Nusaybin'deki insanlık suçuna karşı eylem çağrısı
11:31
JINHA
MERDİN - Nusaybin'de incelemelerde bulunan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kentte insanlık suçu işlendiği ve işlenmeye devam ettiğini belirterek, acil eylem çağrısı yaptı.
Mardin Nusaybin'de 14 Martta başlayan sokağa çıkma yasağı 19 Temmuz'da kısmen kaldırılmış olsa da yasak halen devam ediyor. 6 Mahallenin tel örgülerin örülmesi, halkın mahallelere girememesi ve mahallelerde bulunan cenazelerin çıkarılmamasına karşı işlenen insanlık suçuna ses çıkarılma çağrısında bulunuldu.
Tarihe kayıt düşecek'
Nusaybin'de işlenen insanlık suçu için uluslararası mahkemelere başvurulması gerektiğinin altını çizen İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, "Buraya geldiğimizde gördüğümüz manzara ise 6 mahalleye giriş yasak, tel örgülerle kapatılmış. Tel örgülere asılan Türk bayrakları sanki işgal etmiş ve bayrağını asmış gibi duruyor, bu çok dikkat çekici bir şeydi. Öncelikle bir insanın insanca yaşayabilmesi için öncelikle özgür olması, temel haklarına sahip olması lazım. Bu tel örgüler bunu açıktan tehdit eden şeyler. Hala o molozların altında ailelerin yakınları var ve hala onların cenazeleri orada. Devletin orada doğru düzgün bir moloz kaldırma çalışması yapıyor mu, yoksa evler yıkılıyor mu, daha talan mı ediliyor, bütün bunların ortaya çıkması lazım. Bununla ilgili Türkiye'deki mahkemelere yapılacak başvurularla ilgili sonuç alması noktası hep sorunlu olageldi. Devlet genel olarak haklı olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla sonrası açısından belki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Uluslar arası Ceza Mahkemesi'ni (UCM) Buralardan ne sonuç alınır bilemiyorum ama her başvuru gerek insan mahkemeler, gerek uluslararası mahkemelerde itirazlarımızı tarihe kayıt düşmek anlamına gelecek. Devletin buna karşı tutumu da tarihe geçmiş olacak" dedi.
'Herkesi sorumlu hareket etmeye çağırıyorum'
Devletin Nusaybin'de işlediği insanlık suçuna karşı herkesin eyleme geçmesi gerektiğini dile getiren Gülseren, "Devletin işlediği bu suçlar karşısında susmak da bu suça ortak olmaktır. Bu bilinç ve sorumlulukla herkesin burada yaşamın tekrar normale dönebilmesi için, buradaki insanların tekrar insanca yaşayabilmesi için ellerinden gelen her şeyi yapması ve bu sorulukla hareket etmeli" diye konuştu.
'İnsanlar direnmeye devam ediyorum'
Nusaybin'de muazzam bir direniş gözlemlediğini dile getiren Dersim Demokrat Kadın Hareketi Aktivisti Özlem Armen ise "Bu topraklar yıllarca Ermeniler, Süryaniler Kürtler kendi topraklarını kaybetmiş ve bu topraklar işgal altındadır. İşgal edilen bu topraklarda bitip tükenmeyen bir soykırım var, bu soykırım karşısında bu halk kesinlikle boyun eğmedi, direndi. Evlerini kaybetmiş, canlarını yitirmiş insanlar var. İnsanların bu acılarına karşı gösterdikleri tutum da direniş söz konusudur. Nusaybin'de inanılmaz bir TC'nin zulmü var. TC'nin yaptığı bu zulüm karşısında insanlar direndi, dirençli olmaya devam diyor, umutlarını yitirmemiş, yarınlarına umutla bakıyorlar" dedi.
'Bu acılara tanığız, TC'nin bu yüzünü tanıyoruz'
Dersimli bir kadın olarak Nusaybin'de yaşanan acıya da direnişe de uzak olmadıklarını dile getiren Özlem, "1938 katliamında büyük bir soykırım yaşadık, savaşın en büyük mağdurları biz kadınlarız, bu acılara tanığız, TC'nin bu yüzünü tanıyoruz. Bunu Nusaybin'de gördük maalesef, TC'nin geçmişi katliamla dolu devlettir bizler her zaman buna karşı dik duracağız ve bu yola devam edeceğiz. Direniş direniştir her yerde aynıdır bugün Dersim halen toprakları için direniyor bu Nusaybin'de aynı insanlar toprakları için direnmeye devam ediyor. Cizre den Nusaybin'e ve dersime uzanan muazzam kavga devam ediyor" diye konuştu.
Özlem devrimci ve sosyalist kadınlara Nusaybin'i yalnız bırakmama çağrısında bulundu.
(ekip/fk)