz konusu olduğunda her türlü kanunsuzluğu uyguluyor" şeklinde konuşan Öztürk, güvenlik kabinesine şöyle seslendi.

"Bunun sebebi sizsiniz. İmralı'daki masayı devirdiğiniz için bu hale geldi. Şimdi savaşı daha da derinleştiriyorsunuz. Bu çatışmaların, saldırılan karşılıklı olarak bir an önce durması gerekiyor."

'OHAL kaldırılsın KHK'lar iptal edilsin'

Öztürk , son olarak; OHAL'in kaldırılmasını, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ların iptal edilmesini, bu KHK'lardaki düzenlemelerin TBMM tarafından ele alınmasını, infazdaki ayrımcılık ortadan kaldırılmasını, hasta mahpusların insani ve hukuki nedenlerle tahliye edilmesini, Abdullah Öcalan üzerindeki kesin tecritin kaldırılmasını; ailesi ve avukatlarıyla bir an önce görüştürülmesini ve cezaevlerindeki işkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız heyetler tarafından yerinde incelenmesine izin verilmesini talep etti.

(he/fk)